29. bölüm

1.2K 156 6
                                    

Ağzımdan kaçan çığlıkla Vural baktığım yere döndü ve bizi izleyen korumayı yakasından yakaladı. Adam put gibi kalakalmışken üstüme pikemi çekip sardım, onları ayırmak için aralarına girecektim ki aşağıdan babamın sesini duydum.

"Babaaaaa...." son sesimle bağırınca koşan adım seslerini duydum.

"Oğlum..." diyerek Vural'ın elini adamın moraran boğazından çekmeye çalıştı.

Vural kitlenmiş gibi adamın boğazına yapışmıştı, yere çöküp dolan gözlerimle onları izlerken babam Vural'a yaklaşıp bir şeyler söyledi. Bakışlarındaki donukluk kaybolurken adamı sertçe itip, çırılçıplak olmasına aldırmadan odama girdi ve kapıyı kilitledi.

Aşağıdan tartışma sesleri geliyordu, babam gür sesiyle adamı ve onun amirini deli gibi azarlıyordu. Vural yanıma diz çöküp bana sıkıca sarıldı, kollarımı sıkıca boynuna sardım.

"Özür dilerim bebeğim, çok korktun değil mi?" Kafamı yavaşça yukarı aşağı salladım.

"Beni bile duymadın." Buruk sesimle bir kez daha özür dileyip beni kucakladı.

"Gel bir güzel banyo yapalım, seni üzmek istemiyorum ama sana bakmaları bile beni delirtiyorken... adam bizim aşkımızı izliyor." Hafifçe güldüm, saçlarıma yumuşak bir öpücük kondurdu.

"Aşkımızı mı izliyor, sevişmemizi olmasın?" Muzipçe gülmeme karşı sırıttı.

"Tenimizin aşk gösterisi o da, sonuçta seninle yapılan her şey aşk." Başımı boynuna gömüp derin bir nefes aldım.

"Aslında gerçekten öyle... eskiden bulaşıkları elde yıkamayı hiç sevmezdim. Ama ikimiz olunca bir başka güzel geliyor o bile." Vural beni duşa kabine bırakıp pikeyi üstümden aldı.

"Babamızın yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum, bu halde karşısında durdum birde. Ne oluyor diye bile sormasına gerek kalmadı." Kıkırdayıp suyu açtım.

"Adamı elinden almakla o kadar meşguldü ki fark etmemişse şaşırmam." İnanmazca kaşlarını kaldırıp yüzüme baktı.

"Bunu fark etmemiş olabilir mi?" Tüm çıplaklığını gösterince yutkundum.

"Onu bir tek ben fark ediyorum galiba aşkım." Fırlama bir gülüşle gözlerimin içine bakarken ben de gülümsemeye başladım.

"Ne kadarını fark ediyorsun mesela?" Alaycı ifadesine bakıp dudak büzdüm.

"Her bir benine, kaslarının kıvrımına, senin açından çirkin görünse de benim için mükemmel olan her ayrıntına aşığım." Şaşkınca donup kalan ifadesine bakarak gülümsedim, hiç alışamayacaktı galiba.

"Bende sana aşığım, tüm bebekliğine ve güzelliğine. Her bir hareketine ayrı ayrı aşığım." Ona uzanıp beline sarıldım, göğüs kafesine bir öpücük kondurup suyun altına girdim.

İkimiz birbirimizi yıkarken oldukça eğlenmiş, biraz önce olan kötü olayı neredeyse unutmuştuk. Banyodan çıkıp giyindik ve gülüşerek aşağıya indik. Mutfakta oturan babamın beline sarıldım hemen, saçlarımı öptü.

Beni asıl şaşırtan şey ise Vural'ın da babama sıkıca sarılmasıydı, babam bir kolunu da ona doladı. Derin bir nefesle bizi göğsüne çekti. Kafalarımızı hafifçe birbirine çarpıp güldü, üçümüzde gülüyorduk şimdi.

"Baba yaa..." Vural ve benim ağzımdan aynı kelimeler fırlayınca daha çok güldük. Babam saçlarımızı birer kez daha öpüp bizi kendinden uzağa itti.

"Eşek sıpaları... sizinle işim var benim." Ümitsiz vakaymışız gibi konuşunca yine güldüm.

"Bu akşam avukatlarla toplantım var, sizi evde yalnız bırakmak zorundayım. Kapıları kilitleyin kesinlikle." Hızla kafamızı salladık, halimize gülüp ayaklandı.

Mutfağa yönelip akşam için yiyecek birşeyler hazırlamaya başladım, Vural da bana yardım ediyordu. Birlikte yemeğimizi hazırlayıp odalarımıza çekildik, günün tek ayrı kaldığımız zamanı buydu.

Her gün bu şekilde derslerimizin tekrarını yapıyorduk, sonrasında sanki günlerdir görüşmemiş gibi birbirimizin kollarında alıyorduk soluğu. Normalde bu saatlerde babam evde olmadığı için daha rahat oluyorduk.

"Yemekten sonra şu yeni diziye başlayalım mı aşkım?" Vural salatayı doğrarken olumlu anlamda kafasını salladı, baştaki kısmını ağzına atıp çiğnerken bana döndü.

"İstiyorsan başlayalım tabi, ama sıkılırsam dikkatimi dizi yerine sana yöneltirim." Kıkırdayıp kafamı salladım, iki türlü de işime gelirdi doğrusu.

Çirkinin AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin