Chapter ten

296 2 0
                                        

Sabah alarm sesi ile gözlerimi açtım, ilk işim Buğra'ya sövmek oldu tabii. "Siktiğimin piçi..." diye fısıldadım nefesimin altından. Dün buraya gelen çocuk gece yere serdiğimiz birkaç parça yorgan tarzı şey üzerinde uyumuştu,ikinci olarak onu kontrol ettim ama yoktu. Sanırım sadece geceleri uyumak için kullanıyordu bu evi. Kulağımın zarını patlatan alarmı kapattım hızlıca. İşe gitmem için yaklaşık yarım saatim vardı,orman uzak olduğu için biraz fazla erken kalkmak istedim çünkü geç kalma ihtimalim vardı. Belki de üst katta veya farklı odalarda üzerime giyebileceğim herhangi bir kıyafet vardır. Merakla yerimden kalkıp sağ tarafta duvarın yanında bulunan odadan başlayarak hızlı hızlı odalara bakındım. Aradığım şey bir gardop ya da kıyafet konulabileceğine emin olduğum bir dolaptı fakat sadece erkek kıyafeti bulabilmiştim. Üst kata hızlıca adımlayıp ilk odadan başlayacaktım ki burnuma gelen ağır kokuyla yüzümü buruşturdum. Kapıyı araladığımda içeriden gelen iğrenç kokulu rutubet ve anlamadığım bir şeyin karışımı değişik bir koku burnuma geliyordu,kesinlikle kusacaktım. Merak ettiğim için kapının yanından eğilip baktım,tabii yatağın üzerinde ölü ve kemikleri çürümüş birini görmeyi beklemiyordum.

Anlık korkuyla çığlık atıp kapıyı çarptım,kontrolsüzce aşağı doğru koştum evi terk etmek için. Bunu görmeye psikolojim asla hazır değildi. Evinde bulunduğum kişi aslında üst katta yatağın üzerinde ölmüş biriydi. İçimde hem korku hem de hafif bir vicdan azabı seziyordum, ölü de olsa izinsiz girdiğim için kötü hissetmiştim. Hızlıca evden çıkacakken telefonumu unuttuğumu fark ettiğim için korkarak da olsa geri döndüm. Şuan elimdeki tek şey telefonumdu ve onu da arkamda bırakamazdım. Oflayarak kapıyı tekrar açtım,her an üzerime bir şey atlayacakmış gibi hissettiriyordu. Hızlıca telefonu koltuğun üzerinden alıp tekrar dışarı doğru koştum,bu sefer durmayı aklımdan bile geçirmeden nefes nefese kafeye kadar koşmayı düşünüyordum.

Sonunda kafeye vardığımda içeri girmeden önce geç kalıp kalmadığımı kontrol etmek için telefonumu açarak saate baktım,08.58

Tamamıyla iki dakika kala yetişmiştim, bu yüzden kendimle gurur duyuyorum. Daha fazla beklemeden hızlıca içeri girdim fakat hala üzerimde pijama olduğu için biraz kötü hissetmiştim. Aslında verdiği 500 YTL ile ne yaparsam yapayım kıyafet almam imkansızdı. O kadar paraya hiçbir şey gelmeyeceğini bilmesi gerekiyordu müdürün. İçeri girdiğimde aynı garson bana yargılayıcı bakışlar atarken kolumdan tutup beni mutfağa çekmesiyle kaşlarım çatıldı. "Kızım manyak mısın sen? Pijamayla işe mi girilir? Rezil edeceksin kafemizi!" Diyebilecek bir şeyim olmadığı için başımı eğdim masumca. Param yoktu ki,nasıl kıyafet alabilirim? Sırf 500 YTL için bile sevindim sırf yemek yiyebileceğim diye. "Giyecek bir şeyim yok." Dedik dürüstlük fakat biraz utangaçlıkla. Adam bana tip tip baktıktan sonra bakışları az da olsa yumuşadı. "Nasıl yok?" Derken sesi eskisi kadar kaba gelmiyordu,az da olsa naziklik sezmiştim. Gözlerimin dolmasına ya da sesimin titremesine engel olmak için kendimi zorladım. "Ben...param yok sadece,bunun hakkında konuşmak istemiyorum..." Sesim sonlara doğru gitgide daha da kısık ve titrek çıkmıştı. Burnumu çekerek dolan gözlerimi elimin tersi ile sildim,o sırada adam hafifçe yutkundu. Yüzünde hafif bir üzüntü sezmişti gözlerim,daha çok acıma duygusu gibiydi. "Sana bir şeyler verebilirim fakat çok yeni oldukları söylenemez,sadece rezil olmayalım diye yapıyorum yanlış anlama." Yüzümde minik bir tebessüm oluştu. "Gerçekten mi?" Diye sordum inanmazcasına, bir şey demeden mutfaktan ayrıldı. Kalçamı tezgaha yaslayarak birkaç dakika boyunca gelmesini bekledim,o sırada kafamın içinde Buğra dönüyordu. Engellemiştim. İçimden bir his engeli kaldırıp yazmak istiyordu fakat yaptığı şeyden sonra bu fazla zordu. Birbirimize neden düşman gibi olduğumuzu bir türlü anlayamıyordum. İstediği bir özür de değildi ki gönlünü alayım. İstemeden yaptığımı demiştim fakat zaten yaşadığım şeylerden sonra bende cezamı zaten çekmiş oluyordum. Param olmadığını bilmesine rağmen hala üstüme gelip mahkeme diye tutturmuş olmasına bir türlü anlam veremiyordum. Benim tanıdığım Buğra bu kadar kalpsiz değildi,eskiden davrandığı her şeklin sadece bir aldatmaca olduğunu aklımdan bile geçirmek istemedim çünkü kalbim bunu kaldırmazdı. Kapı açıldığında merakla arkama doğru baktım,gözlerimin tekrar dolmuş olduğunu ancak görüntünün bulanıklığı ile keşfedebilmiştim. Hızlıca gözlerimi silip tekrar ve tekrar burnumu çektim,o sırada adam duygusuz bir tavırla elindeki kıyafetleri bana verdi. Kıyafetleri elime bırakmasının hemen ardından son sözlerini söyleyip mutfağı terk etti.  "Üst katta siyah kapılı bir oda var,orada giyinebilirsin." Hafifçe başımı salladım gitmiş olmasına rağmen. Elime verdiği kıyafetler tıpkı onun üzerinde bulunanlar gibiydi fakat sadece bedeni biraz daha küçüktü. Hızlı adımlarla onun ardından odayı terk ettim üst kata çıkmak için. Önümden ilerleyerek sipariş aldıkları yerde durduktan sonra bana kısaca tekrar baktı,gözlerinde değişik bir duygu vardı fakat nefret ve öfke karışımı değişik bir şey olduğu için pek bir şey anlamamıştım. Nefret etmesi için hiçbir şey yapmamış olmama rağmen nefret ediyor olmasına bir anlam katamazdım ki şuan bununla da uğraşacak vaktim olduğunu sanmıyordum. Hızlıca üst kata doğru ilerledim.

