Eve girdikten sonra önce salona geçti. Babası salonda koltuğa oturmuş onu bekliyordu. Kağan babasının yanına oturdu ve bekledi. İbrahim bey birden biresinirli şekilde Kağana bağırdı:
- NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN?
- Nasıl öğrendin?
- SORUYORMUSUN GERÇEKTEN?! SENİ TAKİP ETMEME BİLE GEREK YOK. HAYATINDA NE OLUYORSA SAĞ OLSUNLAR GAZETELERDE. DÜN KULÜPTEN ÇIKARKEN GÖRÜNMÜŞSÜN.
- Bu kadar abartılacak ne varki? Herkesin sevgilisi ola bilir.
- AMA O MASADAN BİRİSİNİN KIZIYLA OLAMAZ! YARIN AYRILIYORSUN O KIZDAN.
- Hayır. Bunu yapmayacağım.
- EVLADIM TELEVİZYONDA BOŞ KANAL KALMADI. TÜM KANALLARDA HABERLER VAR VE TAHMİN ET HABERLERDE NELER VAR.
Kağan kumandayı eline alıp televizyonu açtı ve rastgele bir kanala çevirdi. Televizyondaki spiker konuşmaya başladı:
- Bu gün şehirin merkezindeki kulüpten çıkarken Kağan bey ve Derya hanımın el-ele tutştuğu görüldü. Her iki tarafın ailesi büyük bir mafya babası. Bakalım bu duruma karşı cevapları ne olucak?
Kağan sinirlendi ve televizyonu kapattı. İbrahim bey dedi:
- BİLMİYORMUSUN, BİZ AKSOYLAR HAYATIMIZI HABERCİLERDEN GİZLİYORUZ. BİZİM HAKKIMIZDA İLK KEZ BU KADAR BÜYÜK HABER YAYILDI. YARIN O KIZDAN AYRILIYORSUN.
- Baba.
- BABA FELAN DİNLEMEM. YARIN BU GAZETELERİN BAŞINDA "BÜYÜK AYRILIK" OLUCAK.
- Böyle bir şey olmayacak.
- ŞAKAMI YAPIYORSUN. TAMAM DİĞELİMKİ AYRILMADIN, O ZAMAN ELİF NE OLİCAK. HANİ SİZ ELİFLE SEVGİLİYDİNİZ.
- Öyle bir şey asla olmadı ve olmayacak. Ben odama gidiyorum. Sanada iyi geceler.
Kağan koltuktan kalktı ve odasına çıktı.
Deryada da işler pek yolunda gitmiyordu. Eve girdiği zaman babası onu yanına çağırdı. Derya gelip babasının karşısındaki koltuğa oturdu. Babası ayağa kalkıp dedi:
- Nasıl yapabilirsin bunu? Anlıyorum birini sevmek seninde hakkın ama o biri Kağan değil, olamaz.
- Nedenmiş o? Baba ben büyüdüm ve kendi kararlarımı almak hakkına sahibim.
- Neden bu kadar inatçı olmak zorundasın. Yarın o çocuktan ayrılacaksın.
- Artık konuşmak istemiyorum. Bu yüzdende odama çıkacağım.
- Peki, ama unutma ben bu ilişkiyi sonlandıracağım.
Derya umursamadan yukarı kata çıkıp yattı. Derya çıktıktan sonra Ahmet içeri girdi ve dedi:
- Neden bunu yapıyorsun? Keremi sen öldürdün diye bunun cezasını neden kızına çektiriyorsun?
- Kızımın bunu öğrenmemesi gerekiyor. Bu işte sadece ticaret yaptığımı düşünüyor çünki. En azından önceden sadece bu sebep vardı. Ama şimdi Kerem sırf Kağanın abisi diye benden dafa fazla nefret ede bilir.
- Yani kızının senden nefret etmemesi için inu sevdiğinden ayırıyorsun. Öylemi?
- Biraz saçma gele bilir ama evet öyle. Kızımı kaybedemem.
- Geçmişte yaptığın bir şeye göre kızını cezalandıramazsın.
- Ne yapayım yani?! Bırakıyımda kızım onunla birlikte olsun, bende önce kızımın sonrada Kağanın öğrenmesini bekleyiyim. Sonrada zaten kızım benden o kadar nefret edecek ki, yüzüme bile bakmayacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Life
Aksiyon"Hiç kimsenin kaderi önceden yazılı değil. Herkes kendi kaderini kendi yazar."