Alastor hışımla aşşağı indiğinde etrafındakilere bakmadan rosienin yanındaki koltuklara oturdu. rosieye baktığında onun hoşnutsuz bakışları kendisini karşılaşmıştı. rosie bir süre daha arkadaşını izledikten sonra Alastora söyledi.
"çok ağır konuştun Alastor(!)"
"kapıyı mı dinledin?"
konu bu değil!"
rosie bir süre kelimeleri seçmeye çalıştıktan sonra tekrar konuştu.
"Alastor o senin gerçekten sevgilin değil ve... ve...sen ona aş- her neyse"
Alastor onun suratına böm böm baktıktan sonra sordu.
"dediğinden bi bok anladıysam siksinler beni rosie"
rosie göz devirdi ve arkasına yaslanırken konuştu.
"yakın gelecekte anlarsın."
•••
her şey lilith ile başlamıştı... lilith yüzünden cehennem oluşmuştu. lilith yüzünden cennetten kovulmuştu. lilith yüzünden tıpış tıpış onun ayağına gitmişti. lilith yüzünden acı çekiyordu. lilith başına gelen en güzel şeydi ama lilithin başına getirdikleri güzelden çok uzak acının ta kendisiydi. babası, azrael, lilith, Alastor hepsi bir araya gelmiş el ele vererek hayatını sikmişlerdi. ondan nefret etmek istemişti ama edemiyordu sanki onda kendisini çeken bir büyü vardı. hoş var mıydı onuda bilmiyordu.
kavga ettikten sonra bir daha aşşağı inmemişti kaçmak bazen en iyisiydi... canını acıtan şeylerden veya kişilerden kaçmak. onun biriyle bir gece geçirmemesinin mutluluğunu mu yaşamalıydı yoksa kendisine dediklerinin ağırlığının altında kırılmalı mıydı bilmiyordu. zaten o karar vermiyordu kalbi karar veriyordu ve sanırım seçimi sevinmek yerine acıdan luciferın kolunu kanatana kadar tırnaklamasını istiyordu.
gözlerindeki yaşlar kesintisiz akarken ne zangır zangır titrediğinin nede kıyafetinin kol kısmınını parçalayıp kolunu kanattığının farkında değildi. acı çekiyordu! lucifer en sonunda kolunun acıdığını fark ettiğinde gözleri hızla açılırken elleri kollarını bıraktı. tuttuğu nefesi endişeyle verirken hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. neden onu yedi ay içinde -gerçi artık beş buçuk ay kalmıştı- öldürecekti? bu işi şimdi bitirsindi ve ikisi de rahatlasındı artık.
gerçi bunu nasıl yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. lucifer ölümsüz gibi bir şeydi. lucifer yaratıldığında ölümsüzlük gücü olmamıştı yada böyle bir şey micheal veya diğer meleklerde yoktu. bu lilith gittikten sonra intihar etmeye çalışması ile Azraelin ona ölmemesi yaptığı bir lanetti. ancak boğulmak, yanmak yada çok ciddi durumlarda ölebilirdi.
intihar etmeyi azrael lanetledikten sonra ilk denediğinde elindeki bıçakla boğazını kesmişti ama bir kaç saat sonra müthiş ağrılarla geri kalkmıştı. daha sonra haplarla denemişti. tam olarak yetmiş altı tane yutmuştu sonuç ise midesini bırakmak suretiyle kan kusmasıydı. ve sonra kendini suda boğmaya çalışmıştı, ama ondada Asmodeus onu kurtarmış üstüne birde kavga etmişleri, yani Asmodeus ile belki ilk kez ciddi ciddi o zaman kavga etmişti. kendini asmak, silah kullanmak, yüksekten atlamak. hepsini denese de sonuç ya olumsuzdu ya vucudu buna izin vermiyor yada stolas veya Asmodeus kurtarmış oluyordu...
lucifer yerden destek alarak zorla ayağa kalktı ve parmağını şıklatarak üstünü değiştirdikten sonra ilerideki komidine ilerledi çekmeceleri bir süre karıştırdıktan sonra bulduğu hap kutundan kaç tane olduğunu bilmediği -muhtemelen altı yedi tane- kadar hap alarak direk ağızına attı. uyku yani kaçmak şuan en çok ihtiyacı olan şeydi ve kaç tane uyku hapı alırsa o kadar çabuk uyurdu... yani kaçardı. *stolasa hapkoliklik konusunda kızan eleman senmiydin luci? hiç belli olmuyorda.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BAZEN TATLIDIR
Fantasíaalastor önündeki şeytan çıkarıcıyı zorda olsa hallettikten sonra hızlıca ayağa kalktı ve etrafına baktı her yeri kan ve yara içindeydi bu seferki imha herkes için geçerliydi alastor toplantı odasındaki derebeylerine baktı hepsi kan revan içindeydi...