Sabahı kötü kılan şey mutfaktan burnuma gelen kızartma kokusudur. Yoğun koku, burnumu uyarınca uykum bölünür. Ne yazın ne kışın mutfağın balkonu ve pencresini açmayan annem var.
Evin içinde kızartma sadece dolabı ve ocağı yağla tanıştırmaz. Kızartma kokusu giysilere geçer. Eğer duş almaz isem tüm gün burnumda kokusu kalıyor benim.
Ondan dolayı yazın tavanın başında beklemek beni mutsuz eden olay.Babamın suratsız şeklime yorumu net oldu.
- İyi ki kızartma yaptın. As suratını sürekli.
- Günaydın. İyi yapıyorum. Surat asmak yerine çatal elimde senin gibi beklemiyorum. Kendin ile beni bir tutma baba.
Babam balkondan içeriye girdi.
- Seni yakalayacağım. Sonra sakallı yüzüm ile öpeceğim. Ağlar ağlar durursun. Kardeşin evde olsaydı böyle yapardı.
Islık çalmaya başladım.
- Sakal, yanaklarımı tahriş ediyor. Tekmeyi yiyorsunuz benden. Ondan sonra annem utanman yok mu diye soruyor. Bela arıyor kocan anne.Annem kızartma ile aşk yaşayan kadın.
- Sizinle ben uğraşamam. Gücüm yetmez. Beş dakika sonra baba kız birbirine bakıp güleceksiniz. Arada kaynayan ben olurum.
- Baba, annem hep aynı cümleleri yıllarca tekrarladı. Ne sen değiştin ne ben. Gidip onu yanağından öp. Grip oldun değil mi baba ?
Gülümseyen çenem acıdı. Annem tavanın başından kaçmaya çalıştı. Babam ise yakala anneni dedi. Annemi tuttum.
- Beddua edeceğim sana. Ana bedduası tutar.
Nasıl gülüyor isem dayanamayıp babam kahkaha attı. Artık annemi yakalamak çok önemli bir konu değildi.
- Kızım. Yandın yine. Annenin şakası yok.
- Baba, öpmüyor musun annemi ? Anne, dün burnunu babam üç kez sildi.
Babam gülmeyi bırakıp kaşlarını çattı.
- Yalan konuşuyor tatlım. Babana iftara atmaya utanır insan. Karıcığım haklı. Bırak anneni. Kadın mutfakta kızartma yapıyordu. İşini böldün.
- Öyle mi ? Al bıraktım.
Annemi kışkırtmak için aradığım cümleyi bulmuştum.
- Gördün değil mi anne ? Kadın, mutfakta kızartma yapıyor dedi. Senin kısacası önemin yok. Varsa yoksa patatesler değerli babam için. Kocam, böyle olur ise tahta kaşığı alırım. Vururum kafasına. Elini korkak tuttun. Babam yüz buldu senden.Annemin, babama saldırması ancak benim dilimle olurdu. Babam ise kendini ormanın yelesi bol aslanı sanıyordu.
- Karım kim oluyor ki bana el kaldıracak ? Onu boşarım. Babasının evine gider.
Babam, istediğim balon miktarı kadar şişmişti.
- Asıl sen kimsin baba ? Babaannemin evinin yerini biliyorsun. Annem sana kalmadı. Boşanma davasında çocuklarının nafakasını alır. Sen ancak bize uzaktan bakarsın. Annemi üzen erkeğe baba diye hitap edemeyeceğim için üzgünüm.
Babam sandalyesinden kalktı. Çay bardağını aldı masaya bıraktı.
- Annen gidecek ise onu bağlamadım eve. Kimse çocuklarımı benden alamaz. Babasının evinden annen tek geldi. Öyle gider. Seni zaten annene hiç vermem. Benim kızımsın. Annene hiç benzemiyorsun. Oğlum gitsin annesiyle.Patatesler tavada artık yanacaktı. Annem, babamın kolunu tuttu.
- Kızım, sana hizmetçi mi olsun ? Üvey annesi ona zulüm mü edecek ? İki çocuğumu sana bırakmam.
Babam, annemin tuttuğu koluna dönüp baktı.
- Hangi para ile çocuklarıma bakmayı düşünüyorsun? Nil için gece yarısı kremalı bisküvi almaya gider misin ? Hayır. Kızıma yat uyu cümlesi kurarsın. Oğlunu alabilirsin. Sinirli davranışlarını çekemem. Ama kızımı vermem. Kızımın gülüşü olmadan ölürüm.
Bir yay gerginliği ancak ok çözer.
- Patatesler yanıyor. Sizin boşanma olasılığınız asla yok. Babam sana aşık anne. Annem ise seni sevmediğini söyler ama her duasında ömrünün uzunluğunu ister. Nasıl bir aşkınız varsa ıspanak geliyor aklıma. Ispanak zehirler ama sağlıklı diye insanlar almaktan mantar gibi vazgeçmez. Annem olmadan sen gaz lambasına dönersin. Camın kirlenir.
- Nil. Sensiz biz eksik olurduk. Karımın değerini hatırlamayı seviyorsun babana.
- Baba. Benim kupa bardağını masaya koymayı unutma. Size daldım bir hayli. Elimi ve yüzümü yıkamayı unuttum.Kahvaltı sonrası odama çekildim. Halime ile Murat kitabının kapağını hazırladım. Siyah Kum yerine Dedektif İz Peşinde yaptım kurguyu. Uygulamayı açmadan önce mail geldi. Bir kullanıcı bana mesaj artmıştı.
Mercanbalık adlı kullanıcı uygulamaya dün katılmıştı.
- Bal döküp vücuduna yalamaya başlayacağım. Bakarsın o zaman denize sen atılırsın benim tarafımdan.
Mestan açmıştı bu fake hesabı.
- Mestan. Tuzlu su balığım. Sen bir balıksın suda. Ben karada balkaymak. Aşkın bana pek ırak.
Mesajı ekran başında beklediği için dönüşü hızlıydı.
- Kaymak olan yerlerini ısırmak istedim.
- Balıklar ancak ağları ısırır.
- Senin balığın benim. Seni yerim.Mesajına cevap olarak işim var yazdım. Böylece onun cinsel fantezi dünyasından ayrıldım. Dijital sevgili yapmak istemiyordum. Mestan ısırmak için beni evime bir kez gelmişti. Zararı yazdığım kitaba olmuştu. İkinci kez gelmesini bize istemiyordum. Yazdığım tanıtım bölümünü yayınladım. Mercanbalık yorum yazmadı kitabıma. Gece üçte kitabın birinci bölümü hazırdı. Yine destek görmedim Mestan'dan. Fakat hesabına bakınca 409 kızı takip etmeye başlamıştı. Okuduğu kitapta yoktu. İkinci değil üçüncü çizik attım adına.
Kaktüsleri sevimli görünce dokunmak için elimiz gider. Diken dolunca canımız acıdı diye elimizi çekeriz. Mestan'ın hayatından gönlümü limana çektim. Onun için ben değildi konu. Öpüşmek daha önce gelirdi benden. Kitapta olmak istemediğini söyleyip peşime takılması ve uygulamadan beni bulması sadece yazın yaşadığı yokluktu.
Yazmayı ertelemek ve Mestan'ı görmezden gelmek tam altı ay sürdü. Ocak ayı artık bana bambaşka bir aşkı getirecekti. Öyle olduğuna inanıp marketten kırmızı bir kupa aldım. Mestan'ın kiraladığı apartmana hemşire olan iki kız gelmişti. Bizim diye kuracak olduğum tüm cümleleri onun bitirdiğine inanmıştım. Çünkü; artık farklı bir pencereden aşka el salladı yüreğim.Uygulamadan ona ulaşmak için panosuna kalp bıraktım Şubat ayında. Fakat 14 Şubat'ta benim için geldi geçti. Mart ayında telefonumu iki hafta kapattım. Tesbih elimde ve yüreğimde Allah aşkı vardı. Nisan ayında ailede doğan insan sayısı fazlaydı. Ondan dolayı doğum günü telaşı ile geçti günlerim.
Mayıs geldiğinde artık dönmeyecek olduğumu panodan duyurdum.
Geçen bir sekiz ay daha beni stabil olarak bıraktı.
Kısır döngü arttıkça kendimi yetersiz hissettim. Sorun ne Mestan ne ailemdi.
Girdap büyüyor ve içerisinde kendim dışında herkes mutlu geliyordu bana. Evet, diğerlerinin sorunu olabilirdi. Ama benim sürüklenme hızım daha arttı. Yaprak, daldan kopacak ise rüzgar sebebi sayılır. Oysa rüzgar bilmez yaprağın düşecek olduğunu toprağa. Rüzgar sadece işini yapardı.Nil yazdım kağıtların dört tanesine. Dağıttım odama isimlerimi. İntihar etmem. Bu seçecek olmaz bana. Evden ayrılmak mı ? Sokaklar ve insanlar artık tehlikenin adı resmen. Son iki kağıtta bana karşı gelmişti. Yazarlığa döneceksin. Mestan'ın seni üzmesini lehine çevireceksin. Kağıtları toplayıp buruşturup çöpe fırlattım. Uygulama kapıda bana portakallı lolipop vermişti. Ağzımda lolipop ve aklımda ritimli notalarla pusu atıyordum kurgulara.
Annem cacık için bahçeden salatalık almaya gönderdi beni. Bahçenin kenarında kaldırım vardı. Kaldırımdan uçan bir kağıt bahçeye doğru geldi. Ayağıma çarpınca kağıdı yakaladım. Trabzon'da kitap fuarı olacaktı. Katılan yazarların arasında Mestan'ın fotoğrafı vardı. Kedinin Gözü adlı kitabının imza günü yarın olarak ayarlanmıştı.
Hezimetle kağıdı aldım. Anneme kağıtta bulanık resmi çıkan Mestan'ı gösterdim.
- Yazlık için adam geldi mahalleye. Kedinin Gözü adlı kitabını çıkardı. Anne, ben böyle şansızlık bilmiyorum.
- Kızım, kaderin bana çekti. Atalardan ve anadan yüklenen negatif enerji için meditasyon yapmalısın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Kuyu 🤷
RomanceSuyun tadı vardı ama kızın kalbi yaralıydı. Geceyi görmüştü adamın yalan dünyasında. Öyle ise ışığı götürmek için adamın yanına gidecekti. Çoğalan aşkta bazen uzaklık değildir. İhanetin bedelidir.