(13) Güvensizlik.

3 0 0
                                    

Hızlıca oradan uzaklaşmaya çalıştım. Hava biraz karanlıkta olsa yinede korkuyordum. Üstelik aklıma her zaman o zamanki tecavüz geliyordu. O gün elim kolum bağlı olarak onun benim vücudumu esir alması ve diyecek birşey bulamadan öylece beklemek iliklerime kadar hissetmeme sebep oluyordu.

Daha zamanımız vardı. Onların uyanma zamanı yaklaşık 2 saat kadar sürerdi. O yolculuk sırasında herkes yorgun düşmüştü ama benim tek aklıma gelen orada beni neler beklemesiydi.
Bana bunları yaşayanları hakkımı helal etmiyordum. Benim psikolojimi ve hayatımı zehir eden pis insanları beynimden silmek istiyordum. Hayatıma karışan insanları bir el şıklatmada yok olmasını sağlamak istiyordum. Bunun sadece bir kabus olmasını diliyordum...

Ölmek isteyecek kadar yorulmuş muydum yani? Onca yolumun olmasına rağmen korkak gibi pes mi edecektim? Hayatın sadece bana iyi yanlarını anlatmıştı annem meğerse...
Peki kötü olan hayatın yokuşunu kim çıkabilecek kadar cesaretli idi?

Küçükken babam bana büyüyünce anlarsın demişti. Peki o cümle, hayatın zorluklarını mı anlatmak istiyordu? Bunları düşünmek bile benim ruhumu esir alırken boğazımda bir yumruk oluşmasını sağlamıştı.

Ormandan kurtulmak için biraz hızlı yürümem lazımdı. Peki korkularımdan yüzleşmek adına, onlarıda mı zamanın bir süre geçmesi üzerine kurtulmam lazımdı?

Keşke herşey çok kolay olabilseydi...

Bunları düşünürken sağ tarafımda uluyan bir kurt görmüştüm. Kurtlardan asla korkmazdım. Aksine çok sevimli bulurdum. Favori hayvanlarımın ikinci sırasında olması için şanslı olması lazımdı. Duyduğum kadarı ile kurtların da nesilleri tükeniyordu.

Keşke hayvanların nesilleri tükeneceğine, kötü insanların nesilleri sona erebilseydi...
Kurtun yanına yavaş adımlar ile yürümeye başladım. Gözlerinde hiçbir duygu yoktu. Aksine korkutucu duruyordu. Normalde asla korkmayan ben, ilk defa favori hayvanımdan korktum.

Boğazında tasma ile bana bir gözünü bile kırpmadan bakıyordu. Sanki yiyecek gibi...
Tasmanın bir sahibi olacağını hiç bilmiyordum. Hele hele takan kişinin cesaretinden hayrandım. Benim kadar nasıl bu kadar korkusuz olabilirdi? Demek ki sadece benim duygularım ile hayatım altüst değilmiş.

Yavaşça yanına yaklaştım ve taşmasına elimi koymam ile uluyarak üstüme atlamaya yeltenmişti.
Bu kadar asi olmak zorunda mıydı?
Reflekx ile kendimi sol tarafıma attım. Çok korkutucuydu. Siyah ve grinin tonları ile kaplanmıştı. Yüzünün çerçevesi beyaz tüyler ile kaplıydı. Hiç böyle bir kurt görmemiştim.

Acaba evcil miydi? Düşünmek bile istemiyordum. Yavaş adımlarla yanından uzaklaşmak istiyordum ama kendisi bana daha çok yakınlaşıyordu. Acaba bir kurt tarafından ölebilir miydim?
Ölümüm basit bir kurt tarafından ölmeye hazır olduğumu düşünmüyordum. Hayatım bu kadar basit olmamalı.

Yaklaşık bir buçuk saate kadar ona korkakça bakıyordum. Reflex ile ona vurmak da istemiyordum. Canı en az benim kadar değerli olması uğruna empati yapmaya çalışıyordum. Ama empati yapabilecek kadar sadık olduğunu sanmıyordum.

Çalılardan bir sesler geliyordu. Acaba dostlarını mı getirmişti? O kadar hayal gücüm geniş ki saçma şeyler düşünmekte üstüme yoktu.
Kurt hızlıca o tarafa baktı ve bende kaçmak için bir fırsat bulacağım sırada kıyafetimin yakasını ağzına almıştı. Bu hayvan ne kadar vahşiydi?

