1.2

86 11 4
                                    

Jeonghan

Yanağımdaki elin hissiyle yavaşça gözlerimi açtım. Karşımda bana endişeli bakan gözleri görünce yavaşça yerimde doğrulmak istedim.

-Dur Jeonghan daha yeni uyandın. Otur biraz daha.

Seungcheol'ün dedikleriyle biraz daha beni tutan koluna yaslandım. Asla görmeyi beklemiyordum o kadını annemi yani. Ne işi vardı burada? Neden bu kadar uzun zaman sonra yanıma gelmişti? Çalıştığım yeri nerden biliyordu? Ben onlardan kopalı çok olmuştu ve nerede çalıştığımı, nerede oturduğumu onlara söylememiştim. İyice kendime gelmemle yavaşca ayağa kalktım. Seungcheol bana endişeli bir şekilde bakarken sorun yok dercesine gülümsedim.

-Nerede o?

-Bay Kim'in odasında.

-Benimle gelir misin o odaya Seungcheol? Sensiz bir konuşma yapamam onla o kadar güçlü hissetmiyorum kendimi.

Kafasıyla beni onaylayınca Bay Kim'in odasına doğru gitmeye başladım. Diğerleri bize bakmayı kesip işlerine geri dönmüşlerdi o sırada. Bay Kim'in odasının önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı açtım. İçeri girdiğim gibi beni geren yoğunlukla kalbime ağrı girmişti.

Beni dikkatlice süzen gözlerin hissiyatıyla mideme yumruk yemiş gibi hissediyordum. Tüm vücudum titriyordu şuanda. Konuşmak ona neden burda olduğunu sormak istiyordum ama yapamıyordum. Sanki birisi ağzımı mühürlemiş gibiydi. Birbirimize bakmaya devam ederken sırtımda hissettiğim dokunuşla bakışlarımı annemden çektim.

-Hiç değişmemişsin oğlum. Gelip sarılmayacak mısın annene?

-Hayır sarılmayacağım ve oğlum deme bana.

Bağırmamıştım ama yinede sesim gür çıkmıştı. Bu cümlemle bakışlarındaki sertlik dahada artmıştı. Artık daha sinirli bakıyordu. Bende altta kalmayacaktım. Aynı tavırla bakmaya başladım ona.

-Gözlerindeki nefret diline de vuruyor sanırım artık oğlum.

-Neden geldin ve burayı nerden buldun?

-Ziyaret etmek istedim seni. Bakayım dedim oğlumun hayatı nasıl gidiyor?

-Seni göreseye kadar güzel gidiyordu. Bu ziyaretinin kısa sürmesi için ne yapıyorsan yap. Hiç dahil olmadığın gibi şimdi de hayatımdan çık git!

-Erkek arkadaş edinmişsin sonunda tebrik ederim sizi ama sen yemin etmemiş miydin? Aşka inanmıyorum ve bu lanet şeye düşmeyeceğim diye. Ne ara sözlerini yutar oldun?

Dedikleriyle sinirin vücudumu sardığını hissetmiştim. Bel altı oynayacaktı demek ki,ona göre karşılık görecekti o zaman benden de.

-Evet erkek arkadaş edindim sizin o kadar sahte sevginize karşı bana gerçek sevgiyi gösteren bir erkek arkadaş edindim hemde. Senin nasıl gidiyor peki Amerikadakiyle dur Amerikadaki seni terk etmişti.

Diyip küçümseyeci bir şekilde sırıtmıştım. Karşımdaki kadının kızaran yüzünü görmek beni iyice mutlu ediyordu. Buraya bir çıkar için geldiği belliydi ama istediğini elde edemeyecekti.

-Benimle düzgün konuş annenim ben senin!

-Sen annelik nedir biliyor musun ki? Hiç yaptın bana annelik dur sen cevap vermeden ben vereyim hayır yapmadın! Buna rağmen böyle konuşabiliyorsun ya aklım almıyor gerçekten. Bu odadan da hayatımdan da çok git!

-Ölecek olsam bile bunu der miydin?

Annem bunu dedikten sonra odayı bir soğukluk sarmıştı. İçimdeki küçük bir parçam üzülüyordu sadece. O da onu zamanında çok seven küçük Jeonghan'dan kalan bir parça.
Hala sessizce duruyordum. Buna ne demem gerektiğini veya nasıl bir tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.

Law of Love //Jeongcheol//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin