Jeonghan
Her zamanki gibi elimdeki dosyalarla bürodaydım. Bu seferkinde her zamankinden bir tık farklı olarak Seungcheol'ü bekliyordum. Beraber bir davaya bakacaktık ve bunun için mahkeme salonuna gitmemiz gerekiyordu.
Gergindim içimde tuhaf bir his vardı. Kötü bir histi bu. Umarım öyle bir şey olmazdı. Gerginlikten dudaklarımı ısırmaya başladım. Bu huyumu da bırakmıyordum. Gergin olunca dudağımın üstünü yoluyordum. Gözlerimi kapatıp içimdeki kötü hissin geçmesini beklemeye başladım.
Birkaç dakika öyle durduktan sonra çenemde daha doğrusu dudağımın üstünde hissettiğim elle gözlerimi açtım. Karşımda endişeli bir şekilde bana bakan bir Seungcheol vardı.
-Yapma şunu kanatacaksın gene güzelim dudaklarını.
Derin sesiyle söylediği cümleyle yutkunmuş ve çekmiştim dişlerimi dudaklarımdan. Eliyle kopardığım kısma dokundu. Acıyla geri çekilmeye çalıştım ama diğer eliyle belimden tutup çekilmemi engellemişti. Dokunduğu yerler alev almışcasına yanarken donup kalmıştım.
Bize bakan gözleri hissedebiliyordum ama ilk defa hiçbiri umrumda değildi. İstedikleri kadar bakabilirlerdi umrumda değildi.-İktirmeyecek misin? Normalde sevmezdin bu kadar göz önünde olmayı?
-Bazı şeyleri takmayacağım bundan sonra. Bakmaya devam edebilirler yani.
Bunu dememle Seungcheol'den kocaman bir gülümseme almam bir olmuştu. Zamanında benimde yaptığım hatalar vardı ve onları bir kez daha tekrarlamayacaktım. Ona bakmaya devam ederken kendi geri çekilmişti.
-Hadi gidelim bakalım şu mahkeme salonuna.
O önden ben arkadan asansöre bindik. Gergin ama bir yandanda rahat hissediyordum. Nasıl bir ikilem bu anlamıyordum. Dün gece düşüncelere dalmıştı. Kendi ve Seungcheol hakkında düşünmüştü bol bol. Kendini Seungcheol'ün yanında nasıl hissettiğini bir kez daha düşünmüştü ve kendini güzel hissediyordu. Güvende hissediyordu. İlk birinin yanında böyle hissettiği için kaçmıştı Seungcheol'den. Korkmuştu ama artık korkmak istemiyordu. Ondan pes etmeyen birinden korkmak kaçmak istemiyordu.
Bunları düşünürken kolunda hissettiği elle düşüncelerinden çıkmıştı.-Jeonghan iyi misin?
-İ-iyiyim sadece dalmışım.
-Gergin değilsin değil mi?
-Bir tık ama o kadarı da normal bence.
-Terslemiyorsun beni bugün. Ölecek miyim yoksa?
-Saçma salak konuşma ne ölmesi daha.
-Neden terslemiyorsun peki beni? Nefret ediyordun benden neden göstermiyorsun nefretini?
Bunu derken üstüme doğru yürüyordu. Sırtımın duvara değmesiyle olduğum yerde kaldım. Dudaklarımı yalayıp hızlıca cevap verdim ona.
-Terslememi bu kadar özlediğini bilmiyordum veya nefretimi görmeyi. Senden hala nefret ediyorum ama aynı yerde çalışıyoruz ve bu diğer çalışanları kötü etkileyebilir. Bundan dolayı belli etmiyorum nefretimi sana yani.
-Bence tek sebep bu değil ama inanmış gibi yapacağım.
-İnanmazsan inanma Seungcheol.
-Bana karşı duvarlarını yıkmaya başlıyorsun bunu hissedebiliyorum ve o duvarları tamamen parçalayasaya kadar durmayacağım Jeonghan.
Bunun üstüne kocaman gülümsedim Seungcheol'e. Benim için bu kadar çabalaması kendimi özel hissettiriyordu bana.
-Gülümsemen çok güzel hep böyle gülsen ya bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Law of Love //Jeongcheol//
Fanfiction"Some hearts understand each other even in silence"