Buraya gelmem hata olsa gereti çünkü bugün birçok serüven yaşamak bana fazla geliyordu.
Bir türlü tasmasına elimi sürememiştim. Sanki çok değerli bir eşyaymış gibi ölümü göz alarak onu saklıyordu.

Kurt en son o çalıların oraya gitti ve ben tekrar kaçmak için hızlanmıştım. Ayaklarım boşalmıştı.
O gün bugündür bundan sonra timsahlara ilgi duyacağım.

Cebimden telefonu çıkararak nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Kaybolmuş olamazdım...

Darlin'i arama cesareti bulunmak istedim ama geri vazgeçmiştim. mışıl mışıl uyuyordur küçük fare.

Hızlı adımlar ile yolumu tahmin etmeye çalışıyordum. En son bir çıkış yolu buldum ve arkama bakıp hâlâ beni takip ediyor mu diye bakmadan duramadım.

Baktım...

Beni takip ediyordu! Bu hayvan sakat mıydı?

Neyseki gelmiştim ve bundan kurtulacaktım. Yemek için geldi ise etim yoktu!
Kendi çadırıma doğru adım attım ve Darlin'in burada olmadığını gördüm. Bu kız beni takip mi etmişti? Beni takip etmiş olamazdı değil mi?

Uyumuş numarası yaptı ise onu çok pis öldürecektim!
Hızlıca etrafımı yokladım. Ben etrafa dikkat çekmeden bakarken boynunda bir el hissettim. Bu elc ne çok sıcak, ne de çok soğuk bir eldi. Bu el Darlin'in eli idi.

Arkamı hızlıca döndüm. Kızın yüzü kireç gibiydi. Ne olmuş olabilirdi ki? Biraz yakınına geldim ve yüzüne biraz daha yüzüme karşı yakınlaştırdım. Gözlerinde en ufak bir duygu yoktu. Onun yerine sinir ve agresiflik vardı. Bu sessizliği bozmak adına konuşmaya başladım.

"Darlin, iyi misin? Ben de seni arıyordum."
Darlin'in o duyguları hemen silinmiş şekilde sıcak bir gülümseme sundu.
"Vasena! Sen nerelerdeydin?! Ben de seni kaç kez aradım durdum ama bir kere göremedim. Nerelere kayboldun!? Beni çok korkuttun!" Dedi.

Cidden benim için korkmuş muydu? Bence de korkması lazımdı. Her an o adam tarafından ölebilirdim. Yüzünü merak ediyordum. Acaba o kişi kimdi? Durduk yere bana zarar vermesi hiç etik değildi. Her an zarar verme ihtimali olanaktı...

Hiçbir şey demeden ondan uzaklaştım. Çok yorgundum ve uyumak istiyordum. Kendimi izlenmiş gibi hissediyordum. Etrafa saf bir şekilde baktım ama hiçbir şey göremiyordum.

Ben etrafa bakarken çadırdakiler uyanmıştı. Onlara 'günaydın' dedim ve üstümü giyindim.

Herkes bir ağızdan birşeyler fısıldıyorlardı. Onlara kulak misafiri oldum ve ne demek istediklerini anlamaya çalıştım.

"Bu gece öğrencileri burada bırakarak kaçalım. Hem zaten aksiyon istiyordun değil mi Hilal hocam?" Demişti Erdem hoca.

Bunlar ne diyordu böyle? Bizi burada tek bırakacak kadar akılsızlar mıydı?

Onları dinlemeyi bırakıp yemek yemeye başladım. Çünkü biraz daha dinlersem üstlerine dalabilirim. Sofrada poğaça, börek ve sigara böreği vardı. Kısacası hamur işi yemekleri.

Ağzıma bunlardan yatıştırarak karnımı doldurdum. Hâlâ izlenmiş gibi hissediyordum ama yemek yememi bırakamaz!

Darlin bu aralar pek iyi değildi. Nedenini bilmediğim bir kuşku vardı içinde. Belli etmek istemiyor gibiydi ama belli etmese de benden kaçamazdı. Acaba ailevi sorunları mı vardı? Bunları düşünmedim değildi.

Tadım kaçtığı için uyumayı düşündüm. Hızlıca çadıra gitmeye yeltendim ve içine girdim. Birkaç tavana bakmam ile kendimi uykuya teslim ettim.

KARANLIK AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin