Herkese selam. Umarım iyisinizdir hepiniz. Bu yolculukta benimle olanlara, kendini belli eden, etmeyen herkese teşekkür ediyorum öncelikle.
Ve üzülerek söylüyorum ki, önümüzdeki bölüm final. Ama üzülmeyin. Çünkü yeni bir hikayeye başlayacağız veee çoook uzun bir yol gideceğiz sizinle. Eğer o yolculukta da benimle olmak isterseniz hepinizi beklerim.
İyi okumalar :)
Bölüm şarkısı: Bengü-Unut beni
Ceren’in bazı eşyalarını almak için Nermin’in evine gelmiştik. Nermin, nöbetteydi. Fikret de işe gitmişti. Evde babam, Can ve Zeliha vardı. Kapıyı açıp içeri geçtiğimizde ev fazla sessizdi. “Hiç sesleri gelmiyor,” dedi Ceren de içeri geçerken. “Uyumuşlardır belki de. Hadi sen eşyalarını toparla, ben de babamı çağırayım.”
“Tamam,” dedi Ceren beni onaylayarak. “Baba,” dedim evde gezinirken. Salona geçerken gördüğüm şeyle bir anda korkuyla “Can!” dedim bağırarak. Can yerde yatıyordu. “Kardeşim. Can, bana bak,” dedim onu sarsarken. “Civan!!” dedi Ceren avazı çıktığı kadar bağırarak. Korkuyla kalkıp Ceren’in yanına gittim. Zeliha, Ceren’in odasında yerde yatıyordu. “Ne oluyor lan burada?” dedim korkuyla. “Civan, baksana, nabzı var mı? Ben yaklaşamıyorum,” dedi Ceren titrerken.
Yaklaşıp Zeliha’nın nabzına baktım. “Yaşıyor,” dedim derin bir nefes vererek. “Baygın sadece.” Ceren, rahat bir nefes verdi. “Kardeşim,” dedi yere çökerek. “Benim Can’a bakmam lazım,” dedim ve odadan çıktım. “Can,” dedim tekrardan onu sarsarken. Dudakları hafif aralandı ve inilti dolu bir ses çıkardı. Ben de rahat bir nefes vermiştim. Gözlerini açıp bana baktı. “Kardeşim, iyi misin?” dedim ona bakarken. “Orospu çocukları...” dedi mırıldanarak. “Kafama vurdular ya.”
“Kim oğlum? Kimdi bunlar?” Can, zorlukla doğruldu. “Bilmiyorum ki. Kapı çaldı, gittim kapıyı açtım. Elinde silah adamlar. Zeliha...” dedi ve durdu. “Civan, Zeliha nerede? O iyi mi? Zeliha!” dedi hızla ayağa kalkarak, ama başı dönmüştü. “İyi. Baygın,” dedim onu tutarak. “Baygın mı? Nasıl baygın? Benim onu görmem lazım, çekil.”
Aklıma gelen şeyle “Babam,” diye mırıldandım bir anda. “Babam, nerede?” dedim korkuyla. Can da durmuştu. “Baba!” dedim evde gezinip bağırmaya başlarken. Mutfağa geçtiğimde bir anda gördüğüm şeyle donup kaldım. Babam yerde yatıyordu. Kafasından ve göğsünden kanlar akıyordu. “Babaa!!” dedim avazım çıktığı kadar bağırırken. “Baba,” dedim yanına çökerken. “Baba, yapma. Baba, ne olur, yapma. Ölme, yalvarıyorum sana. Baba, kalk.”
Ceren de koşarak yanıma gelmişti. Gördüğü şeyle dehşetle ağzını kapadı. “Baba, uyan, ne olur,” dedim ağlayarak. “Hayır!!” dedim acı içinde. “Hayır, ne olur, hayır!!! Yalvarırım Allah’ım, uyansın, ne olur!!”
“Civan,” dedi Can, yerdeki kağıdı eline alırken. “Baba,” dedim ağlamaya devam ederken. “Ambulansı arayalım,” dedim Can’a dönerken. “Kardeşim...” dedi Can dolu gözleriyle. “Ambulansı ara!!” dedim boğazım yırtılırcasına bağırdığımda. “Nabzı yok,” dedi zorlukla. “Hayır, hayır. Ölmedi o. Ölemez.”
“Civan,” dedi Can sesi titrerken. Elindeki kağıda baktığını fark edince hızla kağıdı elinden aldım. Yaşlı gözlerimi hışımla silip kağıtta yazanı okudum.
Bu da benden size düğün hediyesi, damat. ~ Kadir Şahin.
O herifi bu sefer gebertecektim. Babamın akıttığı kanında boğacaktım bu sefer onu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Oda
Romance"Benim hayatıma kim niye girmek istesin oğlum?" dedim öfkeyle. "Baksana şu boktan hayata. Nesi güzel? Güzel tek bir tarafı yok." Hayatım gittikçe daha çıkılmaz bir hal alıyordu. Ben bir bataklığa battıkça batıyordum. Kirlendikçe kirleniyordum. "Para...