İlk işime başlamamın ardından bir süre sonra içimdeki değişik hisse daha fazla dayanamadığım için engeli kaldırıp tekrar Buğra'ya yazdım. Ben yazmadan önce o hiçbir şey yazmamıştı, bu daha da sinirlendiriyordu beni.

Melsbnm

-Bu mu yani?(Gönderildi)

-Öylece mahkemeye verip çekip gidiyor musun?(Gönderildi)

-Daha güzel bir başlangıç isterdim bize,hata bende miydi?(Gönderildi)

-Manyak herifin tekisin,Buğra.(Gönderildi)

-En başından beri yaptığım şeyin bir hata olduğunu sana defalarca demiş olmama rağmen yaşadığım acıyı umursamadın ve ben yerdeyken bir tekme de sen vurdun.(Gönderildi)

-Seni istiyorum Buğra.(Gönderildi)

-İçimdeki siktiğimin hissine bir türlü engel olamıyorum, seni ölesiye istiyorum.(Gönderildi)

-O parayı ya ödedim ya da hapis yattım diyelim,ya sonra? Ne geçecek eline,Buğra? Söyle bana. (Gönderildi)

-Neden seni bu kadar istiyorum ki? Ne sikim var sende? Bir türlü anlayamamak ölüm gibi.(Gönderildi)

Bugraa_officiall çevrim içi

Görüldü

Bugraa_officiall yazıyor...

Bugraa_officiall çevrimdışı

Bugraa_officiall çevrim içi

Bugraa_officiall yazıyor...

-Rahat bırak beni. Yazma artık,ne yaparsan yap fikrimin değişeceğini sanmıyorum. Daha fazla yorma beni.

Melsebnm

-Buğra lütfen...

Bugraa_officiall

-Lütfen ne? Ne istiyorsun lan sen benden? Hayatımı mı cehenneme çevirmek istiyorsun? Yaptın. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Anlamak mı istiyorsun? Bir hesabı açıp o kadar büyütmek kolay değil,Melisa. Tüm emeklerim çöp oldu. 5 yılımı verdiğim hesap sadece tek günde uçup gitti ellerimden.

Melsebnm

-Sevgilim...

-Özür dilerim, işe yaramayacağını biliyorum ama elimden şuan başka bir şey gelmiyor.

Bugraa_officiall yazıyor...

-Beni neden istiyorsun?

Gördüğüm soru karşısında birkaç saniye duraksama yaşadım,bunun cevabını bende bilmiyordum. İlk başta her şey sadece bedenini ve dış görünüşünü beğenip kendime dokunmam ile başlamıştı,ama sonra işler tamamen bir takıntı halini aldı. Ne yapacağımı bilemiyorum fakat zamanla buna da alıştım,onun benim takıntım olduğuna kanaat getirip peşini bırakmak istemedim.

Melsebnm

-Bilmiyorum.

-İnan bana bende bilmiyorum.

Bugraa_officiall

-Sikeyim böyle işi.

Bugraa_officiall çevrimdışı

Yüzümde kırgın bir gülümseme ile telefonu kapattım,işime geri dönüp parayı ödemem gerekiyordu.

Yayıncı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin