Deryayla birlikte arka çıkıştan çıkmak isteyen Kağan çıkışın kapandığını gördü. Derya Kağana sordu:
- Bu çıkış kapalı. Burdan nasıl çıkacağız?
- Ön taraftan çıka biliriz. Ama çok tehlikeli olucak. Korkuyormusun?
- Birazcık.
Kağan Deryanın elini tuttu ve söyledi:
- Korkma. Buradan birlikte çıkacağız.
Derya başını haraket ettirerek "evet" dedi. Ön tarafa doğru gitmek isterken diğer odadan adamların birisi geldi. Kağan ve Derya hızlıca saklandı. Adam onların yerinde olmadığını görünce bağırmak istedi ama Kağan hemen çıkıp elindeki bıçağı ona doğru fırlattı. Adam yaralandı ve yere düştü. Buna rağmen cebindeki düğmeyi çıkardı ve basdı. Birden bire her taraf kırmızı ışıkla doldu ve siren sesleri duyuldu. İşte bu sırada arka kapı kırıldı ve içeri bir sürü araba girdi. İlk arabadan inen Serdar bey bağırmaya başladı:
- Hepsini öldürün. Kızımı kaçıranlara günlerini gösterin!
Serdar bey etrafta Kağan ve Deryayı arıyordu. Saklandıkları yerden çıktıktaysa Serdar bey sevindi. Derya koşarak babasını kucakladı. İkisininde yüzünde gülümseme vardı. Kağanda onları görünce sevindi. Serdar bey Kağanın yanına gelip söyledi:
- Sana minnettarım Kağan.
- Önemli değil Serdar bey.
- Nasıl önemli değil?! Önce kızımın çantasını sonrada kendisini kurtardın.
- Kim olsa yapardı.
- O masada sen ve benden başka 10 kişi oturuyor. Senle 10 kişinin farkı ne biliyormusun? Onlar şu anda kahve içerek televizyon izliyor. Sen kanlı bir şekilde tüm gece uyumayarak bir kızın hayatını kurtarıyorsun.
- Teşekkür ederim.
Ahmet Serdar beyin yanına geldi ve dedi:
- Serdar bey. Düşmanların hepsi temizlendi.
- Peki. Eve dönüyoruz. Bu arada Kağan işin yoksa dinlendikten sonra bize gele bilirmisin?
- Tabi. Gelirim.
- O zaman Ahmet seni eve bıraksın. Bizde eve gidelim.
- Hoşçakalın.
Uzun bir maceradan sonra artık sabah olmuştu. Kağan eve geldi. Evde annesi Pelin hanım endişeli bir şekilde bekliyordu. Kağanı gören Pelin hanım sevindi. Pelin hanım Kağana sordu:
- Evladım sen neredeydin? Bu gecede eve gelmedin.
- Merak etme anne. Serdar beyin kızı kaçırılmıştı. Bende onu kurtarmaya gittim.
- Bana bak. Sen seiyormusun bu kızı?
- Ne alakası var anne?! Sadece yardım etmek istedim.
- Evladım bu yardım değil kahramanlık. Resmen kızın hayatını kurtarmışsın. Ve bunu yaparken kendi hayatını tehlikeye atmışsın. Buna yardım denmez. Aşk denir.
Yandan gelen İbrahim bey söyledi:
- Bunun başka bir adı daha var. Bildiğin gibi Serdar bey masanın başkanı. Onun kızının kahramanıda onun için önemlidir. Artık başkan yardımcısımı yapar yoksa gel koltuğumdamı otur der. Belli olmaz.
- Baba. Ben bu yardımı fırsatçılık için yapmadım. Ayrıca Serdar beyin ne yanında nede koltuğunda gözüm yok. Şimdi için verirseniz şirkete gideceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Life
Action"Hiç kimsenin kaderi önceden yazılı değil. Herkes kendi kaderini kendi yazar."