🎀Beğenip takip etmeyi ve bol yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar🎀Telefona baktığımda şaşırmıştım ve baka kalmıştım resimde hilal vardı ve elleri bağlı bayılmıştı. Hızla numaraya basıp aramıştım ellerim titriyordu ve ağlıyordum benim yüzümden başkasının başı belaya girmemeliydi .Telefon biraz çaldıktan sonra açılmış ve telefonun diğer ucundan tanıdık o ses gelmişti.
"Sonunda arıyabildin" sesten tiksinmiştim resmen "Ya senin derdin benimle benimle değil mi? bırak hilali onun bir suçu yok" diye bağırıyodum bu deli herşeyi yapabilirdi. "O kadar kolay değil safir telefonuna bir konum göndericem eğer tek gelirsen hilali salıcam ama yanında bir kişi bile olursa o zaman hilal ölür" ona güvenip güvenmeyeceğim konusunda tereddütlüydüm ama başka çarem yoktu.
Telefon kapanmıştı ve konum gelmişti hızla üzerimi değişip karanın arabalarının olduğu yere gittim etrafta kimsenin olmaması çok güzeldi. Otomatik arabalardan birini almıştım kullanmayı bilmesem de çok da zor olmasa gerekti karan biraz göstermiş ama ben sıkıldığım için bırakmıştı.
Arabaların önüne gelmiştim üç tane araba vardı çok severdi gözüme siyah olan çarpmıştı onu açıp bindim daha sonra bana öğrettiklerinin hatırlayıp bildiğim kadarıyla sürüyordum. Telefonumdan konumu açmıştım ve konuma göre gidiyordum fena değildim aslında
Bir süre sonra ana yoldan çıkıp ormanlık bir patikaya girmiştim yanlış araba seçtiğimi burada çok iyi anlamıştım bir süre gittikten sonra bu yoldan arabayla geçemezdim arabayı orda bırakıp yürüyerek gitmeyi tercih etmiştim. Arabadan telefonumu alıp arabayı bırakıp ormana dalmıştım yürürken ayağım tökezliyordu ve arada bir karnımda sancılar hissediyordum en son sancı girdiğinde elimle ağaçtan destek almıştım.
"Tamam bebeklerim bak anne burada beraber halayı kurtarıcaz tamammı bişey yok" tekrar yürümeye devam ediyodum. Yarım saatlik bir yürümenin ardından eski bir fabrikaya gelmiştim yıkık dökük bir harabe gibiydi. Tüm cesaretimi toplayıp kapısına gitmiştim kapıyı itip açtım ve büyük bir gürültüyle kapı açılmıştı. İçerisi tozluydu ve içeriye giren gün ışığında tozların havada uçuştuğunu görebiliyodum.
Birkaç adım ilerledim "HİLAL" diye bağırıyodum çünkü etrafta kimse yoktu. Yukarıya doğru giden bir merdiven olduğunu gördüm o tarafa doğru ilerleyip merdivenlerden yukarıya çıktım. Burası dışardan fabrika gibi görünüyodu ama malikaneydi kapıdan içeri girdiğinizde sağda ve solda merdivenler vardı ve ikiside üst katta buluşuyodu. Yukarıya çıktığımda bir sürü oda olduğunu gördüm bir odadan başlayıp bütün odalara bakmıştım.
En son bir odaya girdiğimde bilgisayar vardı ve bilgisayarda ufacık bir kız çocuğu vardı. Babası tarafından ufak bir odada şiddet görüyordu. Bilgisayara yaklaşıp daha yakından baktım ve her ikisinin de yüzü netleşti o ufacık çocuk bendim ve o adamda salihdi. Demek ki o odada kamera vardı . Gözlerimden yaşlar düşüyordu o odada daha fazla kalamayıp çıkmıştım. Amacım hilaldi ve onu kurtarmalıydım ama akan göz yaşlarıma engel olamıyordum.
Kendimi toparlayıp odalara bakmaya devam ettim. Bir odanın kapısına geldiğimde yerde yatan hilali buldum. Hemen yanına gidip dizlerimin üzerine çöktüm ellerimle yüzünü alıyor dizlerime koydum bayılmıştı sadece.
Yüzünü tokatlıyordum "hilal uyan hadi" bir yandan göz yaşı döküyordum bir yandan hilal'i uyandırmaya çalışıyordum. Kapıdan içeriye birinin girdiğini fark ettim başımı kaldırıp ona baktım.
"Hoşgeldin sevgili nişanlım" ondan tiksinir gibi bakıyordum "ben tek geldim işte şimdi bırak hilali"
Gür bi kahkaha atıyordu "evet geldin ama karanda gelecek elimde onu öldürmem için iki tane hazine varken neden böyle bir aptallık yapıyım ki" .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuz Berdel
Fiksi Remaja"Abisi yüzünden sakat ve dilsiz bi kızı almak zorunda kalan karan ağa acaba aldığı kızı sevebilecek mi?"