Yağmur ve Şefkat

Merhametin Sonuçlarını Kaldırabilecek Misin?

Aşk bahcelerim şu ara ramazan bayram vs derken bölümler çok aksadı üzgünüm. Diğer bölümü yazdıktan sonra gözüm iltihap kaptı bu yüzden bi kaç gün telefona bakamadım cidden acayip telafi etmek istiyorum of son hızda yazmam lazım kdkdkdkd...

Filmi başlattıktan sonra kalkıp içecek ve atıştırmalık getirdim. Orta sehpaya dizdim hepsini ve onun yanına uzandım. Başımı kucağına yasladım. Angel koltugun diğer ucunda yatıyordu. Kucağına yattığımda şaşırmış gibiydi ilk defa bu kadar sırnaşık davranıyordum.

- İyi misin, bir şey mi oldu ?

- Hayır kuzum iyiyim sadece başım biraz ağrıyor o kadar. Ağırsam kalkabilirim ama?

- Hayır hayır hissetmiyorum bile yatabilirsin.

Ellerini dalgalı saçlarıma attı. Hafifçe dokunmuştu. Dönüp bana baktı bir an izin almak ister gibi. Gözüm kapatıp onay verip kafamı TV'ye doğru çevirdim. Filmin ortalarında cidden ateşli sahneler vardı. Ana karakter kadın üzerindeki küçücük kumaş parçalarıyla eşinin kucağına çıkmış cilve yapıyordu. Kocası her öpmek istediğinde hafifçe geri çekiliyordu. En sonunda ikisi de birbirine karıştığında göz ucuyla kucağında yattığım güzelliğe baktım. Yüzü kıpkırmızı ve gözlerini kapatmıştı hatta nefesini tutuyor bile olabilirdi haha şapşal şey utanmasına bayılıyordum.

Nasıl sevişileceğini bildiğinden şüpheliyim cidden. Kucağından yavaşça kalktım. Bir elimin üzerine yaslanıp ona baktım.

- Uhh gözüm dalmış, bacağın uyuştu değil mi keşke uyandırsaydın tatlım. Mhhh baş ağrım geçti şükür. Ellerin şifalı falan olmalı.

Az önceye kadar saçlarımı yavaşça okşayan narin ince uzun kemikli güzel ellere gözüm kaydı. Yavaşça kucağındaki elini tuttum ve yüzüme götürdüm.

- Ateşim var gibi hissediyorum sence var mı? Çok sıcak olmaya başladı sanki.

Şaşırmış bi şekilde beni izliyordu. Eliyle ateşime bakıp hafifçe yanağımı okşadı. Sonra bir anda cekti elini.

- Hayır ateşin yok sana öyle gelmiş olmalı. Uyumak ister misin film bitmek zorunda degil.

- Bilmiyorum ki asıl kötü olan sen gibisin yüzün domates olmuş.

Yanaşıp ellerimi yanağına koydum cidden yalan değildi saçma bir ateşi vardı. Hasta gibi değildi ama ateşi çok yüksekti.

- Hey cidden. Sen iyi misin ateşin var.

- Bilmiyorum iyiyim hasta hissetmiyorum sadece fazla gücüm yok gibi.

- Biraz daha dur bakalım ilerlerse ilaç veririm tatlım.

- Şunu diyip durmasana...

Sert olmayan aksine aşırı yumuşak ve utangaç bi şekilde diyordu bunu.

- Ahh üzgünüm alışkanlık gibi bir şey bende. Rahatsız hissettirdiyse bir daha yapmam.

- Hayır öyle değil, sadece bu... Sadece yanlış anlamaya çok uygun...

- Ne? Yani bunu nasil yanlış anlayabilirsin ki hmm?

- Sadece ben senin öyle biri değilim. Bu... Bu beni teselli etmekten çok yoran bir hitap.

- Bana bir bak bakayım. Benim için cidden değerlisin biliyorsun değil mi?
Sadece senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bana bir bak, düzenimi işimi evimi her şeyi biliyorsun. Ya ben? Seninle ilgili hiçbir fikrim yok ama yine de burdayım. Seninle...

- Biliyorum, biliyorum ama...

- Ama ne? Seni zorlamıyorum çünkü bir gün isteğinle olanları anlatmanı istiyorum. Korkup endiselenmeni istemiyorum sana değer veriyorum ama kendini açman için sabrediyorum.
Beni yanlış anlaman için bir sebep yok ben hep açıktım. Gizli kalan sensin tatlım. Seni halen suçlamıyorum. Zor olabilecegini biliyorum ama seni koşulsuz bir şekilde bu kadar yakınımda tutarken beni itme ne olur hmm?