2. Bölüm

1.2K 268 59
                                    

LÜTFEN OKUYUN!

Merhaba arkadaşlar. Bir çocuğunuzun da fark ettiği gibi mermaridd.com sitesi askıya alındı. Site sürekli sorun çıkardığı için bu yılki yayınlayıcı site ödemesini yapmadım. Dolayısıyla tüm yazılar şuanda bir muallakta. Sizler sitenin ön yüzünde paylaşılan yazıları okuyorsunuz ancak bu işin birde arka planda olan admin kısmı var ve sürekli yabancı hesaplar tarafından saldırıya uğruyordu site. Onlarla uğraşmak ayrı hikaye paylaşırken yaşadığım zorluk ayrı yorucuydu. Yeni bir site açana kadar buradan hikayelerimizi yayınlamaya devam edeceğim. Daha güvenli ve düzenli bir site kurulana kadar lütfen takipte kalın.

Hikayemizin yeni bölümüne geçelim. Keyifli okumalar!

***


Genç kız her zaman kol çantasında bulundurduğu küçük Kur-an'ı Kerim'ini alarak uyuyan babasının başında okumaya başlamıştı. Babasına şifa olması için şifa ayetlerini okumaya başlayan genç kız her bir ayette içi huzurla doluyordu. İnancı tamdı, hastalığı veren Allah şifasını da elbet verirdi. Bu yüzden bu şifaya vesile olmak için ilaç şirketinde çalışmayı kabul etmişti ya! Şifayı veren Allah, onlara bu nimetten yararlanma nasibinde bulunmuştu.

"Sadakallahülazim," diyerek Kur-an'ı kapattığında kendisine gülümseyerek bakan babasıyla göz göze gelmişti.

"Babacım, kendini nasıl hissediyorsun?"

"Allah kabul etsin kızım, şükür." Mehmet Bey gözünün nuru gibi büyüttüğü kıza içi giderek bakıyordu. Efnan olmasaydı babalık duygusunu asla tadamayacağını biliyordu. Küçük kız daha bebekken kollarına bırakıldığında başta çok korkmuş, sonra da elinden geldiğince onu ahlaklı, dinine bağlı biri olarak yetiştirmeye çalışmıştı. Çok şükür ki meyvelerini de toplamıştı.

"Çok şükür," diyen kız kenardaki sudan bir bardak doldurarak babasına içirmeye çalışmıştı. Yaşlı adamın dudakları şekerden olsa gerek kupkuru görünüyordu.

"Elhamdülillah, annen nerede kızım?" diye soran adam genç kızın bardağı bırakmasını izliyordu.

"Eve gönderdim çok korkmuştu. Amcamlar da buradaydı baba," dediğinde aslında bir kan bağları bulunmadığı için sessiz kalmak istemişti.

"Hilmi abim zaten yanımdaydı kızım. Çok şükür bunu da atlattık."

"Neden bana söylemediniz baba? Ne zamana kadar saklayacaktınız hasta olduğunu?"

"Önemli bir şey yoktu kızım, seni telaşlandırmak istemedik."

"Önemli olmadığını söylediğin hastalık yüzünden buradasın babacım. Lütfen benden sağlığınızla alakalı bir şeyler saklamayın. Benim sizden başka kimim var ki?" kızın sesindeki üzüntü adamın canını yakmıştı.

"O nasıl söz kızım, senin kimseye ihtiyacın yok. Allah her zaman yanında olacak unuttun mu?" diyen adamla Efnan hemen tövbesini çekmişti. O elbette yalnız değildi ancak dünyada başka kimsesi yoktu. Her zaman Allah'a sığınsa da ailesi olmadan ne yapacağını bilmiyordu. İkisi de yaşlanmaya başlamıştı ve ölümün yaşı olmasa da Efnan onları kaybetmekten çok korkuyordu.

"Ahmet geldi mi?" diye soran adamla Efnan gözlerini yaşlı adamın gözlerine çevirmişti. Şimdi neden onu sormuştu ki? Genç adamla yıllardır görüşmese de Ahmet'i tanıyordu. Özellikle firmada çalışmaya başladığından beri birçok kez adı zikredilmişti.

"Evet, buradaydı. Babasıyla gittiler..." Mehmet Bey derin bir iç çekerek gözlerini kapatmıştı.

"Ahmet'e mesaj at gelsin sende eve geç."

KÖRDÜĞÜM KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin