Üzerinden bir hafta geçmişti ve ben babamların karargahda görev yapıyordum.
Onlara dairde yine bir iz veya bilgi yoktu hala arıyorduk.
Hazırlanıp evden çıktım karargaha gittim odama geçip üniformamı giyip albayın odasına çıktım.
Kapıyı tıklattım içeri girdim tekmil verip "Komutanım babamlardan haber varmı" diye sordum zaten biliyordu oda hergün sorduğum soruydu.
Derin nefes alıp söyle dedi "Hala bulunamadı ama artık sayılı günler kaldı" dedi "Anlamadım komutanım ne sayılı günü" dedim
"Babanlar bir hafta daha bulunamazsa diğer tim arkadaşları gibi onlarıda şehit kabul edeceğiz" dedi.
Kaldım sadece öylece kaldım bir şey diyemedim ama olmazdı böyle ben göz göre göre izin veremezdim.
"Anladım komutanım" dedim ve odadan çıktım
Düşünmeye başladım ne yapabilirim diye aklıma hiç bir şey gelmiyordu.Sonra bahçeye çıktım düşünmeye başladım bir şey olması gerekiyordu.
Biraz düşündüm sonra içeri girdim bir kaç dosya vardı onları düzenleyip her gün gittiğim yere abimin odasına gittim.
Odasıda onun gibi huzur güven kokuyordu her şey mükemmel düzende tek bir dağınık yada bozuk bir şey yoktu.
Biraz daha orada kalıp eve gittim yine aynı kimse konuşmuyor hiç bir şey yapmıyordu emre işe gitmiyordu annem de aynı şekilde ve ikiside benimle asla konuşmuyordu sebebi neydi ki.
Çok fazla sorgulamadım acımız vardı benimle ilgilenecek değildi ya.
Odama geçip biraz uyumaya çalıştım ama kabuslarla uyandım bu aralar düzgün uyuyamıyordum birde.
Kalktığımda zaten saat 5 di hazırlanıp erkenden gittim karargaha.
Sonrasında albay postası geldi albayın beni çağırdığını söyledi.
Gittim kapıyı tıklattım onay alımca içeri girip tekmil verdim "Komutanım beni çağırmışsınız" dedim "Gökçe kızım otur ilk önce sana bir şey dicem" dedi rütbeden çıkmıştık noluyordu oturdum.
"Kızım tim bir şey bulmuş yani abinle babanın künyeleri ve üniformaları ve onun ilerisinde de bi kamp var orasıda üç gün önce patlatıldı" dedi hayır olamaz bir kez daha aynı acıyı kaldıramazdım hem daha diğeri çok yeni iken bunuda kaldıramazdım.
"Akif amca deme onu lütfen onu deme" dedim "Malesef gökçe abin ve baban için şehit olarak geçicek" dedi hayır dı ben onları kaybetmemiştim hem öyle olsaydı hissederdim biliyorum.
Ne kadar doğru bir karar ama başka çarem yoktu ve yapıcaktım abim ve babam için bunu yapıcaktım.
"Komutanım ben özel kuvvetlere geçmek istiyorum" dedim hemen "Olmaz" dedi olucaktı babam ve abim için olucaktı "Hayır komutanım kararımda ciddiyim ve özel kuvvetlere geçeceğim" dedim.
Ve çıktım odadan sonrasında başvuru işlemlerini halledip şehitliğe gittim zaten kabul edildim mi haber verirlerdi.
Şehitliğe girdiğimde kalbimde her zaman olan bir sızı oldu ve gözümden bir yaş düştü ama yinede ilerlemeye devam ettim.
Abimin yanında biraz daha durduktan sonra eve geçtim.
Eve geldiğimde durumlar yine aynı herkes kendi halinde susup oturuyordu.
Odama çıkıp biraz kalan işlerimi halledip uyudum.
1 HAFTA SONRA
Emre biraz daha düzelmeye başlamıştı bana karşı ama annem hala aynıydı yani benle pek fazla iletişime geçmiyordu.
Özel kuvvetlere geçmeme babam izin vermiyordu zaten abimde izinsiz geçmişti biraz kızıp sonradan alışmıştı. Olsaydı kesinlikle geçmeme izin vermezdi ama tek çarem bu onları bulmadan bana rahat yok.
Annemede bunu söylemeye karar verdim ve aşağıya indim.
Salonda oturuyordu Anne diye seslendim bakmadı tekrar seslendim yine bakmadı.
"Yine aynıyız demek o zaman ben söyleyeyim özel kuvvetlere geçiyorum başvurumda bir kaç güne cevaplanır" dedim.Yüzüme baktı ve gözlerinden üzüntü ve hayalkırıklığı geçti derin bi nefes verdi "Hayır" dedi "Anne ne dersen de babamlar şehit olmadı yaşıyorlar ve bende onları bulacağım" dedim direk odama çıkıp hazırlanıp karargaha geçtim.
Bana abimin odasını vermişlerdi zaten iki kişilik bir odaydı onunda yanına yeni yüzbaşı geleceği için büyük bir odaydı.
Hiç bişeyi değişmedim masası olduğu gibi duruyordu kendime küçük bir masa alıp kenara yerleştirdim kendime orayı kurdum.
Sonra bilgisayarın kurulumunu yapıp kalan ufak tefek işleri halletim. Kapı çaldı gel dedim albay postası gelmişti " Astsubay Yusuf TAŞKIN" "Komutanım albayım sizi çağırıyor" dedi "Tamamdır çıkabilirsin" dedim üniformamı düzeltip yanına gittim.
Kapıyı çaldım gel sesini duyunca içeri girip tekmil verdim "Teğmen Gökçe YILDIRIM beni emretmişsiniz komutanım" dedim Otur dedi tabikide oturmadım "Bu bir emirdir" diyince oturdum.
Bazı şeyler ve başvurumun onaylandığını iki gün sonra eğtimler için gitmem gereken yeri söyledi.
Odadan çıkıp abimin odasına gittiğimde emre oturuyordu "Hayrola emre noldu" dedim
"Bende kabul edildim" dedi "Nereye kabul edildin" diye sordum anlamayarak "Özel kuvvetlere" dedi demek oda başvuru yapmıştı.
"Eğtim yerin neresi" diye sordum "Aynı yerdeyiz Hakkari" aynı yerdeydik ve ikimizinde tek amacı vardı babamızı abimizi bulmak ve abimizin intikamını almaktı.Ankara'daki işlerimizi halledip Hakkari için yola çıktık araba ile gidiyorduk zaten lazım olucaktı orda da. 16 saatlik yolun sonunda Hakkari'ye varmıştık yapmamız gereken işlemleri halledip eğtim alanına gittik.
Evett arkadaşlar uzun bir aradan sonra tekrar devam ediyorum kitaba yorum ve oylamayı unutmayınnn.
Birde eğtim süresi zarfında yaşanan olayları yazmayacağım onlar hakkında tam kesin bir bilgim olmadığı için direk atlayacağım oraları.
🤍
![](https://img.wattpad.com/cover/361767629-288-k674170.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER KIZIN HİKAYESİ
AcţiuneKitap Harp okulu 4. sınıf öğrencisinin daha asker olmadan çektiği zorlukları ve hayatını anlatıyor.