"bana nerde yanlış yaptığımı söyle..."
söylemedi...
gri mavi gözlerini üzerinde gezdirmekten başka hiçbir şey yapmadı.
"lilith!"
lucifer ona bakarken gözlerinin yandığını hissetti ama kendini tuttu. lilith ise zorlukla da olsa yutkundu.
"charlie ile vedalaş..."
arkasını döndü... ve gitti...
*neye üzülüyorum biliyor musun lucifer? azrael haklıymış. insanlar sizin gibi temiz ve iyi kalpli değillermiş... nankör ve acımasızlarmış... Azrael seni sayamayacağın kadar çok uyardı...*
gözleri lucifer olmayı reddedercesine tuzlu sular akıtıyordu... lilith ona luci demeye başladığından beri luciferı unutmuştu...
dinlemedi...
•••l
lilith luciferın kucağındaki charlieyi aldı ve gitti. lucifer ona hayellerini anlatmıştı ve lilith, charlienin sonunun lucifer gibi olmasını istemiyordu. charlie ise lucifera irileşmiş üzgün gözlerle bakıyordu biraz daha babasıyla kalmak istemişti. lucifer yorgun gözlerini bir süre charliede gezdirdi daha sonra ise yüzü soldu ve çalışma masasına dönüp elini saçlarına geçirdi.
Artık bir aile değillerdi.
artık beyaz ve mor değillerdi...
artık lucifer ve lilith değillerdi...
•••
lucifer anılar film şeridi gibi gözünün önünden geçerken hala buz gibi jakuzideydi. lanet derece yakışıklı yalancıktan sevgilisi hazırlanıp kahvaltıya inmesini emretmesine, pardon rica etmesine rağmen on beş dakika yirmi bir saniyedir çıkmamış buz gibi suda boş boş oturmuştu. ne yaptığını oda bilmiyordu sadece canı çıkmak istemiyordu. *belki onu görmek istemiyorsun(?)* görmek istemiyor muydu? bilmiyordu.
"sana çıkıp hazırlanmanı söyledim."
arkasından gelen statik ses korkutucu ve tehditkardı ama lucifer korkmuyordu. lucifer bağırmaktan çekinmeden söyledi.
"SANA NE"
Alastorun kulakları geriye doğru giderken dişlerinin arasından sinirle lucifera tısladı.
"sesini ayarla lucifer!" lucifer yumruğunu sıktı ve jakuzide arkasını dönerek Alastorla gözlerini birleştirdi. lucifer olabildiğince az bakmaya çalıştı nasıl ve neden olduğunu bilmiyordu ama gözleri gözlerini etkisi altına alıyordu. onu kısıtlıyordu ve lucifer bundan çok bunalmıştı. kısıtlanmak asla onluk değildi ama Alastor onu her konuda kısıtlıyordu. lucifer bunları hatırladıkça bağırmaya başladı. ve her cümlesinde Alastor daha da sinirleniyordu.
"SANANE LAN BENDEN! SANANE BENİM UYUMAMDAN! SANANE BENİM KAHVALTIMDAN! SANANE BENİM SESİMDEN! SANANE KİMİN BENİ ÖPTÜĞÜNDEN! SANANE KİMİN BENİ Sİ- "
lucifer yanağında Alastorun elini hissetti eli yavaşça yanağını okşuyordu. ceketinin kollarını sıvamıştı lucifer ise onun yüzüne şaşkınca bakıyordu. Alastor öyle güzel gülüyordu ki lucifer bundan korkmuştu. Alastorun eli luciferın başının üstüne çıkıp parmaklarını saçlarına dolanırken lucifer çıkmaya yeltendi. ama Alastorun kafasındaki elinin saçlarına yapışarak luciferı suya ittirdiğinde çıkamayacağını anlamıştı.
onu boğuyor muydu? lucifer debelenirken kanatlarının açıldığının farkında değildi. çırpınırken kanatları jakuzinin kenarlarına çarpıyor ve kanatlarının çok fena kanamasına ve morarmasına neden oluyordu ama o can havliyle bunun farkında değildi. lucifer yüz onuncu saniyede Alastorun kendisini burada öldüreceğini anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BAZEN TATLIDIR
Fantasyalastor önündeki şeytan çıkarıcıyı zorda olsa hallettikten sonra hızlıca ayağa kalktı ve etrafına baktı her yeri kan ve yara içindeydi bu seferki imha herkes için geçerliydi alastor toplantı odasındaki derebeylerine baktı hepsi kan revan içindeydi...