(4) Balo'nun Büyük Kapışması.

26 2 0
                                    

Yorum atıp beğenir misiniz canlarım...
Umarım beğenirsiniz çünkü bu bölümde başlıyor...

Darlin ile mağazalara elbise bakmak çok yorucuydu...
Bir mağaza vardı ama o kadar paramız yoktu.
Darlin ve ben yinede oraya girdik

Darlin gözlerini alamamıştı. O kadar güzel elbiseler vardı ki ben de gözlerimi alamamıştım.
Amber elimden tutarak elbiseleri eliyle gösterdi.
Çok heyecanlıydı ama ben hiç heyecanlı değildim...

Darlin bana şunu demişti.
'Vasena, bak bu elbise tam sana göre.' demişti.
Elbisenin göğüs yeri kalp şeklinde ve tutunacak lastiği yoktu. Tamamen göğüsün elbiseyi tutması gerekiyordu.

'Vasena, ne bakıyorsun denesene!' demişti.
Siyah ve simli olması Amber'in ilgisini çekmişti ama benim asla ilgimi çekmemişti.

"Darlin bence sen dene. Sana daha çok yakışır." Demiştim.
' hayır. Ben kendime gökyüzü mavili bir simli elbise alacağım.' demişti. Söze gelerek şunu da eklemişti.

' Acele et de giyin. Hava kararıyor. Daha bakacak bir sürü mağazalar var. Topuklu ayakkabı bakacağız.' demişti.

Derin nefes alarak elbiseyi alarak kabine doğru ilerledim.
Üstümü çıkartarak elbisenin içine girdim. Elbise ne boldu ne de dardı. Tam oturmuştu.
Tek bir sıkıntı vardı... Çok özgüvensizdim.

'Vasena giyindin mi? Ben de bakacağım.' demişti.
Kapinin kapısını açarak yürümeye başladım.
Darlin bana karşı o kadar hayretle bakıyordu ki bayılacak duruma gelecek gibiydi.

'Vasena bu sen misin? Çok güzel olmuşsun...
Gözlerimi senden alamıyorum. Elbise sana çok oturmuş.
Aynaya baksana!' demişti.

Yürüyerek aynaya doğru ilerledim.
Sanki podyumda yürüyormuş gibi bir his vermişti.
Gerçekten çok güzel olmuştum...
Bu ben miydim?

"Darlin gerçekten çok güzel bir elbise ama bu elbise sence de çok abartılı değil mi?" Demiştim.

' hayır tabii ki de. Tam bir kuğu gibi olmuşsun tatlım.' demişti gülerek.
Ardından şunu da eklemişti. 'hadi üstünü giyin de bende giyineyim.' demişti.

Koşarak kabine doğru ilerledim. Elbise gelinlik gibi yerlerde düşünüyordu...
Üstümü çıkartarak kıyafetimi giyindim. Sıra Amber'de idi.

Darlin kabine girerek üstünü giyindi.
Ne ara elbisesini seçmişti öyle?
Darlin kabinden çıkarak güzel bir poz verdi.
' nasıl olmuşum Vasena? Güzel olmuş muyum cidden?' heyecanla bana bakıyordu.

Ağzım açık kalmıştı. O kadar güzel olacağını beklemiyordum. Masmavi bir uzun elbise...
"Çok güzel olmuşsun Darlin. Bence bu elbiseyi alsan iyi olur. Zaten 1 tane kalmış." demiştim.

Darlin tekrar kabine girerek üstünü giyinmesi ile elbiseleri elimize aldık. Toplam 890.000 TL tutmuştu...
Elbiseler çok pahalıydı... O bütün paramızı bu elbiseye vermiştik.

Darlin ve ben biraz tereddüt ettik ama başka seçeneğimiz yoktu...
Darlin ve ben koşarak poşetler ile beraber bütün mağazalara ayakkabı ve çanta aramakla koyulduk.

İşimiz bitmişti. Darlin simli elde tutulan Beyaz çanta almıştı. Ben ise bordo renginde simli çanta almıştım.
Çanta ve topuklu ayakkabılarımız aynı modeldi. Ama renkleri farklıydı.
Darlin bordo ayakkabı almıştı. Ben ise beyaz ayakkabı almıştım. Bu sefer simli değildi.
Darlin ile sarılarak ve veda ederek yolumuza koyulduk.

Dans ede ede koşarak eve yetişmiştim. Eve doğru yaklaşmıştım. Annem ve babamın alışveriş yaptığımı görmemeleri için arkama saklamıştım. Gizli bir iş çevirmek istemezdim ama alışverişimi elimden alarak yakmasını istemezdim...

Evin içine girerek ayakkabımı çıkartmam ile beraber
Odama geldim.
Bütün zamanımızı dışarda zaman geçirmek ile geçmişti.
Darlin'e eve varmış mı diye aradıktan sonra uyumaya devam etmiştim. Çok yorulmuştum...
Güzel ve uyku çekmeyi hak etmiştim.

Sabah olmuştu. elbisemi ve bütün alışveriş kıyafetlerimi giyinmiştim..
Hocanın attığı konumu taksiye görerek taksi beni götürmüştü. Yemek bile yiyecek zamanım yoktu.

Darlinnile saat 10:30'da oranın kapısında buluşacaktık.
10:30 olmasına 8dk vardı...
Taksiye daha hızlı gitmesini söylemiştim.

Taksiden inerek Darlin'e sarıldım.
Darlin ve ben çok güzel olmuştuk.
Burası tam da zenginlerin olduğu yerdi...

İçeri girmeden önce Fotoğraf cekindik. İlk ben çektim ve sonra Darlin çekmeye başladı.
Çok heyecanlıydık. Elimiz ve ayağımız titriyordu.

Derin nefes alarak kapıdan içeri girdik.
Kuğu gibi ve narin bir şekilde giriş yapmıştık.
2saat bununla uğraştığımız için değmesi lazımdı.

Herkes bize hayranlıkla bakıyordu...
Yavaşça boş olan masaya yöneldik.
Sınıftaki bütün kişiler arkadaşları ile başka masada idi.

Darlin ile ben buralara biraz göz atmıştık.
Burası çok sesli ve görüntülüydü.
Bir sürü insan vardı. Bizden çok fazla büyük olan insanlar vardı.

Burayı biz sadece öğrencilerin olduğu bir yer zannetmiştik ama öyle değilmiş...
Darlin burayı çok sevmişti. Darlin'e ayak uydurmak için burası çok güzel olduğunu söylemiştim.

Garson bizim masaya doğru yönelerek bir 2 tabak kurabiye ve 2 bardak içki ikram etmişti...
İnsanlar kola veya fanta vb. İçmiyordu...
Viski gibi içecekler içiyorlardı.

Darlin ve ben biraz tedirgindik. Çünkü içersek bizi kim eve götürecekti?
Darlin aldırmadan tekde içmişti.
Darlin içtiği için ben de içmiştim.

Çok ağır bir tadı vardı. İlk defa içmiştim.
Kokusu çok kötüydü ve tadı acıydı...
Garsona biraz daha getirmesini istemiştim.
Bu ben olamazdım... Tadı sonradan güzel olması imkansızdı.

Zaman geçtikçe ben 9, Amber ise 12 bardak içmişti.
Darlin kolundan tutarak dans eden insanların olduğu kalabalığa götürmüştü.
Darlin çok sarhoştu... Deli gibi dans ediyordu.
Elindeki içki ile erkeklerin yanında el ele tutuşarak dans etmeye başlamıştı...

Ben de kendimi tutamadan dans etmeye başlamıştım.
Bir erkek yanıma yaklaşarak şunu demişti.
' Ufaklık burası senin için fazlasıyla ağır değil mi?' demişti sırıtarak.

Bana olan cezbedici gözleri ile bana viski ikram etmişti.
Tam 13. Bardağımı alacak iken başım dönmeye ve kusacak gibi olmaya başlamıştım. Arkamdaki masada oturan bir adam vardı. Bana sert bir bakış atmıştı ama aldırış etmeden lavobanın olduğu tarafa yöneldim.

Koşarak lavobaya gittim. Elbise koşmama engel olsa bile yinede yavaşlamadan ilerlemeye başladım.
Arkamdan bir adam geliyordu.

Lavobanın tam içine girecek iken adam kolumu tutarak duvara yapıştırdı...
'Nereye gittiğini sanıyorsun güzellik?' demeye başladı.

Bu adamı tanımıyordum. Kim olduğunu da sormadım.
Tam beni öpecek iken arkadan bir adam onu yere yapıştırarak yumruklamaya başladı.

Adam döndükten sonra onu erkekler tuvaletine kapattıktan sonra bana sert bir bakış attı.
Bu bakışı bir yerden tanıyordum...

Beni bu sefer sol kolumdan tutarak şunu demişti.
" Bir daha gözüme gözükürsen seni hayatta bırakmam demedim mi?" Demişti.

Başımın ağrısı daha da hızlanmıştı. "Sen de kimsin?" Diyerek omuz silktim...
Tam geçicek iken beni tekrar duvara yapıştırmıştı.
Bu sefer kollarımı da tutmuştu.

"Bırakır mısın canım acıyor" demiştim.
Gözlerimden yaş akıyordu.
Canım cidden çok acıyordu. Eskisinden daha kötü bir hal almıştı.

Kendimi tutamadan yanlış bir şekilde ona bakıyordum.
' Bu sefer canın acısa bile kurtuluşun yok!' demişti...
Elimi çekmeme rağmen bırakmamıştı.
Kendimi tutamayarak ayaklarımın uçlarına doğru yükselerek dudağına dudağımı getirmiştim.

Sarhoş olduğumu biliyordum. Bilerek yapmamıştım.
Dudağımı dudağından geçerek şunu demiştim.
"Gerçekten bilerek olmadı... Gerçekten bilerek olmad-" derken belimden tutarak beni öpmeye başlamıştı...


KARANLIK AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin