İlk Randevu ve Beklenmeyen Misafir (Sanırım)

504 18 14
                                    

    Aşklarım sınava girenlerinize geçmiş olsun. Bende girdim ve cidden aşırı zor ve üstüne saçma bi sınavdı. ÖSYMye lanetler okuyup bölüme geçelim. Bu ara sınav yüzünden aktiflik azdı kusuruma bakmayın ve yorumlarınızı eksit etmeyin ballarım...

       Sabah uyandığımda yine gördüğüm ilk şey gül güzelimdi. İpek saçları, fırça kirpikleri, hafif pembe yanakları, kiraz dudakları ve porselen cildiyle cennetten gelmiş gibiydi. Sabahın ilk ışıkları yüzüne vuruyordu. Burnunu hafifçe öpüp kalktım. Çay koyup yukarı çıktım. Bugün beraber takilacaktik ve hava gayet güzeldi o yüzden erkenden çıkmak istiyordum. Belimin ağrısını bile gözardı etmiştim.

   - Eun-Wooooo kalk bakalım hadi. Bak bugün büyük gün hemen çıkmamız lazım. Kahvaltı hazırlayalım gel... Uyan hadi uykucu...

    - Mhhhh 5 dakka daha ya nolurrr... Gözlerim acilmiyo benim suçum yok ciiğdeeeeennnn...

   - Kalk yoksa üstünde ziplarim hadi yaaa hava güzel bugün. Görmemiz gereken çok yer var. Kalk balım hadi...

  - Yaa ama dur lütfen bak rüya görüyoduumm..

  - Bak bütün gün küçük vibratorle gezdiririm seni beni deli etme hadiiii.

   Yatakta ayağa kalkıp üstüne zıpladım.  Çok ağırlığını vermemistim ancak bir anda beni kollarıyla sıkıca sarip yorganın altına cekti. İki koluyla beni sarmalayip sımsıkı tutuyordu. Kurtulmaya çalıştım ama maalesef ki benim için aşırı güçlüydü ki bu bi tık korkuttu çünkü ciddi ağırlıkları kaldırabilecek kadar güçlü olan ben var gücümle kollarından kurtulmayı denesemde milim oynamamisti. Bi yandan güven vericiydi sıkıca sarılmış olmak.

   - Biraz daha yatalım diyorum ve sen beni hiç dinlemiyorsun cidden. Cezalısın. Kaslı kol hapsine alındın. Güzel bir öpücük belki kilidi açar.

    Onu opmedigimde saniyelik bir hayal kırıklığı belirdi yüzünde sonra kolunu hafifçe gevsetirken ben ona sıkıca sarıldım. Buna şaşırmış gibiydi.

   - Bunun için öpmem çünkü bu kolların beni bırakmasını asla istemem. Başka bi şey teklif edersen düşünürüm.

   Kıkırdayıp yüzüne en güzel gülümsemesini koydu. Güneş yüzüne vururken çok güzeldi. Hayranlıkla izliyordum onu.

   - Hmmm o zaman kucağımda bir kahvaltı için bir öpücük istiyorum. Bu nasıl?

   Çapkın sırıtışıyla gözlerimin içine bakıyordu.

  - Ahh ona hayır demem bak. Ama biraz daha geç kalırsak aksama anca gidicez...

   Dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktım. O bunu biraz daha uzattı ve beni kucağında aşağı indirdi. Mutfağa geldiğimizde masa olarak kullandığım L tezgaha oturttu.

  - Söyle bakalım canın ne istiyor. Bugün kahvaltı benden. Olur mu?

  - İnşallah zehirlenmeyiz hadi bakalım. Ne yaparsın yerim kuzum özellikle bir şey istemiyorum. Amaaa birazcık hızlı çünkü yapacak çok işimiz var. Ben çıkıp hazırlanayım hehe.

  - Öyle olsun bakalım 20dkya yemek hazır olur.

   Alnına küçük bi öpücük kondurup banyoya yöneldim. Akşam duş almama rağmen tüm gece bana yapışarak uyuduğu için terliyordum. Üst kata çıkıp dolabı karıştırdım. Ne giyeceğime karar vermek zordu ancak ikimiz içinde birer kombin hazırladım. Çok uyumluydu. Çiftler gibi... Üzerimi giyip makyajımı yapmaya başladım. Hafif bir şey yapacaktım çünkü tüm gün bunalmak istemiyordum. Ayna karşısı kendimle ilgilenirken aklıma bir sürü soru doldu. Acaba doğru mu yapıyordum? Eun-Woo'dan şüphem yoktu, o çok iyiydi ancak yine de aramızdaki şey net değildi. Arkadaş olmak için çok ileri gitmiştik, sevgili değildik, abla kardeş gibi bir ilişki imkansızdı. Neydi ki bu? Fuck buddy mi? Onun duygularıyla oynamak asla istemiyordum ama bana bu konuda hiçbir şey demedi. Herkes kızgınlığı yüzünden olmuştu yanii belki de ihtiyaç içindi hepsi. Beni gerçekten sevebilir mi? Ondan 6 yıl hatta 7 bile olabilir büyüktüm. Hala bazen masum küçük bir çocuk gibiydi. Uyuma alışkanlıkları, korku filmlerinde koluma sarılması, en ufak ilgi verildiginde mahçup ama mutlu olması... Geçmişteki travmaları onu çok etkilemiş evet ama hala net bir şey yok bence. Sırf Çift cinsiyetli diye neden kendi çocuğunu, kardeşini öldürmek ister insan. O oldukça efendi ve zeki bi adam. Bilmiyorum belki de sadece kendimi kandırıyorum. Hiç göründüğü gibi olmayabilirde. Bazen kendimden bile şüphe duyuyorum. Benim kurt olmam ne kadar mümkün tanrı aşkına. Üstüne duramamistim ama cidden...

Yağmur ve Şefkat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin