1. bölüm

6.6K 339 66
                                    

Üniversitenin ilk gününde elimde minik bir tablet ve çantamla yürürken karşıdan gelen uzun boylu adama gözlerim takıldı. Gerçekten uzundu, kaslıydı ama yüzü puanlamaya bile giremeyecek gibiydi.

Neden oldu, nasıl oldu bilmiyorum ama kalp atışlarım kulaklarımı sağır edercesine hızlandı. Aynı bölümü okuyan liseden arkadaşım Selen koluma girene kadar o çirkin genci izledim.

Telefonuna bakarken gözlüğünü düzeltiyordu, kemik ve yüzüne tam oturan gözlüğü güzel olan tek şeydi yüzünde. Elimi kalbime koyup dudaklarımı ısırarak genci izlerken Selen beni çekerek ilk dersimizin olduğu amfiye ilerletti.

Bizim bölümde olması için dua ettiğimi fark edince kafamı iki yana salladım. Ona aşık olmam sosyal intihardı, çevremde kimse kalmazdı. Selen hariç tabi, o minik bir sevgi kelebeğiydi.

Amfiye en son giren kişi o genç olunca yutkunup kıpırdandım, Selen ise ona selam vermişti.

"Aaa, naber Vural. Uzun zaman oldu."

"Selen?" Kafasını iki yana sallayıp gülerken inci gibi dişleri olduğunu fark ettim. "İnanmıyorum ya, kızım biz nasıl aynı ünide olabiliriz yaaa..."

Muzip ve insanın kulağını okşayan sesi bir harikaydı, gencin herhalde sadece yüzü eksiydi ama bu bile kalbimin bu denli hızlanmasına engel olamıyordu.

'Söyle yanımıza otursun.' Selen'in dibine girip fısıldayınca dediğim gibi genci yanımıza davet etti.

"Bu yanımdaki bebek Ayaz, kendisi biraz utangaç ve bazen de yabanidir. Kusuruna bakma." Onlar konuşurken dimdik baktığımı fark edip kızardım, beni hafifçe süzüp kalın dudaklarıyla gülümsedi.

"Memnun oldum Ayaz, ayrıca çekinme lütfen. İnsanların yüzüme bakmasına alışkınım, bu yüzle doğdum. Zaten yakında ameliyat olacağım, en azından biraz daha düzelir." Gözlerim büyüdü ve hızla atıldım.

"Ne ameliyatı, olma ameliyat falan. Hiç ihtiyacın yok, gayet bakılasısın." Sözlerim bittiği gibi utançla başımı önüme eğdim, Selen olayı anlayıp kıkırdarken Vural sakince teşekkür etti.

"Teşekkürler, bunu duymak iyi geldi." Kalın dudakları ve düzgün dişleri büyük bir gülümsemeyle gözlerimin önüne serilmişti.

Yutkunup gözlerine bakarken kızaran yüzümün farkındaydım, beni dikkatle inceliyordu. Gözleri dudağımın bitimindeki minik bene takılınca, dilimi alışkanlık üzerine pürüzlü benin üzerinde gezdirdim.

Kalp atışlarım hızlandı, koyulaşan gözleriyle yüzümü izlerken boğazını temizleyip önüne döndü. Yutkunurken inen sivri adem elması bile gözüme harika görünüyordu.

Her bir detayı güzel gelirken bir arada olunca farklı bir şey ortaya çıkmış gibi çirkindi. Gözleri düşük ve baygındı, ama gülünce yanında oluşan kıvrımlar sayesinde sevimli oluyordu.

Çenesi ortadan ikiye ayrılmaya niyeti varmış gibi bir çizgiyle tam ortadan bölünmüştü, ama yüzü tombul olmadığı için sadece çizgi gibi duruyordu. Kulakları küçük ama biraz yamuktu, burnu ameliyatlı olsa da yine de biraz büyük duruyordu. Dudakları kalın ve koyu renkliydi ama kuru duruyordu.

En can alıcı nokta ise saçlarıydı, kabarık ve çitiş çitiş duruyordu. Boynu çok güzeldi ama, damarları çok belirgindi. Yutkunup boynundaki damarlara bakmaya devam ettim.

Kolumda hissettiğim ani acıyla tıslayıp Selen'e dönünce bana dişlerini sıkıp baktığını gördüm. Bir özür mırıldanıp önüme döndüm, gence bakmak için ölüyordum.

"Çıkışta kahve içelim mi? Babacığım bana ev tuttu ve limitsiz kartını hizmetime sundu." Gözlerimi devirip Selen'e döndüm.

"Hangi babacığın, senin baban çiftçi salak..." oflayıp koluma sert bir tane patlattı.

"Orasını karıştırma aşık oğlan, gidiyor muyuz onu söyle." Kolumu tutup Vural'a baktım.

"Gidiyor muyuz?" Ona sormama şaşırmış duruyordu.

"Ben boşum, bana uyar." Vural'ın sözleriyle gülümseyip Selen'e baktım.

"Gidiyormuşuz, sen ödüyormuşsun ama." Sinsi sırıtışıma gülüp başıyla onayladı, aradan kaçamak bir bakış attığım Vural ise beni izliyordu.

Çirkinin AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin