(1) Yeni Okulum Ve Yeni Hayatım.

78 5 14
                                    

Ben Vasena. Okulda çok dışlanan, sözünü geçiremeyen bir eğlenceli bir kızım.
18 yaşında lise ye hazırlanıyorum.
Okulda onca kötü konuşmalara katlanarak ve otobüste yer kapladığımı iddia eden insanların içinde bulunarak eve saat 18.20'de üstümü giyinmem ile birlikte yatağa uzanmıştım.
Tek ailem telefonum ve müziğimdi. Yatakta tavana bakarak hayatımı sorguluyordum.

Babam beni ben 8 yaşında iken terk etmişti. Annem ise babamla boşanacakları için Avrupa'ya gidecekti. Orada birkaç işi olduğunu ve en kısa zamanda geri geleceğini söylemişti. Kısacası beni terk etmişti.

Civcivli pijama ile sokakta gözyaşlarım ile geziyordum.
Herkes bana acınası bir bakış atıyordu.
Ayakkabımı giyecek zaman bile bulamamıştım.
Koşar adımlarla denizin olduğu tarafa doğru gittim.
İçimi dökmek için tek arkadaşım deniz olmuştu.
Denizi izlemek için kumun tam yanındaki banka oturmuştum. Kendimi tutamadan ağlamaya başlamıştım.
Gözümden yaşlar akarak denizin üstüne damla damla akmıştı. Elimi suya doğru gezdirirken suyun felaket soğuk olduğunu ve gece yarısı olduğunu unutmuştum.
Hangi cesaret ile gece dışarı çıktım ki?
Ağlamaktan başım çatlıyordu. Keşke hayatta olmasaydım.
Ne ben ne ruhum hiç canlı değildi. Asla öbür insanlar gibi bir güzel yaşam süremeyecektim. Eve dönecek cesaretim bile yoktu ve yarın okula gidecek halim olduğunu da sanmıyordum.

Işıl ışıl parlayan denizden son veda mı ederek Eve doğru yürümeye başladım. Eve dönmemek için yavaş yavaş yürüyordum. Ne de olsa beni unutmuşlardır.
Var mıyım yok muyum haberleri bile yoktu.
Eve her geldiğimde ruhum daralıyor, cansız olmaya başlıyordum. 2 dk boyunca yürümüştüm ve çok yorulmuştum. Ara sokağın sağ tarafında bir bakkal vardı.
Oraya doğru yürümeye başladım.
Ara sokakta birçok insanın kaybolduğunu veya yok olduğunu duymuştum.
Aslında pek acıkmamıştım ve gitmeme gerek yoktu.
Saat çok geçti ve saatin 00.41 olduğunu görmüştüm.
Koşarak eve yetişmeye başladım.
Saat 01.08 ve eve gelmiştim.

Mutfaktan bir tabak çıkartarak salona avuç dolusu çekirdek almıştım.

Yatağa uzanarak telefona bakmıştım.
Instagram a girerek reesh izlemeye başladım.
Uykum vardı, uyumak istemiyordum.
1 saniye bile olmayan bir mesaj belirdi.
Şunu dedi. 'merhaba'
Benim hesabım özel ve takip etmediğim kimse bana yaşamazdı ama nasıl bu kişi bana yazabiliyordu?
Ağzından bir kelime almak için cevap yazdım.
"Merhaba!"
' nasılsın Vasena?' demişti.
Oha nasıl ismimi biliyordu?
Yoksa sınıftan biri bana komplo mu kuruyordu?
"İsmimi nereden biliyorsunuz ve bana yazacak cesareti nereden buluyorsunuz?" Demiştim.
' öncelikle ben Rüzgar. Senin okuldayım bilirsin ya benim grubum var. Beni herkes bilir.'
Ne kadar itici birisiydi. Başıma dert açmak istemiyordum.
Uyumadan önce onu engellemiştim.
Ya benden bir ricası varsa?
Benim her şeye üzülmem beni çok sinirlendiriyordu.
Üstümü örterek uyumuştum.

Sabah olmuştu ve saat 11.10'du.
Çok geç kalmıştım. Bunun olacağını biliyordum.
Terliğimi giyerek odamdaki lavobada gitmiştim.
Morelimi yerine getirmek için şarkı açmıştım.
Elimi yüzümü yıkayarak 3 dilim reçelli ekmek ve
1 bardak limonata doldurup hepsini mideme indirmiştim.
Sıra üstümü giyinmekti.
Annem beni cumartesi günü o en pahalı zengin okuluna yazdırmıştı.

Gerçi bursluluğu kazanmıştım.

Lise hayatım şimdi başlıyordu.
Eski okulum beni sevmez iken şimdi macera başlıyordu.
Altıma kırmızı geniş etek üstüme beyaz gömlek giymiştim.
Gömleğimi ilikledikten sonra siyah kıravat takmıştım.
Çok korkuyordum. Ne annem ne de babam götürecekti.
Dişimi fırçalayarak okul çantamı hazırladım.

Taksiye bindim ve okulun olduğu yeri taksici abiye tarif etmiştim. Pek bende bilmiyordum. Saat 12.00 olmuştu ve taksiden inmiştim.
Eski okulumda istiklal marşı okunurdu ama bu okulda
Ne istiklal marşı ne de sıraya dizilme vardı...

Sınıfım 12/C'di. En ön sıraya geçerek yerimi kapmıştım.
Sınıftaki herkes bana tip tip bakıyordu.
Onların bakış şekli rüyama girecek diye ödüm kopuyordu. Herkes üst üste sınıfa geliyorlardı.
Herkes sırasına oturmuş vaziyette bana göz deviriyorlardı. Çantadan resim defterimi çıkarttım ve resim çizmeye başladım. Hoca gelmeden bir insan çizmeyi çok seviyordum. Yanıma çilek ve ahududu karışık bir parfüm sıkmış bir kız oturdu. Kulağıma fısıldayarak şunu dedi. 'burda çok eğleniceksin ama ağlayarak.' yanımdan kalkarak arkadaşları ile sınıftan kahkaha atarak çıktılar.
Ben okul yerine bir mal insanların olduğu yere mi düşmüştüm?
Daha fazla dayanamayarak sınıftan çıktım ve okulun içine bir göz attım.

Okulun tavanları şeffaf cam şeklinde çok havalı idi.
Yanıma bir erkek geldi ve şunu dedi. 'merhaba beni engelleyen kişi' demişti. Nasıl yani engellediğim kişi o muydu?..

KARANLIK AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin