Çirkinin Aşığı

12. bölüm

Eve gelip kendimizi mutfağa attık, hoca blok ders ayağına yemek molamıza el koymuştu. Neymiş efendim, bu konuyu zor anlayacakmışız.

Açlıktan ölüyordum ve canım fena halde tavuk istiyordu. Dondurucuyu açıp ikili butlardan çıkartıp mikrodalgaya koydum çözülmesi için.

Hızla pilav yapıp demlenmeye bıraktım, airfrya tavukları koyup biraz zeytinyağı sürdüm ve çalıştırdım. Patatesleri de yanına koymuştum, iki hazneliydi çünkü.

Rahatça banyo yapmayı düşünüyorken Vural'a verdiğim söz geldi aklıma, dudağımı ısırıp dikkatle yüzüne baktım. Yorgunlukla gözlerini kapatmıştı, dudaklarında oyalandı bakışlarım.

"Sevgilim ben duşa giriyorum." Sözlerimle hızla açılan gözleri yüzümde gezindi, kızarık yanaklarıma gülümseyerek bakıyordu.

"Hemen geliyorum." Hızla ayaklanmasına kıkırdadım, beni belimden tutup kendi odasına yönlendirirken onu engelledim.

"Şey... benim odamdaki banyo daha büyük." Kafasını sallayıp merdivenlere yöneldi, ikimiz aynı heyecanı yaşıyorduk şimdi.

İlk kez birbirimizi tamamen çıplak görecektik, bu daha çok utanmama sebep oluyordu. Derin bir nefes alıp odamdan içeri girdim, Vural da peşimden.

Banyoya girmeden önce bornozumu aldım, Vural'a döndüğümde beni izliyordu.

"Havlu mu, bornoz mu?" Sırıttı.

"Havlu bebek.." kafamı sallayıp onun için bir havlu kaptım ve dolabı kapattım.

Kapının arkasındaki askıya ikisini de asıp ona baktım, tişörtünü kafasından çıkartıp kirli sepetime attı. Sonra kotunu da çıkarttı ve gözlerime bakarak parmaklarını çamaşırına geçirdi. Yavaşça ondan da kurtulduğunda manzaram tam anlamıyla enfesti, derin ama yine de yetersiz gelen bir nefes çektim içime.

Bana uzanıp sakin hareketlerle beni de soymaya başladı, her çıkan parçada daha da kızarıyordum. Bundan ekstra bir keyif alıyor gibiydi, yavaş yavaş çıplak kalışım yüzünden domates kadar kırmızı bir hale gelmiştim.

"Utanma bebek, sen gerçekten çok ama çok güzelsin. Delirmeme sebep olacak kadar çok hemde." Yutkunup başımı yine omzuna gömdüm, vücudumu dolaşan eli beni titretiyordu.

"Hadi bakalım duşa, seni köpüklerle süsleyelim." Kafamı omzuna daha çok gömüp isyan ettim.

"Yaa Vural, bilerek daha çok utandırıyorsun beni." İkimizi de duşakabine sokup suyu ayarladı, saçlarımı narin hareketlerle yıkarken gözlerim kapalı halde kendimi ona bırakmıştım.

"Harika yapıyorsun, uykumu getiriyor parmakların." Saç derime masaj yapan parmakları gerçekten harika hissettiriyordu.

"Benim hiç uykum yok ama, sana tapınmak istiyorum." Gözlerimi hızla açtığım için gözüme kaçan şampuan feci şekilde canımı yakmıştı.

"Ayyy, gözüm acıyor." Hemen yüzümü durulayıp gözlerimi öptü, bebek gibi hissettiriyordu cidden.

Sonra yanaklarımı ve dudaklarımı öptü. Çeneme ve boynuma inen öpücükleri daha da aşağılara inerken nefesim hızlanmaya başladı. Köprücük kemiklerimi derin derin öpüp göğsüme indi, öpücüklerinin yerini ufak ısırık ve emişler almıştı.

Ağzımdan fırlayan inlemeler banyoda yankılanıyordu, Vural dizlerinin üstüne çöküp göbeğime dudaklarını dayadığı an refleksle karnımı içime çektim. Hafif bir ısırık kanımı kaynatmıştı, dudaklarının son hedefi kasıklarım olduğunda ağlamak üzereydim zevkten.

Onunla her duygu en uçlardaydı, sadece öpücükleri bile sona ulaşmama yetiyordu bazen. Neredeyse patlamak üzere olan erkekliğimi sakince öpmeye başladı, ayakta zor duruyordum dizlerimin titremesinden.

Yeni çıkan bıyıkları hassas tenime sürtünüp daha da uyarılmamı sağlarken onu tutup kendimden uzaklaştırdım. Bana anlamaz gözlerle bakıyordu, elimi kalbimin üstüne koyup yere çöktüm.

"Yapma, kalbim duracak. Çok heyecanlanıyorum Vural." Kıvrılan dudakları dudaklarımı buldu, keyifle uzun uzun öpüyordu beni.

Kalbim biraz daha sakinleşince elini tekrar sertliğime götürdü, elini tuttum hemen. Dilini ağzıma itip elini hareket ettirdi, dilini emerken eli hareket ettikçe gözlerim kayıyordu.

Diğer elini kendi sertliğine sardığını gördüm, biraz okşayıp bıraktı ve beni ayağa kaldırdı. Arkamı dönmemi sağlarken omuzlarımı ve boynumu da öpüyordu.

"Biraz bacaklarını kapat bebeğim, korkma içine girmeyeceğim ama seni hissetmek istiyorum. Korkma tamam mı, canını acıtmayacağım." Kafamı sallayıp onun dediğini yaptığımda sertliğini bacak arama soktu, birbirine bastırdığım bacaklarımın arasında kayıyordu.

Her öne ittiğinde hayalarımı uyaran aleti ve elinde aynı hızda çektiği aletimin verdiği yoğun hazla kısa sürede boşaldım. Ben boşalınca kafamı kendisine çevirip beni hırpalayarak öpmeye başladı, bacaklarımın arasında seyiren sertliğini hissedebiliyordum.

"İçime boşalırken de böyle seyirmeni hissedebilir miyim acaba?" Sesli düşündüğümü boynuma dokunan dudakları aniden çekilince anladım.

"Öğrenince bana da söyle, arsız bebek." Sırıtıp ikimizi de yıkarken utançtan yine kıpkırmızı olmuştum.