nine"Strawberries and cigarettes always taste like you"

188 24 15
                                    

İyi okumalar🐞

Yine bir gün okuldan dönmüş evde ders çalışırken masada uyuya kalmıştım. Bir ara mutfaktan gelen sesler ile uyandığımda saat gecenin dördüydü. Bende kedidir diye düşündüm çünkü daha öncelerde mutfağıma kesi girmişliği vardı. Bu yüzden masamdan kalkıp gözlerimi ovuştura ovuştura odamdan çıkıp mutfağa indim. Etraf karanlık olduğu için ışığı açtığımda tam karşımda elinde bıçakla yüzünde maske olan bir adam evimde hırsızlık yapıyordu. Ben geri geri giderken kendiside üzerime doğru geliyordu. Sırtım duvar ile buluştuğunda soğukluğu ile tıslamıştım.

Hırsız olduğu yerde durduğunda yüzündeki maskeyi çıkarıp bana pis pis bakıyordu. Daha da üstüme gelirken iki kolunu iki yanıma koyup yüzü boynuma doğru giderken onu olabilecek en güçlü şekilde hızlıca ittirdiğimde elindeki bıçakta yere düşmüştü. Hemen onu yerden alıp ona uzattığımda dışardan gelen polis siren sesleri ile hırsız evimin balkonundan atlayarak ortadan kaybolmuştu.

*Günümüz*

Sabah daha iyi bir şekilde uyandığımda artık okul için hazırlanmaya başladım. Kısa bir hazırlanma sürecinden sonra bir şey yemeden evden çıktım. Her ne kadar iyileşsem de ne yesem kusacak gibi hissediyordum. Yolda giderken derslerde aldığım notlara bakıyordum. En azından böylece bunları unutmamış olurdum. Notları okurken yanımda duran motor ile adımlarımı durdurup baktığımda Minho motardan inip yanıma geldi.

"Jisung nasıl olsun? Daha iyi misin?" Böyle ilgilenmesi beni yanıltıyor gerçekten. Ben onu hâla çok seviyorum ama o sadece benimle sanki arkadaş anlamında ilgileniyormuş gibi hissediyordum. Tamam böyle olmak bile bana iyi geliyor ama işte karşı taraf o kişiye aşık olduğunda ki buradaki karşı taraf benim bu arkadaşlık ilişkisi olmaktan çıkıyor.

"İyiyim hyung." Ona gülümseyerek cevapladıktan sonra Minho elimdeki not defterini ve omzumda takılı olan çantamı çektikten sonra defterimi çantama koyup kendi önüne taktı. "Bugün seni ben bırakayım." Ellerimi teslim olurmuşcasına kaldırarak kafamla beraber sağa sola salladım. "Hayır hayır hiç gerek yok hyung. Hem ben motordan korkuyorum." Minho beni dinlemeden kolumdan tutup kendi önce binip benim binmem için kaş göz işareti yaparken teslim olup bindim.

"Sen sadece sıkı tutun yeter." Demesiyle kollarımı çok ama çok utanarak ve yavaşça onun beline sardıktan sonra Minho motoru çalıştırdığında farkında olmadan belini daha fazla sıkmaya başladım. Farkına vardığımda kolumu biraz gevşetmeye çalışsamda motordan korktuğum için eskisi gibi sıkmaya devam ediyordum.

Kafamı onun sırtına bastırdıkça sanki bana daha da hızlanıyormuş gibi geliyordu. Bir süre sonra motor durduğunda Minho bana dönecek iken ben onun bana dönmesini kollarım onun belinde iken engelliyordum. "Jisung hadi bırak beni geldik." Demesiyle gözlerimi yavaşça açıp etrafa baktığımda okuldaki bazı şahıslar bana ve Minho'ya bakıyordu. Bununla kafamı kaldırıp ellerimi onun belinden çekip motordan hızlıca indim.

"Çantan." Çantamı hızlıca onun elinden aldım. "Teşekkür ederim hyung ve eğer belini çok sıktıysam da özür dilerim. Görüşürüz." Daha fazla orada kalmak istemedim çünkü hem midem bulanıyordu hem de etraftaki insanların bana tuhaf tuhaf bakması çok rahatsız edici bir şeydi. Bunlardan başka bir neden ise Minho'ya her ne kadar çok bağlansamda onu belki sevmeyi bırakabilirdim...

Biliyorum sadece kendimi kandırıyorum böyle ama yol yakınken ondan uzak kalmam gerekiyor. Her ne kadar zor olursa olsun. Bir de bunun için kendimi üzmek veya kendime zarar vermek istemiyorum. Yeterince zor bir dönemdeyim zaten.

Giderken Felix ve Jeongin ile karşılaştığımda onlara her zamanki gibi gülümseyerek selam verdikten sonra Jeongin bana sarıldı. "Çok özlemişim seni Jisung~" bununla sesli gülerken bende ona karşılık verdim. "Bende seni özledim bebek ekmek~" Felix'te Jeongin'i çekil bana sarıldığında gülmeden edemedim. Bu ikisine sahip olduğum için çok şanslıyım. Hayattaki mutluluk kaynaklarım...

"İkinizi de çok özledim ve iyileştim. Sadece biraz mide bulantım var o kadar." Bunu demem ile Felix kaşlarını çatıp bana baktı. Felix'in beni bu kadar iyi tanıması beni bazen korkutuyordu.

"Yemek yemedin değil mi? Yürü yemek yemeğe gidiyoruz." Tam konuşacak iken ikiside beni yemekhaneye götürmeye başlamıştılar bile. Ama benim gerçekten ne yesem kusacakmışım gibi bir hissim vardı...





Bölüm bitti<33

ready for love•Minsung•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin