Uyarılar: Ölümden ve hapisten bahsetme.
İzuku'nun bakış açısı:
Ben kahramanların sistemine gizlice girmeye çalışırken Dabi olduğum odaya girdi. Bir süre ne yaptığıma baktıktan sonra, "Yine ne ile uğraşıyorsun?" Diye sordu.
Dürüstçe cevapladım, "Kahramanlar tarafından kurtarılan çocukların listesini gizlice indirmeye çalışıyorum."
Dabi tek kaşını havaya kaldırdı, "Neden be? Boş ver onu sanki işine yarayacak. Kahraman Komisyonuna tekrar saldırmayı planlıyoruz. Bence sen ona hazırlan."
Başarısız olacak bir saldırı daha ne gereği var ki?
"Kahraman Komisyonu şu anda umurumda değil. Zaten şu anda saldırırsanız saldırınız başarısız olur. Bence başka bir yere saldırın."
Dabi, "Peki çok bilmiş zaten hemen saldırmayacağız. Bir hafta sonra."
"Ah tamam o zaman olur."
Dabi biraz sustuktan sonra tekrar benim yaptığım şeye baktı. Dosyayı bir şekilde indirdiğim için yazanları incelemeye başlamıştım.
Dabi, "Söyle bakim niye onları çıkarıyorsun?"
Gevezelik yapmaya ve düşüncelerimi uzun uzun anlatmaya başladım, "Kahramanları kandırırken nasıl davranmam gerektiğine karar veremedim. Kahramanları kandırırken kendimi ele vermemek için iyi bir oyunculuk yapmalıyım. Bu yüzden kahramanlar tarafından kurtarılan ve daha önce villainlerle travma geçirmiş çocukların kayıtlarına bakacağım. Bana en uygun olan rolü ise en iyi şekilde oynayacağım. Daha sonra..."
Dabi hızla sıkılıp sinirlendi, "Peki çok uzun konuştun artık merak etmiyorum. Cümleni fazla uzatma."
"Peki, daha sonra sizlerin neden beni istediğiyle ilgili bahane olarak analiz etme yeteneğimi göstereceğim. Bu şekilde neden villainler tarafından sözde 'esir tutulduğumla' ilgili bahanem olacak."
Sonuçta kahramanları kandırırken tutuklanmayı kimse istemez. Bu yüzden iyi bir hazırlık yapmam ve rolümü iyice anlamam önemliydi.
Dabi, "Bu kadar kararlı olman harika. Bu kadar çok uğraşmaya üşenirdim."
"Yanlış bir haraket yapıp tüm güveni yerle bir etmek ya da hapse girmek istemiyorum." Diye cevapladım.
Dabi fazla umursamadı, "Muhtamelen seni yaşından dolayı hapse atmazlar endişhelenme."
Hapse girmeyeceğimle ilgili emindi ama ben kendime hiç güvenmiyordum. Kesin en ufak hatada hapse girerim. Belki bazı kahramanlar buna karşı çıkar ama genel olarak kahraman komisyonu falan tutuklanmamı isterdi.
"Yinede tedbirli olmakta bir sorun yok. Villain olduğum ve kahramanları yaşım ile kandırmaya çalıştığım için istisna yapma ihtimaleri var. Bu kadar genç yaşta hapislerde çürüyemem ben hiç kusura bakma."
Dabi, "Her neyse senin gevezeliğinle uğraşılmaz gidiyorum ben. Umarım hapse girersinde senin gürültünü çekmem."
Zaten yan yana odalarımız istediğim zaman yüksek sesli şarkı açarak seni rahatsız edebilirim. Tabi bunu sesli söyleyecek cesaretim yoktu bu yüzden sadece içimden geçirdim ve dayak yememek için sadece "Bay bay." Dedim.
Sonuçta canımı ağaçtan toplamadım. Sırf ateş püskürten bir kertenkele ile dalga geçmek için canımı tehlikeye atamam.
Dabi odadan çıkınca sisteme eriştiğim için kurtarılan çocukların dosyalarını okumaya başladım. Kendi yaşıma yakın olmayan çocukları hemen eledim ve bana en uygun olacak şekilde en fazla iki sene boyunca villainlerle kalan kişilere baktım. Taklit edeceğim rol için benim durumumda olan kişiler daha uygun olurdu.
Yaklaşık yarım saat dosyaların arasında dolaştıktan sonra bana uygun birisini buldum. Benim gibi 15 yaşlarında bir erkek çocuktu. Yaklaşık seksen yıl önce bulunup kurtarılmıştı. Villainler arasında bir buçuk sene geçirmişti ve özgünlüğü için kullanılmıştı.
Muhtamelen çoktan yaşlanmış ya da ölmüştü. Kimse onu hatırlamayacağı için onun travmasını taklit ettiğimi kimse anlamaz. Benim için en uygun kişiydi.
