İyi okumalarrr<3
✨
Hayatın ritmi seni çağırıyor; bu kez acıların değil, kahkahaların senfonisiyle.
✨
Haftalardır ulaşamadığım, her gün onlarca mesaj gönderdiğim ama tek bir cevap bile alamadığım Mahmut Efendi karşımda duruyordu.
"Mahmut mu diyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Yağız?"
Ben bu duruma nasıl mı gelmiştim? O halde en başa saralım ve davetin olduğu geceye geri dönelim. Keşke o gün Mahmut Mahmut diye kendimi bitireceğime Arasla biraz daha vakit geçirseydim, çocuk en azından dürüsttü.
Davet Akşamı:
Dans bitince masamıza geri dönmüştük. Müzik yüzünden başım dönmüştü, hep aynı sıkıcı melodi çalıyordu. Diyemedim de açın ordan ablan taş gibi şarkısını hepimiz göbek atalım bu bayık müzikten de kurtulalım. Zaten dans boyunca kiminle dans ettiysem ayağına basmaktan yorulmuştum. Başlarda özür diliyordum bastıkça onlar da sorun değil deyince iyice salmıştım. Benimle dans etmenin de bedeli buydu işte , ayağının ezilmesi.
"Ahu Hanım?"
"Efendim abicim"
Demir abim gergin bir şekilde sandalyesinde geriye yaslanmış bana bakıyordu. Bu sefer naptım acaba diye kafamda olanları döndürdüm ama yine de bir şey bulamadım. Neye kızmıştı acaba yine
"Bir daha abilerin dışında bir erkekle dans etmiyorsun. Zaten bize hiç bakmadan sormadan kalktın gittin. "
Karın ağrısı buydu demek, ama abicim olmaz ki böyle, daha Mahmut'u sizinle tanıştırıcağım daha sevgili olacağız, evleneceğiz çocuk yapacağız... Abime bunları söylemeye cesaretim olmadığı için beni kurtarması için anneme yalvaran gözlerle baktım.
"Oğlum o artık genç bir kız, neyi yapıp neyi yapmayacağını kendi bilir. Hem bir erkek arkadaşı da olabilir"
"Burçak! "
Babam uyarıcı bir tonla anneme dönmüştü. Sanırım bu cephede ben ve annem yalnızdık.
"Ne var Tuğrul, biz seninle birbirimize aşık olduğumuz zamanlar da bu zamanlardı. Kendin yapınca iyi hoş kızına mı hayır. Olmaz öyle şey"
"Biz başkayız"
"Ne demek başkayız? Ne farkımız var"
"Biz o zamanlar aşık olmasaydık hu çocuklar şimdiye olmazdı"
"Belki Ahu için de böyle bir şey olacak"
"Annecim yavaş mı olsan?"
"Anne!"
"Olmaz öyle şey!"
Konuşma annem ve babamın dışına da çıkmış abimlere sıçramıştı. Hepsi aynı anda konuşmuş gürültü kirliliğine sebep olmuşlardı. Ne olurdu sanki evet deyip onaylasalar. Fazla kıskançlar bunlar da canım. Ben Mahmutçum için bu kadar çabalarken o ne yapıyordu acaba?
"Rahat mıydı?"
"Anlamadım?"
"Mağaranız diyorum rahat mıydı?"
Mete içtiği suyu püskürtmüş anıra anıra gülmeye başlamıştı. Gülerken Denizin de dizine vuruyor gülme şiddetini giderek arttırıyordu ama Demir abimin tek bir bakışıyla susmak zorunda kalmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORALTANLAR
Teen FictionAhu, yurtta sıradan bir gün geçirirken aldığı telefonla hayatının en büyük şokunu yaşar: 'Hadi ama, her şey yolunda!' dediği bir hayat, aslında tamamen yanlış bir hayattır. Doğum esnasında karışmış, yıllardır başka birinin hayatını yaşamaktadır. Ü...