~ Cidden bayıldığım bi hikaye yazmak benim için çok yorucu çünkü gözüm ekran ışığına çok hassas ve telefondan yazdığım için de ayrı bir boyun ağrısı ekleniyor yine de çok minnoş fikirler olduğu için kafamda yazmadan edemiyorum... ~
Bütün işlerini hallettikten sonra onu rahat uykuya bıraktım ve aşağı inip kan olan yerleri silmeye giristim. Bir başkası görse cinayet işlenmiş diyebilirdi ancak olay tam tersiydi. Her yeri silip düzeltmem 1 saatten fazla sürdü aklıma takılan şey arabayı nasıl yikatacaktim... Leş gibi kan kokmasını geçtim leke kalabilirdi. Bunları düşünmeyi yarına bırakıp banyoya girdim. Küveti suyla doldurup uzandım cidden sıcak su iyi gelmişti çok yorgundum uyuyakalacagimi hissettiğim gibi durulanip çıktım. Hızlıca üzerimi giyip havlu sardım saçıma. Oldum olası kurustmayi sevmezdim ve sırf bu yüzden migrenim vardı. Bir fincan kuşburnu çayı yapıp yukarı çıkacaktım ta ki çayı hazırlarken yukarıdan gelen acıyla inleme sesine kadar. Hızla yukarı çıktığımda ayağa kalmaya çalışan melek yüzlüyü gördüm. Korku dolu bakışlarla bana bakıyordu. "N-nerdeyim ben, sende mi onlardansın, ba-bana bir şey yapma ne olur." Derken gözünden yaşlar süzülüyordu. Yanına gittim kendimi ve nerde olduğumuzu tüm olanları onu nasıl bulduğumu vs anlattım. "Özür dilerim ben seni onlardan sandim benim adım Eun-Woo çok teşekkür ederim ah- " elini karnına götürmüştü vücudunda yarasız yer yoktu neredeyse. Ona uzanması için yardım ettim. " Önemli değil seni öylece bırakamazdım ben Ädel ve şimdi tanışma faslını gectiysek biraz dinlen kalan uzun sohbetleri sabaha bırakalım. Aç mısın eminim açsındır bir şeyler hazırlayıp getiricem. Çay sever misin?" Yüzü hafifçe kizarmisti arkasındaki camdan havaya bakti "saat çok geç seni ugrastirmayayim uyurum hemen zaten" diyiverdi ama goz altlarina çöken koyu halkalar aç olduğunu gösteriyordu belki de uzun zamandır doğru düzgün yememişti.
Hafif bir şeyler hazırlayıp yulaf lapasi yapmıştım. Koreli bir arkadaşım onlarda hastalar icin çok yapıldığını ve iyi geldiğini derdi. İsmi Korece gibi umarım sever diyerek yanına gittim. Yavaşça seslendim ama ona bile irkilmisti. " Özür dilerim korkuttum mu seni iyi misin?" Yanına yanaşıp ateşine baktım suanlik baya azalmisti ama yarın hastaneden serum almaliydim. "H-hayir sadece önemli bir şey değil." Dedi ama korkmustu hızlı nefesleri belli ediyordu. Cidden başına ne geldi merak ediyordum yine de sabretmem gerekiyordu travma daha yeni yasandi onu zorlayamam. "Ağrın var mı bakalım? Serumun bitmek üzere biraz sonra çıkartıcam endişelenme" " ah hayır iyiyim gerçekten" dinlenmeye çalışırken agrican dislerini sıkıp inlediginde yalanı gün gibi ortadaydi. Canı çok yanıyordu ki olması gereken buydu. Yaraları çok fazlaydı. "Sen uzan ben yediririm hmm?" Yüzü kızararak başıyla onaylarcasina salladı. Yavru köpek gibiydi ve kaslı vücuduna rağmen kırılgan duruyordu.
