0.3

101 18 0
                                    

Jeonghan

Dün sıcak bir duşun ardından kendimi battaniyenin altına atıp derince uyumuştum. Bir nevi iyi gelmişti ama yinede kendimi buruk hissediyordum. Kendimi ona açmıştım ve bu hiç beklemediğim anda olmuştu. Uykuya dalmadan önce sürekli bana dediklerini düşünmüştüm.

Dediklerini kabul edemiyordum. Belki de haklıydı ama benim için çok zordu kabul etmek. Onun beni soktuğu durumdan nefret ediyorum. Üniversiteden beri sürekli beni bu tarz durumlara sokuyordu haberi olmadan. Sürekli beynimi işgal ediyordu laflarıyla.
Söyledikleriyle mahvediyordu beni fark etmeden.

Dün o lavaboda aklıma gelen iğrenç anıları hatırlattığı için bile nefret ediyorum ondan. Ailemi hatırlatıyordu bana. Çünkü Seungcheol mükemmelliyetçi ailemin istediği çocuktu. Annem ile babam mantık evliliği yapmışlardı. Bu iğrenç mantık evliliğinin sonucuydum ben. Tabi ben bu evliliğin mantık evliliği olduğunu lisede falan öğrendim. O zaman kadar sürekli birbirlerini seviyormuş gibi davranıyorlardı.

Birbirlerine karşı ve dışarıya karşı rollerini çok güzel oynuyorlardı. Kimse onların aslında birbirinden nefret ettiklerini anlamıyordu veya anlamış olsalar bile salağa yatıyorlardı.
Benim mükemmel bir çocuk olmamı istiyorlardı. Onlara yakışır bir çocuk. Bu yüzden liseye kadar evde eğitim gördüm ben. Liseye kadar evde olduğum için onların birbirlerinden gizli yaptıkları çoğu şeyi biliyordum. Birbirlerini defalarca kez aldatmaları gibi.

Liseye geçince bu aldatma işi patlak verdi ve çok büyük kavga ettiler. Evdeki her şeyi kırıp döktüler. Annem babamı suçluyor babam annemi suçluyordu. Birbirlerine saldırmaya başlamışlardı bu kavganın sonunda. Onlar bu şekilde kavga ederken orada ağlayan beni görmemişlerdi bile. Yere çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sonuçta birbirilerine aşık sandığım ebeveynlerimin aslında birbirinden nefret ettiğini öğrenmiştim.
Bu olayın beni ne kadar kırdığını kimse bilemez.

Onların kavgası neredeyse bir hafta falan sürmüştü. Geceleri bile tartışıyorlardı. Artık en sonunda dayanamayıp boşanma kararı almışlardı. Bu kararı alabildikleri için Tanrı'ya teşekkür etmiştim. Sonunda kavga etmeyi keseceklerdi çünkü diye düşünmüştüm. Keşke düşünmeseymişim bu seferde Jeonghan kimde kalacak kavgası başladı. İkiside sonunda beni fark etmişlerdi.

Şimdi ne kadar üzücü gelse de o zaman çok mutlu olmuştum sonunda beni fark ettikleri için. Önüme bir sürü hediyeler dizmeye başlamışlardı. Sonuçta bir nevi benim seçimime de bağlıydı kimde kalacağım.
Hediyleri gördükçe mutlu oluyorum sanmıştım ama işin aslı gittikçe derin bir yara açılıyordu ruhumda.

Boşanma günü gelmişti. Hepimiz mahkemede bekliyorduk boşanmalarını. Boşanmışlardı sonunda ve ikisininde yüzlerinde güller açıyordu. Evliliklerinin bitmesi veya kurulan düzenin bozulması onları hiç rahatsız etmiyordu ama benim her şeyim alt üst olmuştu.
Hakimin kararıyla ve benimde isteğim yönünde annemle kalmıştım. Babama göre bir tık daha iyiydi.

Mahkemeden çıktıktan sonra ikiside mahkemenin önünde şampanya patlatmışlardı. Boşanmalarını kutlamak için.
Ben bu olaylardan sonra sevgiye inanmamaya başladım. Sevgiden de aşktan da nefret ettim ve yemin ettim onlar gibi olmayacağıma. Kimseye o lanet duyguyu beslemeyecektim. O duygunun bana zarar vermesine izin vermeyecektim. Bu yüzden kaçıyorum bazı şeylerden üniversiteden beri.

Bugünde gitmemiştim işe. Enerjim yoktu gidebilmem için. Yatağımın içinde battaniyenin altında duruyordum öyle. Kalkıp yemek yiyecek halim bile yoktu. Sadece bu şekilde durmak istiyordum. Tabi yine bu isteğim reddedilmişti hayat tarafından.

Çalan zille yavaşça üstümdeki battaniyeyi kenara attım. Kim gelmiş olabilirdi ki? İşyerinden birinin geleceğini sanmıyordum. Merdivenlerden inip hala çalmaya devam eden kapıyı açtım. Karşımdaki kuryeyi görmemle şaşırmam bir olmuştu.

Law of Love //Jeongcheol//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin