1.3

81 13 22
                                    

Jeonghan

Aniden çalan telefonla sıçrayarak uyanmıştım. Yanımdaki bedeni daha fazla rahatsız etmemek için telefonuma uzanıp kimin aradığına baktım. Tanımadığım bir numaraydı. Hızlıca açıp kulağıma tuttum. Bu sırada Seungcheol uyanmış bir şekilde bana bakıyordu.

Duyduklarımın bıraktığı etkiyle telefonun kapandığını anlamamıştım. Şoka girmiş bir şekilde öylece dururken Seungcheol'ün ellerini hissettim yüzümde.

-Jeonghan ne oldu? Yüzün bembeyaz oldu, ne dediler telefonda sana?

-A-annem kötüleşmiş hastaneye kaldırmışlar. C-ciğerleri sönmüş.

Seungcheol duydukları ile şok olmuştu. Ben nefes alamıyormuş gibi hissediyordum. Böyle bir şeyi asla beklemiyordum onun bu derece hasta olmasını beklemiyordum. Gözlerimin dolduğunu hissederken

-Jeonghan nefes al ver hadi birtanem. Benimle birlikte nefes al ver.

Yüzümdeki eller kendisine bakmamı sağlayıp derince nefes almaya başladı. Uğultulu bir şekilde duyduğum şeyi yapmaya çalışıyordum. Ciğerlerime giren nefesle Seungcheol ufakça gülümsemişti.
Ben biraz daha sakinleşince

-Hastaneye gitmek ister misin?

-İ-istiyorum ne kadar kızsam da annem o benim.

-Tamam sen üstüne kalın bir ceket giy bende arabayı hazırlayayım. Birde hangi hastanede?

-Şu bizim iş yerinin arkasındaki hastanede. İsmini söyledi ama kafam allak bullak.

-Ben anladım seni.

Demiş ve odadan çıkmıştı. Bende titreyen vücudumla ayağa kalkıp gardıroptan ikimize ceket çıkarmıştım. Yavaşça aşağıya iniyordum. Seungcheol arabanın önünde beni bekliyordu. Hızlıca ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Arabaya bindikten sonra üstüme geçirmiştim ceketi. Seungcheol'de arabaya bindikten sonra ona uzatmıştım diğer ceketi de. Seungcheol'de hızlıca üstüne giydikten sonra başlamıştı arabayı sürmeye.

Titreyen ellerimle üstümdeki ceketi sıkıyordum. Daha dün kendi kendime bir şey olursa üzülmem derken şimdi içimdeki büyük korkuya engel olamıyordum. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Güçlü durmak istiyordum ama şuan kendimi hiç güçlü hissetmiyordum şuanda.

Gözümden akan yaşla dişlerimi sıktım. Kendimi sıkıyordum ağlamamak için ama bir şeye yaramıyordu. Tırnaklarımın avuç içlerine battığını hissederken ellerimin üstünde hissettiğim elle kafamı Seungcheol'e çevirdim.

-S-seungcheol o iyi olacak mı?

-Annen güçlü bir kadın Jeonghan aynı senin gibi güçlü birisi ve bunu atlatacağına eminim.

Seungcheol'ün dedikleriyle azda olsa rahatlamıştım. Seungcheol ellerimizi birleştirmiş bir şekilde sürüyordu arabayı. Birkaç dakika sonra varmıştık hastaneye. Seungcheol arabayı hızlıca park etmişti. Ellerimizi birkaç saniyeliğine ayırıp inmiştik arabadan. Arabadan indiğimiz gibi tekrardan birleştirmiştim ellerimizi.

Hastaneye girdiğimiz gibi resepsiyona gidip annemin olduğu odayı sormuştu. Öğrendiği odayla hızlıca beni de götürmeye başlamıştı. Annemin katına çıkmak için asansöre binmiştik. Seungcheol'ün elini sımsıkı tutarken ayaklarımın beni taşıyamadığını hissediyordum.

Seungcheol beni kendine çekip ona yaslanmamı sağlamıştı. Birbirimize yaslanmış bir şekilde duruyorken asansörün kapısı açılmıştı. Seungcheol, açılan kapıyla hızlıca beni sorduğu odaya doğru götürmeye başlamıştı. Odanın kapısının önünde gördüğüm kalabalıkla içimdeki korkunun daha da büyüdüğünü hissediyordum.

Law of Love //Jeongcheol//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin