Slms
•••
Kanatları kendinden bağımsızca sıkıntıyla kabarirken koltukta kendine lanetler okuyordu. Onunla kalıyordu. Aslında lanet edilesi yakışıklı esmerle kalmak pek sıkıntı değildi sadece kardeşleri, -Özellikle micheal- sürekli onu arayıp duruyorlardı. muhtemelen Gökkuşağı kusacak kadar hayelperest ve minyon Lucifer ı yanlız bırakmak başta ikiz kardeşi olmak üzere onlara pek cazip gelmiyordu oysa Lucifer kendi başının çaresine gayette güzel bakabiliyordu -kendisine göre-
'Yemek yapmayı bilmeden mi Luci?'
Pankek ve elmalı turta yapabiliyordu.
'Her gün Pankek ve elmalı turtayla falan beslenmeyimi düşünüyorsun?'
Lucifer yüzünü buruşturdu her ne kadar bayılsa ve uğruna ölsede hergün pankek ve elmalı turta yiyemedi. Zaten babası aşkına bu kadar şekerli ve tatlı yiyeceklerin aşırısını kimin midesi kaldırabilirdiki? Evet nadirde olsa belki bazı misesizler kusmadan kaldırabilirdi ama Lucifer kendisini tanıyorsa kesinlikle bu yiyecekleri ölecek kadar çok sevsede kaldıramazdı ve oracıkta midesiyle yollarını ayırıp hayatına midesiz devam ederdi. Gelecek planlarında midesiz yaşamak gibi bir planıda yoktu doğrusu o yüzden en iyisi biran önce yemek yapmayı öğrenmekti yada yanında süreli dibinden ayrılmayacak bir aşçı gezdirmeliydi.
'aşçı fikri mantıklı gibi Luci'
Yan taraftan bir ses geldiğinde düşündüğü mantıklı konudan gerçek dünyaya ışınlanmanın verdiği bir sersemleme bedenini ele geçirmişti. Esmer adama baktığında paltosunu giyiyordu Luciferın aksine kendisiyle hiç göz teması kurmamıştı. Anahtarını cebine tıkıştırırken eli kapı koluna uzandı.
"Nereye gidiyorsun?"
Kapı kolunu tutan eli kolun üzerinde dururken kehribar gözleri kendisine döndü ve bir süre onu inceledi koltukta uyumuştu ve sarı saçları dağılmış gözleri de hafif kızarmıştı. Bir çift elmayı andıran yanakları dürüst olmak gerekirse tam ıssırılasıydı. Omuzunu açıkta bırakan Alastorun büyük kırmızı kazalarından birisini giymişti.
Alastorun gözü kazağın baskısına kaydı bir çift kıvrımlı siyah boynunun üzerinde üç tane kırmızı yan yana X vardı ve o X lerin sonunda minicik bir kırmızı irisli sarı loblu bir göz vardı, siyah boynuzun iki yanında sarı - kırmızı melek kanadına benzeyen tüylü kulaklar vardı. Boynuz baskısının ortasında minik kırmızı bir elma bulunuyordu sanki herşey onun sayesinde olmuş gibi. Baskının altında sanki bunu korumuş gibi onları sarmalayan geyik boynuzları vardı. ama boynuz bütün sembollere dokunabiliyor olsada asla üç X e dokunamıyordu sanki X onu uzaklaştırmış gibiydi... Baskının kalan yarı üstünde ise yine onları korurcasına saran sırtında minicik üç kanadı olan bir yılan vardı.
Ve yine bu yılanda diğer tüm sembollere dokunsada X e dokunamıyordu... hatta bütün herşey de azda olsa temas vardı ama üç X ve devamındaki nokta göz üzerindeki minicik sarı- kırmızı kanat tüyü hariç hiçbir sembolle temas oluşturmuyordu... Alastor tek kaşını kaldırdı ne tuhaf bir baskıydı. Kehribar gözleri tekrar meleğin mavi gözlerine kaydı. Yüzünden eksik olmayan sırıtışı ile konuştu;
"Arkadaşlarımla buluşacağım melek, yani ben gelene kadar uslu bir çocuk ol"
Gözleri tekrar kapıya dönerken kapıyı açtı ve dışarıya doğru ilk adımını attı.
"Bende gelebilirmiyim?"
Alastor ikinci atacağı adım kesilirken yüzünü ona döndürdü. Kehribar gözleri onun umutlu ve ışıldayan iri masmavi gözlerine derince bakarken Lucifer utanarak gözlerini ondan kaçırırken konuştu yüzü daha da kızarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BAZEN TATLIDIR
Fantasyalastor önündeki şeytan çıkarıcıyı zorda olsa hallettikten sonra hızlıca ayağa kalktı ve etrafına baktı her yeri kan ve yara içindeydi bu seferki imha herkes için geçerliydi alastor toplantı odasındaki derebeylerine baktı hepsi kan revan içindeydi...