Yavaş yavaş onu yedirmeye başladım sıcak lapayi sevmisti ancak ağız içi yara olduğu için çok yiyemiyordu. Azar azar yemesini bekledim. Sonrasında ona ılık bir çay içirdim. Uslu bir çocuk gibi sakince bekliyordu ama utandığı belliydi. Her şeyi kaldırıp yanına geldim. "Sargilarini sandıktan sonra böyle yatırdım seni ama kıyafet giydirmeliyiz sana yoksa üşuteceksin. Ev sıcak olsa bile bünyen soğuk kaptı ki zaten hasta sayılırsın." Dedim. Kıyafet kolay kolay atmazdım ve eski erkek arkadaşımın pijama takimlari duruyordu Eun-Woo kadar olmasa da o da gayet yapiliydi. Yani gidip yavaşça yanına oturdum kipardayamiyordu bile sargilar yüzünden. " Eun-Woo iç çamaşırı da buldum şanslısın. Bunlar bir arkadaşımın kıyafetleri ama hiç giyilmedi öylece duruyorlardi şansına" dedim. Utançtan domatese dönmüştü yorgani kaldirip kendine baktiginda çıplaklığı görünce şok oldu bunu beklemiyordu sanırım. Bıyık altından kıkırdamayi ihmal etmemistim.
Yaralarına dikkat ederek iç çamaşırını giydirmeye çalışıyordum ama o cidden çok utangaçtı ki ona bakmadan yapmaya çalışıyordum bunu nihayet uzun uğraşlar sonucu giyindiginde nefes alabildim. "Güzelim sorun değil zaten pansumanlari yaparken kıyafetlerini ben çıkardım ya hani utanmana gerek yok. Hem saglikciyim ben sağlıkta utanma olmaz." İçten bi şekilde gulumsemistim. Onun bu halleri çok masumdu. Ve o da utana sıkıla kizararak tekrar teşekkür etti. İstediği bir şey olup olmadığını sorduğumda yolda bizi takip eden herhangi bir şey görüp görmediğimi sordu ve buranın ormana yada merkeze ne kadar uzak olduğunu. Sanırım gitmek istiyordu ama gidecek yeri var gibi değildi. Üzerinde hiçbir şey yoktu onu bulduğumda. Belki de gasp edilmişti diye geçirdim içimden.
Güzelce üzerini örtüp dikislerinin üzerine yatmamasi için uyardım onu. Sonrasında aşağı inip üzerime bi hırka çekerek dışarı çıktım evin girinceki ufak verandam yağmur almıyordu ve aksamları sigara kahve yapmayı ve oturup yağmuru izlemeyi seviyordum. İki dalım ve kahvem bittikten sonra üşüyen ellerimi birbirine sürterek içeri girdim. Kapıyı kitleyip dişlerimi fircaladiktan sonra üst katta yere kendim için bir yatak açtım. Onun yanında uyumak suan riskliydi unutup yaralarina carpabilirdim ve onunla yatmak istediğimi düşünmesini istemiyordum. Çok tatlı ve İngilizceyi çok iyi konuşamıyor olması onu daha da tatlı yapıyordu. Yorgunluktan kısa sürede uyuyakalmistim... Gece 2ye kadar ancak sürmüştü bu uykum...~Cidden çok çok heyecanla yazıyorum. Keşke hemen kafamdakileri aktarsam ama detay vermesem çok kısa olur ve baştansavma görünür bu yüzden duyguları elimden geldiğince derin tutmaya calisicam... hehe öpücük bolca bakalım gece 2de neler olmuş...~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur ve Şefkat
WerewolfOrman, yağmur, yaralı genç bir adam, şömine ve şefkat. Merhametin sonuçları belki iyi ve belki de ağırdır... Yazdığım ilk hikaye çıtır çerez İçinizi ısıtacak bir parça. anaç olan herkes sevecektir. Sevilirse benzer bl/gl kurgularda gelecek tamamen b...