Chapter thirteen

175 3 4
                                    

05**

-Ailenin adlarına ulaşabildim, fakat sanırım adres bulmak biraz zor olacak. Adları Çiğdem Dürden ve Ateş Dürden. Bakması için konuştuğum çocuk tam olarak IP bulmanın biraz zor olacağını söyledi fakat merak etme,aileni bulacağız.

Telefonu yastığın üzerine geri bırakıyordum ki bir bildirim daha geldi. Gözlerimi kısarak bildirime bakındım, moralim bozuk da olsa gelen tüm bildirimlere bakmak istemekten nefret ediyordum.

05**

-Şikayetiniz geri çekilmiştir.

Artık bir anlam etmiyordu,parasını ödesem de ödemesem de zaten hayatım çoktan batmıştı. Hala onunla konuşmak istiyordum fakat bir tarafım çok kırılmıştı, içimdeki bir şeyler çok fena kırılmıştı.

Melsebnm

-Hayatımı baştan yarattın sağ ol. (Gönderildi)

-O kadar şey değişti ki. (Gönderildi)

Bugraa_officiall çevrim içi

Görüldü

Bugraa_officiall yazıyor...

-Sana faydası olsun diye yapmadım, saçma sapan ergen sözlerini kendine sakla lütfen.

Bugraa_officiall çevrimdışı

Telefonumu umursamazca yastığın altına bıraktım. Uyanmak istemiyorum, sadece tekrar uyumak ve her şey yoluna girene kadar uyanmak istemiyorum. Canım hiçbir şey istemiyordu,yemek yemek bile istemiyordum. Olduğum yerde uzanmaya devam edecektim öylece. Polisten mesaj gelip ailemi bulduklarını söyleyene kadar gözümü bile açmak istemiyordum. Ailemi internette aratmak aklımdan geçmişti fakat bulamazsam hayal kırıklığı yaşayacağımı bildiğim için denemedim bile. Gelen tıkırtı sesiyle hafifçe başımı kaldırdım, aynı çocuk yine gelmişti. "Selam abla." Yavaş yavaş birbirimize alışmaya başlıyorduk. Oda arkadaşı gibi bir şey olmuştuk artık. "Selam." Dedim kısık bir sesle. Çocuk yanıma yaklaşarak merakla bana baktı,tabii sonrasında yüzünde endişe belirdi. "Abla iyi misin? Gözlerin kıpkırmızı...ağladın mı sen? Çok solgun görünüyorsun." O an deli gibi gülmemek için zor tuttum kendimi. Hayatım batmıştı, bütün her şey elimden kayıp gitmişti ve ailem bile yoktu. "İyiyim." Hiç kimse biri ona bu kadar saçma bir soru sorduğu zaman gerçek cevabı veremezdi çünkü soru baştan hatalıydı. Yüz ifademe kadar her şey gözünün önünde iken aptal gibi bu soruyu soran birine düzgün bir cevap vermek saçma olurdu. İyi biri olduğunu bildiğim için nazik davranmak istiyordum fakat içimdeki hüzün artık herkese zarar verebilecek bir öfkeye dönüşüyordu. "Abla emin m-" İçimdeki sinir sonunda bedenime galip geldi. "İYİYİM DEDİM YA GERİZEKALI MISIN?" Gözlerimi kapatarak parmaklarımı saçlarımdan geçirdim. Daha şimdiden suçlu hissetmeye başlamıştım bile. "Özür dilerim.." Başımı kaldırıp çocuğa baktım,gözleri dolmuştu. "Siktir...hayır hayır ağlama lütfen ben özür dilerim..." vicdanım buna el vermezdi. Çocuk başını iki yana sallarken gözünden bir damla yaş düştü,elleri titriyordu. Sanırım gerçekten korkutmuş olacağım ya da belki bağırma ile ilgili bir tramvası bile olabilirdi aptal gibi ne diye bir anda bağırdım bende bilmiyordum. "Ablacım..." ve sonunda çocuğu çekip sarıldım. "Özür dilerim gerçekten. Ağlama lütfen kuzum..." Kendimi anne gibi hissediyordum,şimdilik güzel hissettiriyordu çocuk benim olmadığı sürece. Başını göğsüme yaslayan çocuk ağlamaya başlayınca dudak büzdüm hafifçe. En azından ağlıyordu. Normalde bu şekilde büyüyen çocuklar sorunlarını göstermez ya da kimseden yardım istemez diye düşünürdüm fakat çocuk ciddi ciddi göğsümde ağlıyordu. Derin nefes alıp sırtını okşadım sakinleşmesi için. "Ağlama tamam geçti..."

Yayıncı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin