Yer yer +18 sahneler içermektedir
Gönlüm düşse bile o kız benim yokluğuma sadık kalabilecek miydi? beni ben olmadanda sevebilecek miydi? bunca şeye göğüs gerebilecek miydi? Asker yolu gözlemeyi kabul edecekmiydi?
"Yarayı iyi sarsanda muhtemelen yara...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Çok heycanlıyım Rümeysa bu gün kalp atışını dinleyeceğim."
"Ay yer teyzesi onu yer yer! Fotoğrafını bizede göndermeyi unutma. Ben eminim kesi kız olacak."
"Daha erken Rümeysa, sağlıklı olsunda ister kız ister erkek."
"Karnında kocaman olmuştur şimdi."
"Yani abartılı değil ama belli oluyor yavaş yavaş karnımda minik bir yoldaşımın olduğu."
"Çok özledim kızım be."
"Bende Rümoşum, neyse ben Denizin odasına gireceğim şimdi sonra haberleşiriz."
"Tamam kuşum sen bebişinle iyigilen Denizlerede çokça selam söyle"
Rümeysa ile telefon görüşmesini sonlandırdıktan sonra Denizin kapısını tıklatarak içeri girmiştim.
"Günaydın Hasret, nasılız bu gün?"
"Günaydın Deniz, iyiyim. Iyiyiz, sen nasılsın?"
"Iyi ya bu gün Hayat'ımın sınavı var biraz heyecanlıyım onun için. Gel uzanda bakalım bizim minik fareye."
Heyecanla uzanıp karnımı açtığımda Deniz ultrason aleti ile karnımda gezinmeye başlamıştı.
"Evet miniğin tam burada, üçüncü aydayız ve gayet sağlıklı. Kalp atışını duymak istermisin?"
"Soru mu bu? Tabikide."
Işte o eşsiz sesler kulaklarımı doldururken gözlerimi kapatarak gülümsemeye başladım.
"Deniz bu çok güzel. Benim miniğimin kalbi çok güzel atıyor"
"Annesi gibi güçlüde ondan."
Gözlerim dolu dolu ekranı izlerken bir anda Savaş yanımdaymışçasına hayal etmeden edemedim. Daha farklı olabilirdi, olabilirdik. Ama olmadık. Dört aydır ne haberini aldım ne birşeyini.
Üzerimi giyindikten sonra eve gidip dinlenmeye çekilmiştim. Hamileliğim çok uyku dolu ve bulantılı geçiyordu. Bunların hepsini tek başıma hallediyordum miniğim ve ben başka sadece Deniz ve Hayat vardı ve uzakta olan Amcam, Baran ve Rümeysa.
Eve girer girmez televizyonu açıp uzandığımda karnıma sarılıp uykuya dalmıştım.
Dağlar arasında bembeyaz bir kıyafet kanla boyanmış bir şekilde güç bela yürürken arkadan bir ses yükselmişti.
