Mestan

35 30 12
                                    

- Hayır, yapamazsın.

Bana sırtını döndü. Kör bir kuyunun içindeydik. İmkansız olan üstünün yemyeşil su olduğu görülen kuyuya atlayınca aslında dibe çöküş için bir kapağa ayağın temas ediyor. Kapaklar açılıyor. Yatağın üstüne düşüyorsun. Kuyunun altında bir oda var. Su nasıl kapaktan aşağıya sızmaz diye sorgulamaya kalkmıyorum. Nil'in kör kuyusunda nefes almakta kolay. Düşündüğümün aksine o zekanın merdivenleri değil. Bilakis diliyle, kalbiyle tam bir şaheser.
- Kör bir kuyuya seni niye getirdim ? Mestan, aşkı aradım yıllarca. Senin yüreğine sevgimi kilitledim. Sevilmek istedim ve her genç kızın hayalidir mutluluk. Sen ise haram eyledin günleri bana. Doğruluktan şaşırma dedikçe sana bir taş daha attı ellerin. Sadakat, beklenti değildir. Yaren, yol arkadaşına güven hırkası giydirip ona eşlik eder. Sen, yan yana yürümeyi göze aldığım çıkmaz sokağım oldun.

Yüzünü bana çeviren Nil'in saçları yastığa dağıttı.Benden daha fazla ilgi görüyordu saçları. Onları incitmek istemiyordu.
- Saçını çeker isem acırsın değil mi ? Eğer buradan sağ çıkmaz isem annem üzüntüden ölür.
Sözlerim sihirli bir etki edeceğini düşünüyordum.
Gülümseyen gülüşü sanki kar tanesi misali yüzünden eriyip çarşafa bulaştı. Gülümsemek için çenesini oynatmak dışında hiçbir içtenlik göstermedi.
- Annen seni yetiştirmek için çalıştı. Birey oldun. İğneye iplik geçirdin. Gömleğini diktin Mestan. Karakterinin çürüklerini niye makasla kesip atmadın ?
- Korktum Allah'ın cezası. Duydun mu ?
Nil'in yemyeşil gözlerine yağmur tanesinden daha büyük yaşlar eklendi.
- Ben, Allah'ın cezası değilim. Yaratıcı, yalan konuşun emrinde bulunmaz. İnsanlar, birbirine rızık olarak yeterdi. Beni ekşi bir ayran kadar çok gördün hayatına.Sorun ekşilik değil. Sevmedin ama umut balonları verdin ellerime. Sadece göğsünde uyutmak için yalan aşkını dinlettin. Hak etmediğim konuya niçin eyvallah çekip gideceğim ? Cezanı kestim.

Sonunda bir kız çıkmıştı. Yanık tencere olan kalbime su tutmuştu. Bedenimin çektiği şeylerin hepsine karşı geliyordu. Parmağında oyuncak olduğumu ispat etmiyordu. Sevda yoksa yüreğin yeşil ağaç dalları benim olurdu. Kalp ormanımdan bir ağaç keser isen toprağa düşersin restini açık açık bırakıyordu aramıza. Dikenlerin üzerinde böğürtlen olur. Ben her kıza böğürtlenim dedim. Geçenin sonunda Nil'e en çok seni özledim diye yazdım.
- Nil, hatalar için zaman verebiliriz birbirimize.
- Mestan, 2021 yılında Mayıs ayında girdin hayatıma. Seni sevmekten vazgeçmeye hiç gün belirlemedim.
Elimi saçlarına uzattım.
- Seni mutsuz eden kendimi affetmeyecek olduğumu bilmelisin.
Saçına giden parmaklarımı yakaladı. Sıktı biraz her birini.
- Acıyor değil mi ? Kalbimde, 2024 yılına kadar aynı böyle senin davranışların yüzünden sıkıldı. Acısından gece boyunca kalkıp gözyaşı döktüm. Kör kuyunun suyunu sağolsun gözyaşlarım karşıladı. Çölün ortasına yağmur yağar. Mestan sen hala beni uyutmak için dilini döndürüp duruyorsun. Sen pervane ben ise gemi değilim.
- Korkuyorum. Beni korkutan sensin Nil. Parmaklarımı sıkan kadınım. Sana yetmemek beni ürkütüyor. Senin mükemmel gözlerin var. Gülüşüne binlerce adam şiir yazar. Baş döndürücü kadar zekisin. Kahretsin. Ben senin kadar ışık saçan kimse görmedim. Çocuklar sana tapıyor. Büyükler seni kraliçe ilan ediyor. Kusursuz olan sendin. Eksik hissettim. Canımı sıkma diye bağırdım sana. Canım olduğun için elbette. Nazlanmak istedim. Anla artık sen, benim sokağım değilsin. İkametgah olarak kalbim sana geliyor defalarca. Çünkü; evim sensin. Parmaklarımı kırabilirsin. Biliyoruz ki sen asla zarar veremezsin canlılara .

Nil, parmaklarımı bırakıp gözünden akan yaşları sildi. Doğrudan tavana döndü yüzünü.
- Kuyunun kapaklarını açar isem burada boğulup ölürüz. Seni boğan zaten benim. Herkesten çok benden kaçtın. Kör kuyudan çıkışı bulman için gitmelisin.
- Seninle çıkacağız buradan.
Nil beni değil kafamızın üstünde bulunan duvarı incelemeyi sürdürdü.
- Rüyamda hep dar alanda sıkışıp kalırdım. Kör kuyuyu rüyadan esinlenip yaptırdım. İnsan, yerin soğukluğunu hisseder. Ama üşüyen aslında toprak ana değildir. Biz oluruz. Mevsimler çekilirken kabuğuna insanlar telaş eder. Hep bir hazırlık olur dünyada. Kör kuyu ise telaşsız geçer. Annemin sitemini duymuyorum. Kardeşimin toksik yapısı duvarı delmez. Babamı özlüyorum. Onu kimseye değişmem.
- Babam öldükten sonra Nil, ben hayatımın hiçbir alanını dolduramadım.
Nil, babamı tanımadan rüyalarında gören kızdı. Babama olan sevgimi hayranlıkla dinlerdi. Kör bir kuyuya düştü isek çıkışı bize getiren Nil'in baba sevgisi olacaktı.
- Mestan onu herkesten çok sevdiğini biliyorum. Sözlerin ve sesinin tonu açık ispatı.

Nil'e olan aşkımı ispat edecek bir paragraf var mıydı ? Onun sihirli elleri yüzümü buldu.
- Seni baban çok seviyor. Eğer sevmemiş olsaydı ikimizin kaderinde birleşme yazmazdı. Baban senin iyilerle bir olmanı diledi. Ve Allah'ta karşına benim kadar tatlı bir kızı çıkardı.
Ellerinden, yanaklarıma yayılan sıcaklığın adı aşktı. Tasasız hissediyordum. Nil'de gözlerime farklı bir yoğunlukta bakıyordu.
Birden kör kuyudan çıktık. Bambaşka bir evin içinde duruyorduk. Yatak aynıydı.
- Kör kuyudan nasıl çıktık ?
- Mestan sadece düşünür isek karamsar kuyu kazarız kendimize. Sen babanı düşündün. Sevgi büyür ise kuyular toprakla kapanır. Şimdi gitmem gerekiyor.

Nil yataktan kalktı ve beyaz bir kapıyı açtı.
- Geç kalmadan yaşa hayatını. İncitmeden sev. Mesajlara daima zamanında dön. Görmezden gelir isen birini hayatta çektiğin ızdırap zincirini seni gözetler. Ve yakanı bulur o zincir. Hoşçakal.
- Gitme Nil. Yapamazsın.
Ama yapmıştı. Beni bir odanın  içinde bulunan yatakta tek bırakmıştı.
Sonsuza kadar yalanlarla onu hayatımın içinde tutamazdım. İlgilenmeden kenara bıraktığım plastik bir araba değildi Nil. Dürüst olmuştum bana aylarca. Kimseyi yerime almak istememişti. Kalbiyle ilişkisini bozmaz. Nefesi ile size can verirdi. Şimdi yatakta ona dair bir saç teli kalmamıştı. Kokusunu burnum almıyordu.

Beyaz kapının arkasından gülme sesleri geliyor. Nil gitmişti. Evime acaba kim gelmişti diye bakmak istedim. Kapıyı açınca karşımda bir geyiği seven Nil'i buldum.
Geyik başını ona uzatmıştı. Nil'in gözleri kocaman aşkla hayvana açılmıştı. Nil'in sevme yöntemi beni güldürdü.
- Benim güzel kızım. Sen nasıl geldin buraya ?
Geyik başını çevirip benim olduğum yöne baktı.
- Mestan onu bakabilir miyim ?
- Nil, geyiklerin evde yaşamadığını biliyorsun.
- Onu istiyorum. İstediğim için alacağım.
Geyik, kaçmadı. Nil hayvanı kucakladı.
- Geyik ile nasıl yaşamayı düşünüyorsun ? Nil ailesi var hayvanın.
Kucağına, boyundan büyük geyik almaya sadece Nil kalkar. Üzüntü ile geyikten ayrıldı.
- Ara sıra beni güzel kızım ziyaret edecek misin ?
Geyik, Nil'in önünde diz çöktü.
- Bu geleceğin anlamına mı geliyor ? Mestan'a benzeyip yıllarca beni kapının önünde sakın bekletme. Git şimdi güzel kızım.

Geyik kalkıp Nil'e tekrar başını sevdirip gözden uzaklaştı. Nil ise sanki evcil hayvanını kaybetmişti.
- Mestan, geyik istiyorum.
- Nil, yazar olmakta istiyordun. Ama yazdın yazdın. Yazdığın ile kaldın.
Nil yürüyüp kenarda duran çeşmeye yaklaştı. Sabun alıp elini yıkamaya başladı.
- Çeşmenin kenarına iyi ki sabun bırakıyorum. Yoksa bana geyik almayan erkek arkadaşımın kırıcı cümlelerini temizlemem mümkün mü?
Çeşmenin musluğunu çevirdi. Suya ellerini tutarken bana baktı.
- Yazar olmadım. İş bulamadım. Eş seçimi yapmadım. Ne kadar eksi var ise hayatta karşılığında hep artı işleri çoğaltıyorum. Kurgu sayım fazla. Yazar değilim oysa. İşim yok ama çocuklara ödevlerinde yardımcı oluyorum. Öğretmenimiz sensin diye bahsetmeleri yeterli. Eş olarak sana yasladım yüreğimi. Ağaçlar, fırtına ile çöker. İnsanlar ise aldatma ile. Oyalanma burada. Uyan sabah oldu dünyada.

Gözlerimi açar açmaz mahallenin içinde gezen eskici anonsu ile kulaklarım sarsıldı. Kaygana yağlıdır dokunur sana dedi Nil. Kahvaltı sonrası cidden evime dönünce uykum gelmişti. Hafızam ise bir rüyayı ilk kez ayrıntılı şekilde hatırlıyordu. Sebebi Nil'in kahvaltısı olmalıydı. Çaydanlık ile beni yakmaya çalıştı. Tombik yanakları ısırıp intikam alacağım.

Kör Kuyu 🤷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin