Bölüm şarkısı: Model-Antidepresan gülümsemesi
“Civan.” Duyduğum sesle kafamı sesin sahibine çevirdim. “Civan, sensin demek,” dedi karşımdaki yabancı bana gülümserken. “Sen kimsin?” Bu adamı tanımıyordum. “Benim olana göz dikmek neymiş göstereceğim sana,” dedi sert bir şekilde. “Ne diyorsun sen ya?” dedim bir bok anlamazken.
Eli belindeki silahına giderken Ceren, hızla koşarak gelmiş “Hayır,” diyerek önüme geçmişti. Silah patlamasıyla Ceren’den acı dolu bir ses çıktı. “Ceren!” dedim dehşetle.
“Ceren!” dedim gözlerimi açarken. Etrafıma bakındım. Ceren yoktu. “Ceren,” dedim hızla yataktan çıkarken. Telaşla altıma bir şeyler geçirip odadan çıktım. “Ceren,” dedim korkuyla. “Civan,” dedi mutfaktan çıkarken. Onu görmemle hızla ona sarıldım. “Off iyisin,” dedim ona sıkı sıkı sarılırken. “Civan, ne oluyor?” dedi Ceren bir şey anlamayarak.
“Oğlum, ne- desturr!!” Babamın sesini duymamla hızla Ceren’den uzaklaştım. “Lan hergele, bu ne hal?” Evet, çıplaktım sanırım. Ceren alttan alttan gülmeye başlamıştı. “Ayyy tövbee,” dedi Zeliha beni görmesiyle hızla arkasını dönerken. “Ben bir şey görmedim ki,” dedi masum bir şekilde. Can gelip beni gördüğünde hızla Zeliha’yı kendisine çekip sarıldı. “Bakma yavrum sen.” Bakışları bana döndü. “Oğlum, ne oldu sana? Giyinmeyi unuttun da haberimiz mi yok?” Yer yarıla bilir mi şu an?
“Koca adam, bence sen odaya geri dön,” dedi Ceren gülerek. “Benimle gelsene,” dedim elinden tutarken. Babam öksürmeye başlamıştı anında. “Niye? Kendin giyinemiyor musun?” dedi Can gülerek. “Ay Civan, işlerim var ya. Git giyin gel, konuşuruz,” dedi Ceren elimi bırakarak. Başka zaman olsa gelirdi, biliyorum. Babam vardı ya şimdi. “Peki,” dedim kabullenerek.
Odaya geçip üzerimi giyinmiştim. Odadan çıktığımda babam dışında herkes gülerek bana bakıyordu. Evet, babam çok kötü bakıyordu. “Ya valla kabus gördüm, aklım gitti, ondan yani,” dedim babama bakarak. “Ne kabusu?” dedi Ceren elinde tabakla yanıma gelirken. “Ölüyordun,” dedim kısık sesle. Söylediğim şeyle Ceren’in elinden tabak yere düşüp kırılmıştı. “Ceren,” dedim korkuyla. “Lan dan diye kıza böyle bir şey söylenir mi?” dedi Can ayaklanarak. “Ben temizlerim,” dedi Zeliha hızla. “Güzelim, sen dokunma. Kırıklar batmasın şimdi. Ben halledeceğim,” dedi Can.
“Ceren, iyi misin?” dedim endişeyle. Onaylarcasına kafasını salladı. “Bir anda deyince garip oldum sadece.” Kaşlarımı çatarak ona baktım. Hareketlerinde gariplik vardı. “Emin misin?” dedim merakla. “Nasıl ölüyordum?” dedi bana bakarak. “Boş ver. Konuşmayalım bunu. Saçma sapan bir kabus işte. Keşke hiç anlatmasaydım sana.”
“Bence biz yemeğe geçelim. Basit kabusları takmayın kafanıza,” dedi babam sakin ses tonuyla. Ceren hâlâ durgundu. “Ceren,” dedim endişeyle. “İyiyim.” Yalan söylüyordu. “Geçelim yemeğe,” dedi bana bakmadan. Hay dilini eşek arısı soksun Civan. Kaçırdın işte kızın keyfini.
Yemeğe geçerken “Keşke bir gün tatile gitsek,” dedi Zeliha. “Gidelim,” dedi hızla Can. “Nereye istersen gidelim.” Zeliha tebessüm etti. “Denize gidelim mi?” dedim bir anda. Bakışlarım Ceren’deydi. Ama onun bakışları dalıp gitmişti. “Olur,” dedi Zeliha ve Can. “Ceren, sen ne diyorsun?” Tepki vermedi. “Ceren,” dedim eline dokunarak. Korkuyla zıpladı. “Ceren, iyi misin?” dedim endişeyle. “Benim,” dedi ayağa kalkarak. “Elimi yüzümü yıkamam gerek. Geleceğim,” diyerek koşar adım çıktı mutfaktan. Gerçekten sorunu neydi? Kabusumda öldüğünü söylediğim için mi bu hale gelmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Oda
Romance"Benim hayatıma kim niye girmek istesin oğlum?" dedim öfkeyle. "Baksana şu boktan hayata. Nesi güzel? Güzel tek bir tarafı yok." Hayatım gittikçe daha çıkılmaz bir hal alıyordu. Ben bir bataklığa battıkça batıyordum. Kirlendikçe kirleniyordum. "Para...