•Bölüm 8•

51 8 0
                                    

Babamların gitmesinin üstünden iki gün geçmişti ve bizde okula gelmiştik son 4 gün kalmıştı mezun olmamıza.

Babam ve abim gittikten bir gün sonrada Göktuğ abimde göreve gitmişti neden hepsi üst üste geldiki.

Üç gün sonra

Bitiyordu artık son güne gelmiştim yarın resmi olarak bir asker olucaktım isterdimki babam ve abilerimde bunu görsün ama maalesef vatanımız için gitmek zorundalardı olsun

'Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruat' sözünü söylerken Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi söz konusu vatansa gerisi önemli değildir.

Bugün son gün olduğu için eğtim yapmadık artık son kalan işleri halledip yarına hazırlık yapıldı herkes heyecanlı mutlu ve neşeliydi herkesin hayali gerçek oluyordu.

Son olarak tören takım elbisesinide kontrol edip uyudum.

Sabah yine erken kalkıp hazırlıklara başladık herkes tören vakti gelince giyinmiş hazırlanmıştı herkesin aileleri yavaş yavaş gelmeye başlıyordu annem filiz teyze selim ayça abla isra akif amca hepsi gelmişti babam ve abilerim yok ama yine bizi yanlız bırakmayacak kişiler var.

"Annem hoşgeldinizz" dedim annem dolu gözlerle ben ve emreye bakıyodu "Bunlarda büyüdü asker oldu evlatlarımla gurur duyumayayım da napayım" dedi

Tören başlamıştı ve okul birincileri açıklanacaktı Genel Kurmay Başkanı kursuya çıkıp konuşma yaptı ve isimleri okudu.

"Kara harp okulunu birincilikle bitiren Teğmen Gökçe YILDIRIM" dedi ben birinci olmuştum birincilikle girdiğim okuldan birincilikle mezun oluyordum.

Gidip belgemi aldım asker selamı vererek yerime geçtim

"Kara harp okulunu ikincilikle bitiren Teğmen Emre ÇELİK" dedi ve emrede gidip belgesini alıp geldi sonrasında yemin töreni yapıldı ve ailelerin yanına dağıldı herkes

Annemin yanına gittiğimde ağlıyodu hüngür hüngür aynı şekilde filiz teyzede akif amcaya tabikide hemen tekmil verdik sonra o mutluluğu bozan bir telefon geldi benim hayatımı altüst eden o telefon.

Akif amcanın telefonu çaldı açtı sonra karşı tarafı dinlerken yavaş yavaş kaşları çatıldı ve kapattı derin nefes aldı ve şunları dedi.

"Şimdi size bir şey söyleyeceğim ama sakin olcaksınız" dedi tamam dedim birine bir şey oldu dedim " Göktuğ'un uçağı düşmüş ve patlamış durumu bilinmiyor en yakın tim yanına gönderilmiş" dedi ve sanki o an başımdan kaynar sular döküldü sesler kesildi gözüm atmaya başladı tek duyduğum şey ayça ablanın Göktuğ diye feryadıydı bayılmamıştım bilincim açıktı ama kendimde değildim de yaşayan bi ölüydüm sanki.

Annem feryat figan ağlıyor ayça abla fenalaşmış emre delirmiş durumda selim zor tutuyordu ya ben ya ben ne haldeydim bitik durumdayım hatta bitmiştim ve sonra yine bir telefon geldi daha üstünden 10 dakika geçmemişti bile.

Ve o haber babamların tim pusuya düşmüş çok fazla sayıda şehit ve yaralı varmış.

Sonra hemen karargaha geçtik ama durumlar karışık olunca emre ile birlikte eve gönderdi akif amca eve geldiğimizde herkes sessizdi kimse konuşmuyordu konuşamıyordu.

Ertesi gün oldu yine haber yok babamlardan göktuğdan da sonra kapı çaldı açmaya gittim gittim ama onları gördüğümde olduğum yerde kala kaldım.

Akif amca vardı karşımda tören elbisesi ile yanında askerler ve ambulans ile sonra şunu dedi.

"Başınız sağolsun Kıdemli üsteğmen Göktuğ YILDIRIM Şehit olmuştur" şu sekiz kelime hayatımı mahveden sekiz kelime yıkıldım ayakta gibi gözüküyordum ama yıkık dökük biriydim herşeyim abim gitmişti şehit olmuştu inanamıyordum inanmak istemiyordum çünkü söz verdi gitmezdi biliyordum.

ASKER KIZIN HİKAYESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin