Yolun ortasında Kağan Erdeme söyledi:
- Benim ofiste birazcık işim beni oraya bırak.
- Peki abi.
Erdeme ofise geldiklerinde Kağanı indirdi ve eve gitdi. Kağan ise ofise geçicekti ama karşı caddede birini gördü ve o tarafa doğru gitdi. Dikkatle baktığında onun Derya olduğunu gördü. Ona seslenmek istedi ama o sırada kap-kara bir araba geldi ve kapısı açıldığında kar maskeli bir adam ortalığa sis attı. Sonrayı Deryayı kolundan tutarak zorla arabanın içine çekti. Derya çığlıklar atıyordu. Kağan Deryayı kurtarmak için koştu ama bu sefer yetişemedi. Ofisin önündeki arabasını gören Kağan hemen arabaya atladı ve siyah arabanın peşinden gitti. Plakasını görmek istedi bu yüzdende arabaya iyice yaklaştı. Ama arabaya yaklaştığında plakanın çıkarıldığını gördü. Yinede arabanın peşini bırakmadı ama araba git-gide hızlanıyordu ve Kağanın arabasının yakıtı bitmek üzereydi ki, Kağanın arabasının yakıtı bitti. Yolda kalan Kağan arabadan indi ve sinirlerek arabaya sert bir yumruk vurdu. Biraz düşündükten sonra Serdar beyi aradı. Serdar bey direkt konuşmaya başladı:
- Kağan şu anda olmaz. Çok meşkulüm. Kızım eve geri dönmedi ve ben her yerde onu arıyorum.
- Biliyorum Serdar bey. Ama öncelikle sakin olun. Kızınız Derya az önce kaçırıldı.
- Nerde? Nasıl? Ne zaman?
- Sakin olun Serdar bey. Şimdi oraya geliyorum. Her şeyi anlatıcam.
- Çabuk ol!
Kağan ofisten yeni çıkan Doruğun arabasına atladı ve Serdar beyin yanına gitti. Serdar beyin malikesine vardıklarında Kağana arabadan inerken Doruk Kağana söyledi:
- Bekleyiyimmi?
- Sen git. Ben gelirim.
- Peki. Hoşçakal.
- Sende.
Kağan acele acele malikaneye girdi. Serdar bey onu karşıladı ve ikiside oturdu. Serdar bey konuştu:
- Söyle nasıl oldu? Nerede oldu?
- Öncelikle sakin olun. Derya ofisim önünden geçerken onu gördüm. Ona taraf gidiyordum ama siyah bir araba geldi ve içindeki adamlar sis atarak Deryayı arabanın içine çektiler.
- Peşinden gitseydin. Bir şey yapsaydın.
- Gittim. Arabayla peşlerine düştüm.
- Eee. O zaman neden burdasın?
- Yolda arabanın yakıtı bitdi.
- Allah kahretsin. Peki bir ayrıntı bir şey görebildinmi. İçindeki kişilerin yüzü. Arabanın rengi.
- Adamların yüzünü göremedim. Arabada sim-siyahtı. Ama arabanın plakası yoktu.
- İlginç.
Serdar bey yüksek sesle kapıdaki korumalardan birisini çağırdı. Serdar bey korumaya söyledi:
- Tüm İstanbulu didik arayın. Siyah ve plakasız bir araç bulduğunuz anda bana haber verin. Gerekirse en küçük taşın altına bile bakın ama onu bulun. Duydunmu onu bulun.
- Peki Serdar bey.
Kağan bu sırada düşünüyordu ve Serdar beye söyledi:
- Gitmem gerek.
- Tamam sen git.
Kağan ofisin önüne geri döndü. Yerde bir flaş bellek vardı. Kağan ofise gitti ve flaş belleği bir bilgisayara takıp içindeki videoyu açtı.
"Serdar bey, eğer bu videoyu izliyorsanız demek ki, kızınız elimizde. Kızınızı geri istiyorsanız 1 milyarı hazırlayacaksınız. Hazır olduğunda ben anlarım. Konum ve zamanı size bildireceğim."
Kağan video bittikten telaşlandı ve tüm adamlarını yanına çağırdı. Kendisiyse videoyu durmadan izliyordu. Bir ipucu bulmak istiyordu ama videoda sadece konuşan adam vardı. Kağan adamları geldiğinde onlara söyledi:
- Bakın. Serdar beyin kızı Derya kaçırıldı. Her yerde onu arayacaksınız. Hadi hadi hadi! Çabuk!
- Peki efendim. Hemen aramaya başlıyoruz.
- Ayaz.
- Efendim.
- Çıkıyoruz.
- Nereye?
- Bizde arayacağız.
- Tamam.
- Erdem ve Doruk.
- Efendim abi.
- Sizde ayrı bir araçla çıkın. İstanbulda taş üstünde taş bırakmayacaksınız.
- Tamam.
Hadi çabuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Life
Action"Hiç kimsenin kaderi önceden yazılı değil. Herkes kendi kaderini kendi yazar."