50. Bölüm(Final)

11 3 2
                                    

Selam millet. Final bölümüyle karşınızdayım. Buraya kadar benimle geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Umarım hep benimle kalırsınız :)

İyi okumalar :)

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu-Vay

Hızla dışarı çıkarken Ceren ve Can beni durdurmaya çalışmıştı. “Can,” dedi bir anda Zeliha koşarak geldiğinde. “Ben hiç iyi değilim,” dedi bir anda sendelerken. “Can, sen Zeliha ile ilgilen. Ben hallederim,” dedi Ceren hızla.

Beni kimse tutamazdı. Taksiye bindiğimde Ceren de hızla taksiye binmişti. “Benimle gelme,” dedim dişlerimi sıkarak. “Seni yalnız bırakmayacağımı söyledim,” dedi Ceren de direterek. Delirecektim. O kadar öfkeliydim ki. Yeryüzünü tersine çevirmek istiyordum. Patlamaya hazır volkan gibi hissediyordum kendimi. “Civan,” dedi Ceren gözlerinden yaş akarken. “Sakın. Bir şey deme. Sakın,” dedim sesim titrerken.

Araba Kadir Şahin’in evinin önünde durduğunda hızla taksiden indim. Ceren de peşimden geliyordu. “Patronunuzu çağırın,” dedim adamlardan birine. “Ne istiyorsun?” deyip bana yaklaşan adamın bir anda kolunu geriye doğru büküp önüme siper ettim. Boşta kalan elimle belindeki silahını alıp adamın kafasına dayadım. “İndirin silahlarınızı,” dedi Ceren sert bir şekilde. “Arkadaşınızı gebertirim,” dedim sinirle.

“Silahları indirin,” dedi Kadir Şahin’in sesi. “Hoş geldin, damat.” Tuttuğum adamı öne doğru iterken silahımı Kadir Şahin’e doğrulttum. “Geberteceğim lan seni,” dedim tüm öfkemle. “Gerçekten mi?” dedi alayla. “Sevdiğin kızın gözü önünde babasını mı öldüreceksin?” Silahı tutan elim titremeye başlamıştı. Allah kahretsin. “Bence sık. Ölmemek için sık.”

Bir anda Ceren “Hayır!” diye bağırmıştı. Arkamı dönerken Ceren’in önüme siper olduğunu gördüm. Silah patlama sesiyle acıyla ahladı. “Ceren,” dedim şaşkınlıkla silahı atarken. “Ceren,” dedim yere çökerek. “Ceren, yapma. Ne olur, sen yapma.”

“Özür dilerim,” dedi acıyla. “Sözümü tutamadım.” Gözlerinden yaşlar gelirken kafamı kaldırıp silahı tutan herife baktım. “Tüh. Hedef şaştı.” Bu herif kimdi? “Öldüreceğim lan seni,” deyip silahı elime alarak ayağa kalktığımda. Silahı ona doğrultmamla benden önce davranarak ateş etmişti. Hissettiğim acıyla silah elimden yere düştü. “Deme, yap,” dedi adam gülerek. “Benim evleneceğim kızı kaçırırsan, sonun böyle olur.”

“Civan,” dedi Ceren zorlukla. Güçsüz bir şekilde onun yanında uzandım. “Civan,” dedi elime dokunurken. Acı dolu bir nefes verirken ben de onun elini tuttum. “Bu sefer...” dedim zorlukla. “Bırakmıyorum seni.” Onunla öleceğimi bilmek güzeldi. Onunla her şey güzeldi. Ölüm bile. “Ölüm bile bizi ayıramazdı, değil mi?” dedi Ceren zorlukla. Tebessüm ettim. “Ayıramaz, sevgilim. Korkmadan git, çünkü hemen arkanda olacağım.” Güldü. Canının acıdığını biliyordum. Çünkü benimki acıyordu. Kalbimdeki kurşun nefes almamı bile zorlaştırıyordu. “En çok da neye mutlu oluyorum, biliyor musun?” diye sordu. “Neye?” dedim güçlükle ona bakarken.

“Ceren Taşkan olarak gömüleceğime.” Güldüm. Canım acıdı, ama kalbim acımıyordu. Ceren, acımasına izin vermiyordu. “İyi ki senin karınım,” dedi sesi kısılırken. “İyi ki benim kocamsın.” Konuşmak istiyordum, ama yapamıyordum. Üşüyordum. Çok üşüyordum. Öyle bir üşümek ki, konuşmamı bile engelliyordu.

“Seni seviyorum Kara Deniz,” dedi gözleri kapanırken. Son gördüğüm şey gözlerinin kapandığıydı. Son kez topla gücünü Civan. Son kez. Kur şu cümleyi. Bu cümleyi kurmadan ölemezdim. Çünkü o da bunu hak ediyordu. “Seni seviyorum Pembe Oda’daki kız,” dedim gözlerim kapanırken. Sonrası koca bir hiçlik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 3 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Pembe OdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin