46. Bölüm

20 4 0
                                    

Bölüm şarkısı: Güliz Ayla-Bahsetmem lazım

“Ceren,” dedim lavabonun kapısına dayanırken. Lavabodan çıkmıştı. “İyi misin?” dedim endişeyle. Onaylarcasına kafasını salladı. Ellerimle yüzünü avuçladım. “Sorunun ne olduğunu anlatır mısın bana? Lütfen. Bir şey var, belli.”

“Gerçekten bu kötü konuları konuşmak istemiyorum,” dedi Ceren. “Bir şeyler keyfini kaçırdı. Ve ben bunu bilmek istiyorum,” dedim direterek. “Anlat ki, yardımcı olabileyim.” Tebessüm etti. “Hep böyle korumacı mısın?” Gülümseyerek kafamı salladım. “Konu bir de sen olunca fazlasıyla.”

Bana sarıldı bir anda sıkı bir şekilde. Saçlarını okşarken kokusunu içime çektim. “Sen benim hazinemsin kızım,” dedim fısıltıyla. “İnsan hazinesini korur.” Onu çok seviyordum. Ve onu hep koruyacağımı biliyordum. Ona zarar gelmesine dayanamazdım. “Bir sorunun olduğunda hep böyle yanında olacağım,” dedim konuşmama devam ederken. “Korktuğunda, üzüldüğünde ben hep yanında olacağım. Varlığımı hep hissedeceksin. Söz veriyorum sana.”

“Teşekkür ederim,” dedi gülümseyerek. “Böyle bir şey için teşekkür etme bence,” dedim ben de gülümseyerek. “Hadi gel yemeğe geçelim,” dedi keyifle. “Bir daha somurtmak yok,” dedim onu uyararak. Onaylarcasına kafasını salladı. “Denize gidelim mi peki?” diye sordum merakla. “Gidelim,” dedi geniş bir şekilde tebessüm ederken. Birlikte mutfağa geçmiştik.

“Abla, iyi misin?” dedi Zeliha endişeyle. “İyiyim,” dedi Ceren ona da gülümserken. “Deniz diyorduk,” dedi Can bir anda. “Zeliha istiyorsa gidelim,” dedi Ceren. “Sen istemiyor musun?” dedi Zeliha üzgün bir şekilde. “İstiyorum.”

...

Denizin içindeyken Ceren’in belini kavrayarak kendime bastırdım. “İzin verir misin yüzeyim?” dedi Ceren. “Kalalım işte böyle. Suyun içinde daha bir zevkli oluyormuş.” Ceren, kahkaha atmıştı. “Sen gerçekten sapıttın.”

“Deliriyorum sana, biliyorsun, değil mi?” dedim boynuna gömülürken. “Biliyorum,” dedi Ceren de keyifle. “Ben de sana deliriyorum.” Boynundan öpmeye devam ederken aşağıya indiğimde Ceren hızla beni uyardı. “Valla sen kafayı yedin. Herkesin içinde ne yapıyorsun?”

“Tamam ya, özür dilerim. Karşı koyamıyorum ki ben sana.” Söylediğim şeyle tebessüm etti. Kollarını boynuma dolarken dudaklarımdan öptü. Ben onun belinden sıkı sıkı tutarken ayaklarını kaldırıp belime doladı. “İnsanlar-” derken sözümü kesti. “Evlenelim mi ya biz seninle?” Söylediği şeyle donup kalmıştım. Nefes alıyor muyum? Hayır, sanırım.

“Efendim?” dedim şaşkınlıkla. “Evlenelim mi?” dedi bir kez daha. “Ne zaman?” Gülümsedi geniş bir şekilde. “Ne zaman istersen.” Kendine gel Civan. Mala döndün. “Dalga mı geçiyorsun Ceren ya?” dedim kaşlarımı çatarak. Aklı sıra yine aklımı almaya çalışıyor. “Hayır be. Gayet ciddiyim. Evlenelim diyorum. Düğüne filan da gerek yok he. Gidelim sadece evlenelim. Kocam ol.”

Söylediği şeyle güldüm. “Sen baya ciddisin.”

“Hiç olmadığım kadar,” dedi bana yaklaşıp fısıltıyla konuşurken. “Peki minik kadın,” dedim ona daha sıkı sarılırken. “Yarın ilk iş hemen gidip evleniyoruz o zaman.”

Pembe OdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin