Yağmur ve Şefkat

Sisli Dağ, Yağmur ve Huzur

Üniversiteyi bitirdikten sonra ailemin yanından taşınma kararı aldım ve Norveç'e yerleştim. Bu hemen hemen 4 yıl önceydi. Şimdi burda mükemmel bir düzenim var. Kimilerine fazla rutin geliyor ama ben müteşekkirim. Devlet hastanesinde psikolog olarak çalışıyorum. Özel klinik açmak riskli ve masraflı olduğu için birikim yapmak önceliğim. Ufak bir kasabada yaşıyorum ve merkeze gitmek için sabahları 1 saat yol çekmek yorucu, yine de sabahları buranın sakin yağmurlu havası ve temiz oksijeni ciğerlerimi rahatlatıyor.

Hobi olarak yaptığım pek bir şey yok, iş çıkışı haftanın 3 günü spora gidiyorum ve kitaplarımla arama bir şey girmesinden nefret ederim. Bir kedim olmasını çok isterdim ama evde onu yalnız bırakmak zorunda olmam beni strese sokardı bu yüzden hala yalnızım. Eski erkek arkadasimdan 2 yıl önce ayrıldım ve cinsellik gibi şeylere ayıracak pek vaktim yok maalesef. Ormanda yürüyüş yapmaya ve mantar toplamaya bayılırım. Geçenlerde az daha zehirlendigimi saymazsak çok lezzetliler. Bunların haricinde iki yıllık bir hemşirelik geçmişim var ama psikoloji beni kendine çektiği için bıraktım. Sakin hayatımdan oldukça memnundum tabii bir cuma günü mantar toplamak için sağanak havada ormana gittiğimde karşılaştığım kanlı manzaraya kadar...

Anlatım birinci kişi ağzından olacak genelde ama bu arada değişebilir onu belirticem. Bi tık ana karakterimizi betimleme gibi oldu bu bölüm. Asıl olaylar 2. Bölümde; bakalım bu kanlı manzarada bizi neler bekliyor...