Sabah uyandığımda onu ateşten yanar bir şekilde buldum ama yine de bana sarılıp uyuyordu. Hafifçe yanından çekilip onu uyandırdım uykulu bir şekilde mırıldanarak susadığını söyledi. Mutfaktan gidip su getirdim. Hava bulutluydu ama yine de aydınlıktı. Bana odadan çıkmamı söyledi. Nedenini sorduğunda ise sadece yalnız kalmak istediğini belirtmişti. Odada çok tatlı bir koku vardı. Neden olduğunu anlamıyordum. Ama evin her yerini sarmıştı.
Aşağı inip bizim için kahvaltı hazırlamaya başladım. Her şey hazır olduğunda yukarı çıktım. Kapıyı açmaya çalıştım ama açılmıyordu. Hasta haliyle neden kapıyı kitledi anlamıyordum.
- Bebeğim iyi misin? Kahvaltı hazırladım ama yemeyeceksin sanırım. Kapıyı da kitlenişsin bak, endişeleniyorum. Ne oldu? Bana söyleyebilirsin.
- G-gitmelisin. Lütfen biraz , biraz yalnız kalmam gerek. Ahhh (fısıltıyla inleyerek) canım yanıyor dur lütfen. Gidicez burdan sonra ne istersen yaparsın dur.
- Bebeğim lütfen böyle yapma ateşin çok yüksek. Sorun neyse halletmene yardım edicem tamam mı? - o kimle konuşuyor biri mi girdi eve?-
- Hayır şi-şimdi değil lütfen açıklayacagım zamanı geldiğinde.
Koku gittikçe keskinleşmişti. Tatlı ve ferah bir kokuydu ancak çok yoğundu. Nefesim ağır gelmeye başlamıştı.
- Eun-Woo iyi olmadığını hissediyorum. Lütfen aç şurayı yoksa Kapıyı kırmaz zorunda kalırım. Ne olur uzaklaşma benden..
Sessizce kapı deliğinden baktığımda kapının karşısındaki yatakta kivrandigini gördüm. Canı yanıyor gibiydi. İçim gidiyordu hemen içeri dalmak istiyordum ama bi nedeni olmalıydı onu ikna etmek önceliğimdi.
- IYIYIM DEDIM. GIT BURDAN. HEMEN!
- Tanrım, içine ne kaçtı senin böyle. Yapma ne olur. Canını ne yakıyorsa beraber halledelim hmm? Elimden geldiğince yardım edicem.
İçeriden aglama sesi geliyordu. Sanki biriyle konuşuyor gibiydi. " Dur lütfen, o bize zarar vermez. Sakinleş canım yanıyor. Ahh neden ona güvenmiyorsun. Bunca zaman bizimle o ilgilendi hmm hadi nolur çok canım yanıyor bırak gelsin. Lütfen..." bunlar cümlelerin bir kısmıydı. Odada kimse yokken nasıl biriyle konuşabilirdi. Acaba kurt olmasıyla mı ilgil-
- Ağhhh hhahh hahh dur dedim dur.
Sınırıma geldim, başlarım saygısına arkadaş. Bebeğimin canı yanıyor.
Büyük ahşap kapıya iki üç kere omuz atıp açabilmistim kapıyı. Spora gitmek cidden ise yarıyordu. Kaslı kollarım sağ olsun.
Hemen yanına koştum. Terden su olmuştu ve elleriyle yırttığı pijamanın altından tüm göğsünü tırnaklarıyla yırttığı görünüyordu. Bi anda odadaki yoğun koku beynime hücum etmişti. Öyle yoğundu ki bir an gözüm kararmıştı. Kendime gelip onu kaldırdım. Gözlerini açıp bana baktı.
- Git demedim mi sana? Canını acıtacak. Sana güvenmiyor, lütfen. Yaklaşma, seni korumam gerek.
- Bebeğim ağlama, bak bana bakayım. Kimmiş o canımı yakacak olan. Üzülme ben hallederim hem. Benimle açık konuş ne olur.
- O, o benim kurdum. İçimdeki kurt, bugün reşit oluyorum kurt yaşıyla ve kızgınlığım yaklaşıyor. Ormanda beni bulduğundan beri derin uykudaydi çünkü kurt formum çok yara almıştı. Dün gece uyandı kızgınlığım yüzünden. Ve bu ilk olacağı için zaptedemiyorum fazla hırçın. Dün dönüştüğümde o uykuda olduğu için aniden uyuyakaldım bende çünkü halen tamamen iyi sayılmaz dinlenmesi gerek ancak kızgınlığı kaçıramaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur ve Şefkat
WerewolfOrman, yağmur, yaralı genç bir adam, şömine ve şefkat. Merhametin sonuçları belki iyi ve belki de ağırdır... Yazdığım ilk hikaye çıtır çerez İçinizi ısıtacak bir parça. anaç olan herkes sevecektir. Sevilirse benzer bl/gl kurgularda gelecek tamamen b...