Çirkinin Aşığı

21. bölüm

Bacaklarım titreye titreye giyinip toparlandım, Vural hazır bir şekilde beni bekliyordu. Birlikte bar katına indiğimizde Selen masada bir adamla içiyordu, adam her zamanki gibi kırk yaş üstüydü ve benim salak arkadaşım ağzına girmek üzereydi adamın.

Vural ve ben yanlarına yaklaşınca adamdan biraz uzaklaşıp bize baktı, gözleri boynumda dolaştı ve gözlerini devirdi. Sabah olduğu için kaskımı alıp ona sıkıca sarıldım ve kulağına fısıldadım.

"Adam evli, çapkınlık için burada, parmağında alyans izi var. Ayrıca geldiğinden beri aynı kadeh elinde ve bir yudum bile almıyor. Otel parasını bile senden isteyecek kadar arsız." Selen her zaman doğru çıkarım yaptığım için bana mutsuz bir bakış attı ve ofladı.

Vural beni Selen'den uzaklaştırıp sarıldığında, adam buruşan bir suratla bize baktı. Harika, ayrıca homofobikti de.... adama sonsuz eksi..

Selen de bu bakışı fark etmişti ve şimdi gözlerinden ateş çıkıyordu, bu bakışı tanıyordum. Adam cidden bu günü sonsuza kadar hatırlayacaktı.

"Bunlar arkadaşlarım, Ayaz ve Vural.... onlar çok aşıklar, harika değil mi?" Adamın gözleri boynuma kaydı ve Vural beni iyice kendine çekti.

"E-evet, harika." Zoraki konuşmasıyla gülecek gibi oldum, bize bakmamak için direniyordu.

"Aslında ben de eskiden onlar gibiydim, anlarsın ya. Sonra kestirdim işte, bir dizi ameliyatla bu kadar güzelleştim. Sizin gibi babacıklarla özgürce flört edebiliyorum artık." Elini uzatıp adamın eline dokunduğu gibi adam elini çekti ve ayağa kalktı.

"Bilmiyordum, kusura bakma. Translar ilgimi çekmiyor, sana iyi eğlenceler." Adam kaçar gibi uzaklaşınca üçümüz de gülmeye başladık, en çok Selen gülüyordu.

"Her seferinde nasıl inanıyorlar bilmiyorum, ayyy, karnım ağrıdı gülmekten. Bebek Ayaz'ın dikkatli gözlerine şükürler olsun." Önümde eğilir gibi hareketler yapınca gülerek elimle onu kışkışladım.

"Tamam, tamam. Çekilebilirsin." Biz yine gülerken Hakan yanımıza geldi, normalde şimdiye gitmiş olması gerekirken hala mekanda olmasına şaşırdım.

"Merhabalar, gidiyor musunuz?" Gözleri Selen'e değince bir süre inceledi, hala gülen Selen farkında değildi tabi.

"Biz gidiyoruz ama ondan emin değilim." Parmağımla hala gülen arkadaşımı işaret ettiğimde Hakan Selen'e bakarak dudaklarını yaladı.

Ooooo, Hakan piste çıktıysa Selen'in hiç şansı yoktu...

"Bu güzel gülüşün sebebi ne acaba?" Meraklı sesiyle Selen ona dönüp kıkırdadı, elini koluna koyup yaklaşınca Hakan ona doğru eğildi.

"Az önceki babacık trans olduğumu duyunca arkasına bakmadan kaçtı, onun haline gülüyorum. Ayyyy, çok komikti ama cidden yaa, değil mi Ayaz?" Ben başımla onaylayıp sırıtırken Hakan Selen'in çenesinden tutup yüzünü sağa sola oynatarak dikkatle inceledi.

"Bu güzelliğin tanrı vergisi olduğunu anlamayacak kadar aptalsa onun suçu. Bir tek işlem bile yaptırmadığın o kadar belli ki, duru bir güzelliğin var." İçimden onları shiplerken dışımdan sadece gülümsüyordum.

Selen kocaman ve ilgi dolu gözlerle Hakan'a bakıyordu, ilk kez onu yaşıtımız sayılan birisine ilgi duyarken gördüğüm için şaşkındım. Gerçi karşısındaki kişi de Hakan'dı yani...

Vural kulağıma eğilince içimi garip bir karıncalanma sardı, sanki saatler boyu sevişmemiş gibi heyecan yapıyordum bana her yaklaştığında.

"Bu Hakan piçin teki değil, değil mi?" Gülerek kulağına uzandım.

"Fırlamadır, ama en güvenilir insanlardan biridir etrafımdaki." Başını sallayıp boynuma sokuldu.

"Kokularımız birbirine o kadar yakışıyor ki, kendi kokumla senin kokun arasında bir fark göremez oldum artık." Ona aşık bir gülümsemeyle bakıp dudaklarına uzandım, beni yarı yolda karşılayıp yumuşak bir şekilde ve ufacık bir öpücük kondurdu şişmiş dudaklarıma.

"Ahh bebeğim ahh, senin bu hassaslığın beni öldürecek. Şu güzel dudakları gönlümce hırpalamaya kıyamıyorum bile. Öperken bile zarar verecekmiş gibi hissediyorum sana." Cilveyle omzumu koluna vurdum.

"Dudaklarımdan başka yerleri de öpebilirsin." Kararan gözleriyle bana bakıp elime uzandı, hiç yorgun durmuyordu ve galiba ben kendi topuğuma sıkmıştım.