Yeni bir dosya açıp bulduğum kişinin bilgilerini daha sonra detaylıca okumak için kaydettim
Bakugo'nun bakış açısı:
Normal bir günde annemin zoruyla pazarda dolaşıyor ve alışveriş poşetlerini taşıyordum. Sinir krizi geçirmemek için uğraşıyordum. Bu çok zordu çünkü her pazarcı sinir bozucu bir şekilde fiyatları ve ürünleri bağırıyordu.
"NE BAĞRIYON BE!" Diye bağırır bağırmaz annemden kafama bir yumruk yedim. Bu yüzden hızlıca susup sinirime hakim olmaya çalışarak yürümeye devam ettim.
Yaklaşık bir saat boyunca pazar alanında yürüdükten sonra aniden beş yaşındaki çocuklar gibi annemi kaybettim. Etrafa baktım ama onu göremeyince tekrar sinirlendim. Ulan poşetleri ben taşıyorum hepsi elimde kaldı şimdi!
"Nerdesin be kocakarı?!"
Etrafta dolaştım ve bir süre sonra pazarcıların arkasından birisi bana "Pışt pışt gel pisi pisi." diye seslendi. Bu manyağın kim olduğunu öğrenmek için sesin geldiği yere baktım ve Hawks'ı gördüm.
O kırmızı kanatlarla sanki saklanabilirmiş gibi ara sokağa girmiş ve bana sessizce sesleniyordu, "Hadi buraya gel bir şeyler soracağım."
Etrafıma baktım. Benden başka kimsenin fark etmediğini görünce Hawks'ın yanına gizlice gittim.
"Ne oldu be tavuk?" Diye sordum.
Hawks gülümsedi ve sanki boyu benden daha uzunmuş gibi hafif kambur durarak bana yaklaştı.
Hawks, "Bazı sorular soracaktım. Senin şu villain olan arkadaşınla ilgili. Bilirsin son zamanlarda ortalık biraz karışık ve bende meraklı bir kuşum."
Biraz daha nazik olmak için İzuku'nun gerçek adını kullandım, "İzuku'dan mı bahsediyorsun? O ne alaka şimdi? Aptal Deku hakkında hiç bir şey duymak istemiyorum."
Aslında kurtarıldığını felan duysaydım fena olmazdı ama eğer birini felan öldürdüyse bunu duymak istemezdim.
Hawks, "Sadece basit bir soru. Bu kadar ciddiye alma. Deku yani İzuku kaybolmadan önce nasıl birisiydi?"
Hawks'a bunalmış bir şekilde baktım ama daha çok sinirli gözüküyordum. Niye son zamanlarda herkes bana bunu soruyor ki? All Might ve Aizawa Sensei'de beni sorguya çekti zaten. Bir kişinin sorgusu yetmiyor mu?
Her neyse şansımı fazla zorlamaya gerek yok. Belki Hawks'a verdiğim bilgiler sayesinde Deku'yu bulur bir güzel dayak atar ve onu kendisine getiririm. Biraz beyni sarsıldıktan sonra kendisine geleceğinden emindim.
"Umm... O nazik birisiydi ve zeki. Ne kadar kötü olaylar yaşarsa yaşasın her şey iyiymiş gibi davranırdı. Üstelik eskiden bir kahraman olmak isterdi. Ne kadar şu an bir villain olsada." Ulan İzuku'yu övmek niye bu kadar zor? Alışık olmadığım için tuhaf oluyor.
Hawks'a baktım ve Hawks'ın yüzünde iki saniyelik ciddi bir ifade gördüm. Doğru görüp görmediğimi anlamak için gözlerimi ovuşturdum ama tekrar baktığımda Hwks'ın yüzü normaldi.
Hawks, "Teşekkürler dostum! Her neyse ben gidiyorum bu gün işlerim var. Daha sonrguya çekeceğim on kişi daha var. Görüşürüz."
Hawks uçarak gitti ve yaklaşık bir saniye sonra annemin sesini duydum.
"Bakugo! Neredesin hemen gel buraya!"
Sesi sinirli geliyordu. Kaçsam mı diye düşündüm ama bu işleri daha kötü yapardı. Aha yandım diye düşünerek annemin yanına isteksizce gittim.
(930 kelime)
![](https://img.wattpad.com/cover/355624740-288-k355896.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villain Deku (My Hero Academia)
Fiksi Penggemarİzuku Midoriya ölmüştü. Cesedi yoktu, onun öldüğünü kanıtlayabilecek bir şey yoktu onun yaşadığını kanıtlayan bir şeyde yoktu ancak onu okul binasından aşağıya atlarken görmüştü. İzuku Midoriya resmi kayıtlara göre ölüydü. O zaman kendisine Deku diy...