4. Bölüm: Duvarlar

81 16 2
                                    

Yöneticimiz olan adamın konuşmalarını dinledikten sonra bize yarım saat tanıdılar. Bu yarım saatte dışarıda yürümemize izin verdiler. Diğerlerini umursamadan görevlilerin olduğu yere doğru ilerledim. Yanlarına vardığımda bana döndüler.

"Bir sorun mu var?"

"Hayır... Şey yani evet. Bir şey soracaktım. Çocukların kaldığı blok tam olarak nerede biliyor musunuz?"

"Buraya çok uzakta. İstesende gidemezsin son 20 dakikanız kalmış. Bir dahaki sefere artık. Hadi şimdi ev arkadaşlarının yanına dön."

Öfleyerek Gece'nin yanına ilerledim. Eylül ile bir şey konuşuyorlardı. Geldiğimi belli ettiğimde Gece bana döndü.

"Öykü duvarı gördün mü?"

"Hayır. Niye ki? Bir şey mi var?"

Eylül şaşırarak seslendi. "Öykü iyi misin? Pek umrunda değilmiş gibisin. Burası çok garip bir yer."

Söylediklerinin üzerine dikkatlice duvara odaklandım. Evet, gerçekten normal şeyler olmuyordu. Bize en yakın olan duvarda büyük, demirden, bir sürü kilit takılmış bir kapı vardı. Duvarlarda birçok kamera takılıydı.
Ama garip olan şuydu: Neden bu kadar korunaklı yapmışlardı? Yada neden gitmemizi istemiyorlardı? Aklımda bir sürü soru işareti oluşmuştu.

Omzumun dürtülmesi sonucu kendime gelip arkamı döndüğümde buraya gelmeden önce çarpışıp kavga ettiğim çocuğu tam karşımda gördüm. Bana benim ona baktığım gibi şaşkınlıkla bakıyordu. Havada kalan elini yavaş yavaş indirip konuşmaya başladı.

"Pardon seni başkasıyla karıştırdım. Açıkçası seni görmeyi pek beklemediğim için biraz şaşkınım."

Çocuk karşımda konuşurken ben hiçbir şey söylemiyordum.

"Bu arada ben Berk."

"Öykü..."

"Memnun oldum Öykü. Ve bu arada benim isteğim gerçekleşti."

"Ne isteği?"

"Bir daha karşılaşma isteği..." Bana göz kırpıp uzaklaşmaya başladı. Olduğum yerde dona kalmıştım. Berk'i burada görmeyi hiç beklemiyordum. Derin bir nefes alıp etrafıma bakındım. Gözlerim Gece'yi arıyordu fakat ortalıkta görünmüyordu. Birden bire az ötemden çığlık sesleri gelmeye başladığında hemen o tarafa döndüm. İki kişi kavga etmeye başlamıştı. Yanlarında ki bir kadın ise kavga eden adamlardan birini çekiştirip ağlıyordu. Arkamda ki görevliler hareketlenmeye başladığında bende hızla ilerledim. Kızın çekiştirdiği adam karşısındaki adama hızlıca bir yumruk savurdu. Öbür adam yere düştüğünde ise bu sefer tekmeler atmaya başladı. Görevliler adamı durdurmaya çalışıyorlardı.
En sonunda ortam sakinleşmeye başladığında yerdeki adamı görevliler kaldırıp bir yere götürdüler. Rüzgâr ve Murat koşarak yanıma geldiler "Hikaye iyi misin? Ne oldu burada?"

Normal bir şartta olsaydık eminim terslerdim ama şuan hiç halim yoktu.

"Bende anlamadım. Kız kavgası gibi bir şey sanırım."

Rüzgar ve Murat görevlilerin olduğu yere giderken kavgada ağlayan kızın yanına yaklaştım. Başını kaldırıp bana soran gözlerle baktı.

"Kavgayı gördüm. İyi misin?"

Burnunu çekti. "İyiyim."

"Bu neden oldu?"

"Kocamın kıskançlığı tuttu işte. Birden arkadaşıma saldırmaya başladı." Biraz durdu. "Çok mu kötüydü? Çok dayak yedi."

"Biraz kanaması vardı. Ben Öykü."

"Memnun oldum. Bende Nazlı."

"Su ister misin?"

Beyaz ÇemberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin