Nil

42 35 5
                                    

Teyzemler ile birlikte Türk kahvesi içtim. Kahve sonrası mutlaka teyzem falıma bakardı. En sevmediğim kısım fal bakması değildi.
Falda mutlaka bana kısmet bulurdu. Ardından nasip diye cümle kurma. Görücü usulü seni isteyen adamı görmeye git. Kalbin kayar. Senin iyiliğini düşünüyoruz.
Ve devamında teyzemlerin yanına geldiğim için rahat yüz defa pişman oluyorum. Konuyu asla annem gibi her biri kapatmaz.

Tamam kelimesi onlara konuşmaya devam demektir. Bildirimlere bakıyorum. Bolca reklam özetleri telefonuma geliyor. Gitmek için hamle yapıyorum. Fakat daha yeni geldin cümlesi sürgülü kapı misali teyzemlerin dilinde. O sırada telefonum çaldı ve ekranda kardeşimin adını gördüm.
- Alo.
- Abla. Samsun'a geri dönüyorum. Annem, ablanı gör dedi. Balkona çık.
Telefonu kapatıp teyzemin evinin balkonuna çıktım. Kardeşim kırmızı şapkasıyla bana el salladı.
- Anneme görüştük cevabını verirsin. Çok işim var. Görüşürüz.

Hoşçakal diye cevap vermiştim. Duyduğunu sanmıyorum. Arabanın kapağını kapatmıştı çoktan. Yabancı bir şarkı çalıyordu. Yalan konuşmanın beni huzursuz etmeyeceği tek konu vardı. Teyzemlerin sıkıcı evlilik muhabbetinden kaçmak.
Beyaz yalanım artık hazırdı.
- Teyze. Eve döneceğim. Şimdi kardeşim gitti. Misafir gelecek diye yastıkları havalandırmak için balkona koyduk. Annem söylenir. Nil nerede kaldın diye. Kahve burnumdan çıksın istemiyorum.
- Haklısın. Yarın yine gel. Canımız sıkılıyor sensiz.

Kargalar, mısırları yiyor diye korkuluk yapılır. Evlenmiyorum diye korkuluk niyetine ailem var. Merdivenleri inerken en az bir ay bir daha gelmeyeceğimi söyledim. Annem bensiz adım atmaz. Kız kardeşlerinden memnun değil ama onlarsız asla hareket etmiyor. Yüreğimin tüm arpa tohumlarını teyzemler yiyor. Nasip eyler ise Allah sana bir eşi, yaşın önemi yoktur. Saniyeler, nikah tarihi ile yarışır. Ama olmaz ise kaderinin dalında evlenme ne yapsan değişim değildir mümkün.
Evlilik, bana kurulan birinci tuzak.
Ama Nil'in yediği damgalar arasında işsizlik eklenecek listeye.
Bunları düşünürken aşağıya giden yolu pas geçtim.

Beni, oğluna isteyen kadının gölgesinin gözüme değmesi bunaltıcı yaz sıcağından daha tehlikeli. Ondan dolayı uzun yolu kullanacağım. Yazın her köşe başında çeşit çeşit araba olur. İnsanlar sahile girmek için yarışır. Arabalar için park etme bir sorundur. Belediye çözüm bulmaz. Yürümek için alan daracık. Nihayet ara sokağa girdim. Karşıma tanıdık yüz çıksın istemiyorum. Kimseyi görmeden mezarlığa bakıyorum. Selvi ağaçları sakin. İki sarı kedi oyun oynuyor. Mezarlıkta onlar dışında kimse yok.

Nice yareni, ölüm ayırdı. Hasret dolu gözlerim kitaplarıma dönüyor. Ölümü anlattığım yazıların canı hiç acımadı benim kadar. Ölüm sahnesinde karakterin kurgu olduğunu bilip gözyaşına boğuluyorum. Ya cidden iyi yazıyorum. Ya da zihnim atmosferi yaşayıp modunu değiştirmeye pek düşkün. Annem, kapıyı açtı. Astroloji merakı var. Aslan burcunun yorumunu kapattı.
- Erken döndün. Teyzenler nasıl?
- Stabil. Evlen Nil. Görücü usulü bir talip çıkınca gör Nil. Yaşın geçiyor Nil. Eskiden okulda Ali ata bak. Bak ata Ali. Ata Ali bak. Böyle tekrar yapıyorduk. Kasetler vardı. Takılıp kalırdı. Kız kardeşlerin bende takılı duruyor. Kurtuluş reçetesini yel aldı. Allah, beni ünlü bir yazar yapsın. Param çok olsun. Duam belli. Onlardan uzak bir şehire gideceğim.

Annem iç çekti. Telefonu masaya bıraktı.
- Hala kitaplardan ses yok değil mi ?
- Ne yazık ki ilerleme olarak en çok okunan kitabım beş bin.
Annemin beş bin okunma ile ne elde edeceğimi bildiğini sanmıyordum.
- Beş bin fazla değil mi ?
- Milyon okunma olmalı. Ya da en azından takipçi sayım milyon olur ise belki.
- Öyle ise uğraşma.
Annemin basit çözümlemesi beni yıkmaz. Sadece odama yöneltir.
- Nereye gidiyorsun ?
- Odama. Önce kız kardeşlerin ve şimdi sen. Baskı Altındakiler diye kitap yazacağım. Kahramanı siz olacaksınız. Duydun mu ?
Duyacak insanlardan annem olmadı. İnterneti açar açmaz yazmış olduğum uygulamadan bildirim gelmişti bana.
Yaz partisi coşkundan bizimle katılmak istemez misiniz sorusunu ilk defa görüyordum.

Bana hep reklamları geçmek için ücretli teklifler gelirdi. Yaz partisinin İstanbul'da olmadığını umut ettim. Detaylar için tarih verilmişti. Uygulama sayesinde yarışmaya katıldım. Sarıl Bana kitabını seçmiştim. Ödülüm mü ? Çıkış yap dedi uygulama. Dalga geçiyorum. Seçilmedi kurgu. Zayıf kurgumu tercih etme nedenim ise biraz kendime ceza vermekti. Eğer başınıza gelen günlük sorunları yazar iseniz kitaplara gün geçtikçe kaleminizin ucu biter.
Bu eriyen yağa daha çok benzer. Yağ yavaş yavaş katıdan sıvıya döner. Sizler artık sorunları dağ görünce aşağıya doğru inen şelale sesine ümit bağlamayı bırakırsınız. Çoğu kurguda yazmayı, sorunlarım yüzünden çabuk final ile taçlandırdım. Kendime benden başka ihanet bu konuda eden yoktur. Fakat karamsar tablonun tozlu ışıltısı zamanı herkesten daha iyi yönetir.

Sarıl Bana kitabım elendi. Yemekte günün sonunda tencerenin dibinde kalmaz bizim evde. Bir başkasını yazacak kollarım var. Kalemin ucunu tekrar açtım ve zihnimin mavi tozlar uçan sokağına okuyucuyu davet ettim. Yaz partisinde tanışmayı çok istediğim bir kişi yoktu. Oraya gözlem yapmaya gidecektim. Giyinmem gerekenleri düşünmedim. Siyah çöp poşeti ile gitsem ben aynı zeki kızım. Güzelliğim, yıldızların yaz gecesinde birbirinin elini tutmasına benzer. Etki alanım geniştir. Uzay boşluğu olan konu ulaşım.
Bir sevgilim olsaydı eve beni bırakırdı. Kısa hayalim köprünün direğine çarptı. Denizin dibine çekildi zihnim.

Uygulama sayesinde tanıştığım Deniz'den üç mesaj gelmişti. Yaz partisine ailesinin onu göndermeye sıcak bakmadığını söylüyordu. Deniz, 29 yaşında ve Siirt'te yaşıyordu. Tanışma hikayemiz 2022 yılında oldu. Uygulamada yazdığım kurguya ilk yorumu yazmıştı Deniz.
Benden daha iyi kürek çekiyor. Kitabı 12 bin okundu. Takipçisi yüksek. Yayınevinin onunla iletişime geçeceğine yüzde doksan ihtimal veriyorum. 
- Deniz. Arabam olsaydı seni alırdım. Birlikte giderdik yaz partisine. Ama benim için yine parti çok uzaklarda bir pamuk şekerli ev.
Yarım saatlik mesajlaşma sonucunda partiyi önemsiz diye karaladık. İkimiz birbirimizi böyle teselli ettik. Dayanamayıp gülümsedim.
- Ezik modundan sesleniyorum.  Ben uyumaya gidiyorum.
- Kuzum daha saat altı değil mi ?
- Olsun. Uyuyacağım.

Ne zaman hayallerimin üstüne beton dökmeye araba gelir ise yatar uyurum. Çünkü; uyur isem sabah olur. Düşünüp bin çeşit seçecek kurar isem zihnim acıyı bana çuvalla gönderir. Düğmeyi kapatmanın yolu dinlemektir.
Deniz, iyi geceler yazdı. Panosundan ise ağabeyini yenip partide boy göstereceğini aktardı. Deniz'in sonraki hamlesini ondan önce söyledim. Parti günü canım sıkkın hastayım yazar. Niye böyle yalan konuşuyor ? Üç dört kez davranışın yanlış dedim. Ama sonra hepimizin yanlışları vardı. Belki öyle yazmak mental olarak ona iyi geliyordu. Kaşığı elimden bıraktım. Deniz için dua etmeye başladım.

Erken uyur isem iki saat sonra uyanırım. Anne ve babam balkonda muhabbet ediyordu. Kalkıp mutfağın ışığını açtım.
- Sivrisinek yiyecek bizi. Kapat ışığı.
Babama sivrisinek uğramaz. Sivrisinek çok titiz olan annem ile beni kan deposu olarak görür.
- Kimi gözetliyorsun annemle ?
Babam olayı kapatmak için hemen mermerden uzaklaştı.
- Kimseyi gözetlemem.
- Öyle mi ? Sivrisinek seni ısırmaz. Baba kanın nasılsa  olumsuz rapor tutuyor hayvanlar.
Yürüyüp annemin yanından geçiyorum. Evimizin solunda bir araba duruyor. İki adam eşya taşıyor.
- Güvenlik kamerası gerekmiyor. Annem ile babam röntgen çekiyor burada. Yeni birilerinin yarın raporunu bana sunmayı unutmayın. Suyumu içip yatacağım.
Annem, babama döndü.
- Büyüt çocuk gör hayır. Bakmak, balkondan suç mu ?
- Eğilip aşağıya düşeceksiniz karı koca. Ondan sonra ölüm nedeni ne diye soran olur ise yeni taşınan insanları gözetleme alışkanlığı.
Babam kahkaha attı.
- Annen gösterdi kızım. Yoksa ben sadece denize bakıyordum.
Annem, balkondan odasına doğru yol aldı.
- Dolap iniyor cümlesini ben kurmadım. Kızını gördün. Hemen laf çevir. 
Su bardağını aldım. Suyumu doldurdum.
- Karıcığım, sana sürprizim var. Hop yanağından öp. Gönlü olsun baba.
- Öpmem onu.
Annem yatak odasından bizi duydu.
- Yanıma gelmesin. Öpücüğü beni teselli edemez.
Bardağı yıkadım. Mutfağın ışığını kapattım.
- İyi geceler. Çocuklardan daha çocuk bir çift var. O da sizsiniz.
Babam homurtlu sesler çıkardı.
- Baba. Ağzının içinde konuşma. Ne söylüyorsun ?
- Sen geldin karımla aramı bozdun.
- Ya ister isem annem seni evden atar. Anne yatakta babama yüz verme. Sırtını dön. Gece boyunca köşeye baksın babam.
Annem cevap vermek yerine gözlerini yumdu. Aksiyon için anneme uyuma numarası yapma diye takılırdım. Ama hazır uyandı isem bir şiir için telefonumun başına dönmeliyim.

Kör Kuyu 🤷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin