Üniversitenin 1.yılı
Elleriyle saçlarını düzeltiyordu Jeonghan. Bugün birinci sınıflar için tanışma partisi vardı. Jeonghan'da oraya gidip kafasını dağıtacaktı yani kafasındaki plan buydu. Üstündeki deri ceketi de düzeltip hızlıca parfümünü sıktı.
Sonrada aşağıya inip ayakkabılarını giydi ve evden çıktı. Bu üniversite onun için yeni bir başlangıç olacaktı. Lisedeki gibi içine kapanmak istemiyordu. Kendisinin zor bir insan olduğunu biliyordu ama bunun tek sorumlusu ebeveynleriydi. Belki de onlar böyle davranmasaydı böyle duvarlarım olmazdı diye düşünmeden edemedi Jeonghan.
Yaklaştığı üniversiteyle içini saran heyecanı bastırmaya çalıştı. Nedense sabahtan beri içinde tuhaf bir his vardı. Bu his onu korkutuyor olsa da görmezden gelmeye çalışıyordu. Terleyen ellerini pantalonuna silip yavaşça üniversitenin içine girdi.
Şimdiden sarhoş olmuş insanları görünce kıkırdamadan edemedi. İçkilerin olduğu masaya doğru gidip bir tane bira aldı ve ufak bir yudum aldı. Hızlı bir başlangıç yapmak istemiyordu. Bu yüzden yavaş yavaş içecekti Jeonghan. Elindeki birayla duvara yaslanıp deli gibi dans edenleri izlemeye başladı.
İzlerken yavaş yavaş da birasını içiyordu.Şarkının değişmesiyle etrafı "Chase atlantic-Meddle about" sarmıştı. Bu şarkı milleti daha da gaza getirirken Jeonghan yanına geleni fark etmemişti ta ki güzel bir kokunun etrafını sarasaya kadar. Parfüm hoşuna gitmişti tam onun sevdiği gibi kokuyordu. Erkeksi ama içinde azda olsa yumuşak esans vardı. Kokunun sahibine doğru çevirdi kafasını ve gördüğü bedenle vücudunun titremesine engel olamadı.
Yanındaki beden kokusu gibi çok çekiciydi. Kendi gibi sırtını duvara yaslamış bir şekilde elindeki içkisini içiyordu. Jeonghan onun kendisini mahvetmesini istemekten kendini engelleyememişti. Uzun zaman sonra birisi onu bu şekilde etkiliyordu ve bu Jeonghan'ı korkutmuyor değildi.
-Sanırım fazla beğendin. Alamadın gözlerini bir türlü benden.
Jeonghan yakalanmanın verdiği utançla yanaklarının kızardığını hissetti. Elindeki biradan bir yudum aldı biraz daha cesarete ihtiyacı vardı.
-Göz benim değil mi bakarım. Hem sende rahatsız olmuşa benzemiyorsun gitmediğine göre.
-Böyle bir güzellik bana bakarken gidemezdim buradan. Ben Seungcheol bu arada.
Diyip elini uzatmıştı Jeonghan'a doğru. Jeonghan'da titreyen eliyle Seungcheol'ün elini tutup
-Bende Jeonghan.
Demişti sadece. Daha fazlası için biraz daha içmesi gerekiyordu. Alışık değildi bu kadar çekici biriyle konuşmaya.
-Size bir içki daha ısmarlayabilir miyim eğer sizde isterseniz?
-Çok naziksiniz ve ısmarlayabilirsiniz.
-O zaman hadi gidip biraz daha içelim bakalım.
Seungcheol bunu diyip yanındaki güzelliğin elinden tutmuştu. Kendisi önde yeni tanıştığı güzellik arkasında içki masasına doğru yürüyorlardı. Seungcheol ilk defa bir partiye katıldığı için mutluydu böyle bir güzelliği kaçırmış olsaydı kendini keserdi üzüntüden. İçkilerin yanına geldiği gibi kendi favorisi olan içkiden iki tane almıştı.
Birini yavaşça elini tuttuğu güzelliğe uzatmıştı. Jeonghan gördüğü tavıra karşı sırıtmadan edemedi.-Benim favorimdir bu içki umarım seversin sende güzellik.
-Sert bir içki o zaman değil mi?
-Birazcık sert ama seni çarpacağını sanmıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Law of Love //Jeongcheol//
Fanfiction"Some hearts understand each other even in silence"