1.5

79 8 22
                                    

(2 yıl sonra)

Jeonghan

Bugün tatile gidecektik Seungcheol'le. Uzun zaman sonra çok iyi gelecekti bu tatil bize. Bu zamana geleseye kadar çok şey yaşamıştık ama günün sonunda yine birbirimizin kollarının arasındaydık. Bundan dolayı aşırı mutluydum. Seungcheol'ün beni bırakmamasına da çok minnettardım. Belki pes etseydi şuan bu anları yaşamıyorduk. Ne kadar Seungcheol bunları düşünmememi söylemiş olsa da bazen engel olamıyordum düşünmeme.

Ben bunları düşünürken belimde hissettiğim kollarla irkildim. Boynuma kondurulan öpücüklerle yüzümdeki gülümseme büyümüştü.

-Benim güzel meleğim napıyormuş bakayım?

-Biricik sevgilisine atıştırmalık hazırlıyormuş. Çünkü gitmeleri gereken bir tatil varmış.

-Hmm bu tatilde ne yapmayı planlıyormuş bakayım güzel meleğim?

-Sevgilisiyle vakit geçirip bol bol yüzmeyi düşünüyormuş. Birde belki sevgilisi onu çok severse onunla da bir şeyler yapabilirmiş.

-Bol bol sevmem gerekecek desene o zaman benim güzel meleğimi.

-Sevmezsen kestim seni sevgilim ve atıştırmalıklar hazır. Hadi gidelim tatilimize.

Seungcheol son kez boynumu öpüp kollarını gevşetmişti. Bende atıştırmalıkları koyduğum çantayı alıp arabanın yanına gittim. Cheol elindeki iki küçük çantayla yanıma gelip arabanın içine koymuştu çantaları. Bende ufak çantayı onların üstüne koyup ön koltuğa oturmuştum. Sevgilimin de arabaya binmesiyle yola çıkmıştık. Gideceğimiz yer bir dört saatlik mesafemiz vardı.

Hızlanan arabayla camı açıp içeriye serin havanın girmesini sağladım. Bu sırada elim telefonuma gitmişti. Radyoya bağlı olduğu için rahatça şarkı açabilirdim. Enerjik bir şarkı olsun istediğim için "Taylor Swift-Paper Rings" açmıştım. İçeriye dolan güzel müzikle yavaşça söylemeye başlamıştım.

-The moon is high
Like your friends were the night that we first met
Went home and tried to stalk you on the internet
Now I've read all of the books beside your bed

Sözleri söylerken yavaşça hareket etmeye başlamıştım. Cheol'le bu şekilde arabadayken dans edip şarkı söylemeyi çok seviyordum. Güzel anlar çıkıyordu ortaya ve bu anlar için canımı bile verebilirdim.

-The wine is cold
Like the shoulder that I gave you in the street
Cat and mouse for a month or two or three
Now I wake up in the night and watch you breathe

Sesimi yükseltmeye başlamıştım yavaşça çünkü nakarata geliyordu. Sevgilime bakarak söylüyordum şarkıyı. Cheol de bana sırıtarak bakıyordu. Arada bir yolu kontrol edip sonrasında tekrar bana bakıyordu.

-Kiss me once 'cause you know I had a long night
(Oh) Kiss me twice 'cause it's gonna be alright
Three times 'cause I've waited my whole life
(One, two, one, two, three, four)

Her defasında biraz ona yanaşıp gülümsedim. Bana yanağını uzatmıştı öpmem için. Bende onunla uğraşmak için parmağımı yanağına bastırıp uzaklaşmıştım ondan. Beklemediği hamlenin etkisiyle bana bakmıştı sahte sinirle. Bu hali aşırı tatlı gelirken

-I like shiny things, but I'd marry you with paper rings
Uh huh, that's right
Darling, you're the one I want, and
I hate accidents except when we went from friends to this
Uh huh, that's right
Darling, you're the one I want
In paper rings, in picture frames, in dirty dreams
Oh, you're the one I want

Law of Love //Jeongcheol//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin