"Nasıl koyduk ama?" Buna bende gülmeden edememiştim. Evet, nasıl koymuştuk ama. Gururla göğsüm kabardı fakat çıkan kıyamet bu sevincimi kursağımda bıraktı.
Herkes bunu duymayı bekliyormuş gibi birden ayağa kalkıp, birbirlerinin omuzlarına sarılarak...
Selam, hoşgeldiniz!! Uzun ve heyecan dolu bir bölümle geldimm!
Oy verdiyseniz, bölüme geçiyorum. 💖
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎶İlhan Şeşen/Gördüğüme Sevindim🎶 (Bunu Barış Akarsu, Yalancı Yarım dizisinde bir sahnede o kadar güzel söylüyordu ki, aşık oldum şarkıya ama ne yazık ki tam söylediği hali yok. Ya da ben bulamadım. :)
İyi okumalar...
6. Bölüm: 'Soyunma Odası'
Hayatım boyunca hep bir şeyler gözüme batmıştır ve bu konuda asla sessiz olmadım. Olamadım. Gerek haksızlıklar olsun, gerek bana yapılan yanlışlar olsun, gerek memnun olmadığım herhangi bir durum olsun.
Çocukluğumdan beri bir şeyler sürekli bana ters gelirdi. Bardağın dolu tarafını değil de boş tarafını görürdüm çoğu zaman. Hayır, negatif bir insan değildim ama hiçbir zaman en kötüsünü düşünmekten de kendimi alamamıştım. Bir tür kendimi koruma kalkanı falandı sanırım.
Ters, huysuz, katlanılmaz, hırçın ve hırslı.
"Hey yavrum hey analar neler doğuruyor be?!" Kaşlarımı çattım ve arkama döndüm. 30'lu yaşlarının ortasında olduğunu düşündüğüm bir adam bana bakarak ve rahatsız edici bir şekilde süzerek sırıtıyordu.
Tek başına bir kız olarak, başka biri yerimde olsa ne yapardı bilmiyorum ama benim kadar deki cesareti ile davranır mıydı bilmiyordum. Çünkü ataerkil kesimin tabiri ile ona erkeğin içinde 'tek bir kız' idim.
"Senin anan da bir yavşak doğurmuş, ne yazık." Her şey bu iki cümle ile başlamıştı. Bana yapılan bir saygısızlığa ve hakarete asla tahammül edemezdim. Özellikle bunun gibi bir durum için. Bir kadın olarak bugün bana yapan bu aptal herif, yarın başka birine yapacaktı ve dün başka birine yapmıştı.
Bu dediğime önce kaşlarını çatmış daha sonra hoşuna gitmiş gibi gülmüştü. Aptal herif.
"Laflara bak, laflara. O güzel ağzına hic yakışmıyor ama..." Yanıma doğru yaklaşıp, saçlarıma dokunmaya kalktığında kendimi geri çektim. Kaşlarımı çatarak baktım yüzüne.
Kimse gürültüden ve sahayı izlemekten bu olaya dikkat etmiyordu. Kalabalıkta pek dikkat çekmiyorduk.
Kasımpaşa tribününde, siyahilerin arasında kalmış tek açık tenli insan gibiydim şu an.
Irkçılık değildi bu yaptığım ama durumum tamamen bu benzetmeyi gösteriyordu. Galatasaray tribününden bilet bulamayacınca, Kasımpaşa tribününden almıştım. Bu da durumu tamamen özetliyordu sanırım.
