Ben Öykü... Geçen hafta 18 yaşına girdim. Annemi kardeşim Masal'ın doğum anında, babamı da 2 yıl önce kaybettim. Masal ile beraber kirasında amcam ve dayımların yardımcı olduğu normal küçük bir evde yaşıyoruz. Onlara karşı mahcup hissetmek istemediğimden okul çıkışı yarı zamanlı işe gidip para kazanıyorum.
"Abla saçımı bağlar mısın?"
Masal'ın sesiyle beraber irkilip başımı ona doğru çevirdim. Elindeki çiçek şeklindeki tokasını bana doğru uzatarak gülümsüyordu. Gülümsemesine karşılık verirken tokasını elinden aldım ve saçlarını hızlıca bağlamaya başladım. İçimde adlandıramadığım bir duygu vardı. Kendimi çok huzursuz hissediyordum. Masal'ın saçlarını ördükten sonra yüzünü bana doğru çevirdim.
"Ablacığım seni bugün okuluna karşı komşumuz bırakacak tamam mı? Sakın elini bırakma ve onun sözünü dinle. Ablanın birkaç işi var. Hadi görüşürüz, iyi dersler."
Masal'ı komşumuza bırakıp çantamı hızlıca sırtıma taktım. Ayakkabılarımı bir çırpıda giyip hızlıca asansörden aşağı doğru indim. Hava biraz serindi. Kış mevsimi baya yaklaşıyordu. Ağaçlardaki yapraklar sararmış, bir kısmı yere düşmüştü. Etrafa göz gezdirdikten sonra sokakta düşünceli bir şekilde en yakın arkadaşım Gece'yle buluşacağımız yere doğru yürümeye başladım.
Son zamanlarda birçok kayıp yaşanıyordu. Haberlerde envai çeşit başlıklar yer alıyor, bunlar insanların daha da gerilmesine neden oluyordu. Uzmanlar bu ölümlerin nedenini henüz bulamamış olsa da bir çözüm bulmaya çalıştıklarını sürekli tekrarlıyorlardı. Yolda dalgın dalgın yürürken birden birisiyle çarpıştım. Hemen geriye doğru iki adım atarak "Özür dilerim. Dalgınlığıma geldi kusura bakmayın." diye özür dilemeye başladım. Evet, biraz fazla abartmıştım ama işte benim huyumda buydu. Karşımdaki çocuk: uzun boylu, zayıf, bir o kadar yakışıklı ve sempatik görünüyordu. En azından şuan böyle düşünüyordum. Bana gülümseyerek baktı "Neyse seni affediyorum. Bir daha tekrarlamazsan sevinirim." Şimdide benimle dalga mı geçiyordu bu? Alt tarafı özür diledim ve bununla da dalga geçiyorsa işimiz zor. Gözlerimi devirdim "Bir daha karşılaşırsak bu konuda özen gösteririm. Hiç kuşkun olmasın."
"Karşılaşmayacağımızı mı düşünüyorsun?"
"Neden karşılaşalım?"
"Neden karşılaşmayalım?"
"Of! Lütfen bana özür dilediğim için taktığını söyleme. Bir ton işim var ve şuan birinden özür dilediğim için zaman kaybediyorum."
"Öyle olsun. Görüşürüz."
"Mümkünse görüşmeyelim. Hoşça kal." Son sözlerimi de söyleyip hızla yanından ayrıldım. Bir günümde normal geçse mucize olacaktı sanırım. Derin bir nefes alıp etrafıma bakınırken 10-15 tane aracın arkasındaki borulardan duman gibi bir şeyin çıktığını fark ettim. Herkesin gözü bu araçlardaydı. Bu dumanda neyin nesiydi? Ben daha olayı anlayamadan gözlerimin kapanmaya başladığını fark ettim. Sanırım bu duman bir ilaçtı! Ve bunu yapanlar her kimse şuan etraftaki herkesi tek seferde bayıltıyordu...
**Evet, ilk bölümümüz biraz kısa oldu. Ama gelecek bölümleri elimden geldiğince uzun yapmaya çalışacağım. Henüz sadece birkaç karakterlerle tanıştık. Bakalım ileride bizi neler bekleyecek. Yakında görüşürüzz**
İnstagram hesabım: zeynephafsacann
Bölümü oylarsanız çok mutlu olurumm <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Çember
Misterio / SuspensoSize yaşamınız için bazı tehditlerin olduğunu söyleseler ve Beyaz bir çemberin içindeki evlerde 9-10 kişiyle yaşamanızı söyleseler ne yapardınız? 18 yaşında olan Öykü bu yılını sakin bir şekilde geçirmeyi planlarken durum aksi haline dönmüştür. Hiç...