~Günde birkaç bölüm atmayı planlıyorum kısa kısa. Cidden anlık bi kararla başladım o yüzden saçma bi heyecan var kdkdkd umarım seversiniz hehe keyifli okumalar.~
Her cumartesi yaptığım gibi bugün de ormana gitmiştim mantar toplamak için. Burası dört mevsim yağışlı olduğu için bolca bulabiliyordum. Gerçi mantar bahaneydi kafa dağıtmak ve yürüyüş yapmak bana en iyi gelen şeylerdendi. Ormanın girişine kadar arabayla gelip kalan yolu yürüyordum. Şansıma yine yağmur bastırmış ve yağmurlugum olmasına rağmen sırılsıklam etmişti beni. Saate baktığımda akşam yedi civarıydı. Botlarım çamura batıp çıkıyordu. Nefes nefese yürüyordum ve önümü zor görüyordum bu yağmurda.
10 metre kadar ilerimde bir beyazlık gördüm yerde, büyük bir şeydi ama zaten bozuk olan gözlerim net görmüyordu. Cekinsem bile meraktan yaklaşmıştım. Bi anda o beyaz şey kanla kaplı biri haline geldi. Gözlerim irilesmis doğru görüp görmediğimi kestirmek için birkaç kere göz kirpmistim. Yerde gördüğüm beyaz şey 1.90lara yakın olduğunu düşündüğüm bembeyaz teniyle kanlar içinde Yerde uzanan gümüş ipek saçlara sahip genç bir adamdı...
Hemen eğilip nabzına baktım, teni soğuktan buz tutmuştu ve uzun zamandır burda baygın olduğu belliydi. Üzerindeki beyaz tshirt kanla kapliydi ve yirtilmisti siyah pantalonu da aynı şekilde. Sağ kolu ve sol bacağında pençe izlerine benzer derin yaralar vardı. Dikiş olmadan ciddi kan kaybı yapacağı belliydi. Kafasını kaldırıp uyandırmayı denedim yalnızca küçük mırıltılar duyuyordum. Oldukça güzel şekilli bir yüzü vardı. Hava soğuk olmasına rağmen bir erkeğe göre oldukça pemde dudakları saçları gibi gümüş sık kirpikleri vs keskin ama sevimli yüz hatları görsel şölendi. Bu fikirler saniyelik bir şekilde aklımdan geçmişti. Mesleki deformasyon ince ayrıntılara çok dikkat ederdim.
Hızla onu kaldırıp çıplak ayaklarını yere sabitlemesini sağladım. Yalpalayarak da olsa yürüyebiliyordu şükür ki ama yine de benim için çok ağırdı. Arabaya kadar kaç kez ağaca yaslanıp dinlendik bilmiyorum. Zar zor nefes alıyordu ve soğuktan titremesi yürümesini zorlaştirmışti. Sonunda arabaya vardığımda şükür duası ettim. Yavaşça onu arka koltuğa yatırdım ve üzerine arabadaki montumu örttüm.
"B-ben ya-yapmadımm." Diye sayıklıyordu. Bir suçlu olabileceği gerçeği beni korkutmuştu ancak bu halde zaten bana zarar veremezdi kasabaya indiğimizde icabına bakarım diyip sürmeye başladım. Evimin önüne geldiğimde arabayı park ettim orman evde 25 30dk uzaklıktaydı. Evim iki katlı sayılırdı alt kat oturma odası banyo ve Amerikan mutfakti ve merdivenle çatı katı denilen ama normal bi kat kadar sayılabilecek yatak odam vardi. Üst katta hem ufak bir giyinme dolabı hem bir duvarı dev bir kitaplık, çift kişilik büyük boy bir yatak yatağın arkası yuvarlak büyük bir pencereydi.
Kolunun altına girip onu eve taşıdım. Yağmurdan ıslanan gümüş ipek saçları yüzünü kapatıyordu. Her yerinden kan sızarken onu hemen üst kata çıkardım. Her yer batmıştı ama umursamadım. İnsan hayatı kurtarmak benim için önemliydi. Buralarda hastane yoktu hastane için şehire inmek gerekiyordu ve bu havada kapalı olan yolları kullanmak çok tehlikeliydi çünkü her an heyelan olmaya müsait bi bölgedeydik.
Yatağa yatırdığım gibi ustumdekileri banyoya ayıp hemen ecza dolabından malzemeleri ilaçları ve ağrı kesici bir serumu hazırlayıp yukarı çıktım. Yanına geldiğimde alev ateş yanıyordu resmen. Önce üstündeki kıyafetleri makasla kesip çıkarttım eskiden olsa utanacagim şeyleri hemşirelik yaptıktan sonra umursamaz olmuştum. Suan yaraları benim önceliğimdi. Hemen vücudunu temizledim ve kanaması yavaşlamış yerleri diktim. Uzun zaman geçtiği için kapanması zor olacakti ama başka türlü de tutmazdı. Sağ kolunda 25 sol bacağında 30 dikiş vardı 2 saatimi almıştı neredeyse dikişler ama bitmişti. Tüm sargılari çok sıkı olmayacak şekilde sardım. Yavaşca altindan kanla kaplanan yorgani kaldirip uzerıne yeni bir yorgan serdim.En son serumunu da taktıktan sonra işlemler bitmisti ama bende bitmistim. Huzurla uyuyan yüzünü seyrettim bir süre.
Yavaş nefes alışverişleriyle şişen göğsü, porselen gibi güzel cildi, ay teni, gümüş rengi ipek gibi dümdüz saçları, gözlerini süsleyen kirpikleri, keman kaşları , yüzüne göre orantılı güzel burnu, pespembe hafif dolgun dudakları ve keskin yüz hatlarıyla gerçek olamayacak kadar güzeldi. Onun bir erkek olduğuna inanmak cidden zordu. Vücuduna gelirsek kanla kaplı bedenini temizledigimde ay gibi parlayan cildi ortaya çıkmıştı aşırı olmayan kaslı orantılı güzel vücudu heykel gibiydi. Kim, neden böylesi güzel birine zarar verir anlayamamistim. Gerçi suçlu suçludur bu güzellikle değişecek bir şey değil ancak onun suç işlemis biri olması fikri bile bana mantıksız gelecek kadar imkansızdı.
~Bölümleri ortalama bu civarda yazmayı planlıyorum çok sıkmamak adına. Cidden hala çok heyecanlıyım benim kafamda aşık olduğum bi kurgu inşallah sizde beğenirsiniz ayyy sahura kadar oturup yazasım var...~
Karakterimiz şu şekilde:
Normalde gözleri sarı, bal rengi. Ona göre kafanızda kurarsınız.
Şöyle de biraz daha uzun saçlı hali. Şuan ormanda bulduğumuzdaki görünümü bu... hehe bayılıyorum uzun saçlara..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur ve Şefkat
WerewolfOrman, yağmur, yaralı genç bir adam, şömine ve şefkat. Merhametin sonuçları belki iyi ve belki de ağırdır... Yazdığım ilk hikaye çıtır çerez İçinizi ısıtacak bir parça. anaç olan herkes sevecektir. Sevilirse benzer bl/gl kurgularda gelecek tamamen b...