Jeonghan
Sarılmadan sonra büroda fazla konuşamamıştık ama şuan beraber yemeğe gidiyorduk. Hem yiyip hem içecektik. Birde konuşurduk yüksek ihtimalle. Önümdeki dosyaları düzeltip çantama koydum. Bilgisayarımı da kapatıp onuda dosyalarımın yanına koydum.
Seungcheol'de toplanmış beni bekliyordu. Asansörün önünde durmuş bir şekilde yanında ise bizim büronun minik aşıkları vardı. Beomgyu ve Taehyun yani. Beomgyu'ya destek verircesine gülümseyip yanlarına gittim. Dördümüz birden asansöre bindik. Seungcheol benim yanımda ve arkadaydık biz. Önümüzde ise Taehyun ve Beomgyu duruyordu.
Beomgyu'nun heyecanı buradan bile belli oluyordu. Onun bu heyecanına sırıtıp yavaşça kafamı yan tarafımda duran bedenin omzuna koydum. Seungcheol'ün nefesini tutmasına kıkırdadım. Bu tepkisi aşırı hoşuma gitmişti.
En sonunda asansörün durmasıyla duruşumu düzelttim. Asansörden inip Seungcheol'ün arabasının yanına gittik. Arabaya binmeden Beomgyu'lara bakmaya başladım. Taehyun'a bir şeyler söylüyordu kızarmış yüzüyle. Taehyun kolunu, Beomgyu'nun beline sarıp çıkışa ilertmeye başladı. Onların tatlılığına sırıtıp arabaya bindim. Seungcheol de bu sırada arabayı çalıştırıp başlamıştı sürmeye.
-Yüzünde çiçekler açıyor bir sebebi var mı bunun?
-Beomgyu ile Taehyun'a baksana aşırı tatlılar ve umarım bugünün sonunda sevgili olurlar. Beomgyu bugün ondan benimle konuştu. Tavsiye istedi bende tavsiyemi verdim. Onunla konuşmam bazı şeyleri fark etmemi sağladı. Bazı şeylerin değişmesini sağladı. Bu yüzden de mutluyum aslında. Yemek yerken seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
-Nasıl bir konu o Jeonghan?
-Ailemle ilgili bilmen gereken şeyler var. Hani hep diyordun ya niye duvarlarının kırılması bu kadar zor diyordun? Bunun sebebini anlatacağım sana. Neden aşka inanmadığımı, neden kendimi sürekli geri çektiğimi bunların hepsini anlayacaksın bugünkü konuşmamızda.
-Jeonghan bu durum seni üzecekse şimdi anlatmana gerek yok. Ben seni beklerim, hep bekledim hep bekleyeceğim. Bunu bil tamam mı? Zaten seni üzmüşken birde canını yakan olayları hatırlayıp daha fazla üzülmeni istemiyorum.
-Anlatıp kurtulmam lazım Seungcheol. Bu yüklerden kurtulmam lazım. Mahvediyor beni anlatmamak. Bana destek çıkacak birisini istiyorum ve bu kişi sensin Seungcheol. Senden başkasına güvenemem ben. O yüzden yemekte konuşacağız bu konuları.
-Sen ne istiyorsan o artık Jeonghan. Ve nereye gitmek istersin yemek için?
-Fark etmez bana gözüne güzel gözüken ilk yere gir. Çünkü aşırı derecede açım ben.
-O zaman sıkı tutun hızlı süreceğim. Madem acıktın hemen doyurmamız lazım seni.
Bu dediğine kıkıradadım ve koltukta iyice geriye yaslandım. Bugünkü davranışlarımla aramızdaki bazı şeylerin değiştiği çok belli oluyordu. Bunun iyi veya kötü olacağını zaman belirleyecekti. Umarım bize verdiğimiz bu şansı mahvetmezdik ikimizde.
-Jeonghan aramızdakilerin değiştiğini hissedebiliyorum ve ben bunun kötü sonuçlanmasından çok korkuyorum. Kötü sonuçlanmaması için elimden geleni yapacağım ama bilmiyorum korkmama engel olamıyorum. Seni kaybetmek istemiyorum ben. Seni kaybedemem bir kez daha.
-Bende korkuyorum Seungcheol ama zamana bırakmaktan başka şansımız yok. İkimizde elimizden geleni yapacağız bunu biliyorum.
Sadece ikimizde zamanında yaptığımız hataları yapmayalım yeter.Seungcheol dediklerime cevap veremeden arabayı park etmişti. İkimizde arabadan inip geldiğimiz restoranta girdik. Çok kalabalık bir restorant değildi bunun sayesinde hemen sevmiştim burayı. Arkalardaki masalardan birine doğru giderken Seungcheol'ün arkamdan geldiğini duyabiliyordum.
Masalardan birine oturdum. Seungcheol'de karşıma oturmuştu. Yanımıza gelen garsona hızlıca siparişi söyleyip beklemeye başlamıştık. Üstümdeki ceketi çıkarıp yanıma koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Law of Love //Jeongcheol//
Fanfiction"Some hearts understand each other even in silence"