iyi bayramlar sekerler biz de sekerli opuselim mi?
Şaşırtıcı bir şey oldu. Chanyeol beni randevu için dışarıya çıkardı. Yanılmıyorsam bu, bunu altı ay içinde dördüncü yapışımızdı. Ben yengeç burcuydum, evde durmak benim için hiçbir zaman sıkıntı olmamıştı. Ancak bu hafta Chanyeol uçuştan sonra evime geldiğinde içimin daraldığını fark etmiş ve gece yürüyüşü yapmak için dışarı çıkmayı teklif etmişti. Hevesle hazırlanmış ve sevgilimle dışarıya çıkmıştık. Saat çok geçti, yine de sıkıntı değildi. Deniz kenarında biraz yürümüş sonra da çimlere oturmuştuk, daha doğrusu Chanyeol oturmuş ben de dizlerine yatmıştım. Dışarıda pek insan kalmamıştı o yüzden rahattık.
"Çalışmanı hiç özlemedim." saçlarımda gezinen parmaklarıyla iyice mayışıyordum. Yarın maalesef ki işe dönecektim ve ikimiz de bu konuda süper mutlu değildik. Çalışmayı ben de hiç özlememiştim. On beş gündür yatıyor olmak öyle hoştu ki ayağımın iyileştiğine neredeyse üzülecektim. "Ben de özlemedim." çalışıyorken de Chanyeol ile az vakit geçiriyordum. Ya gün boyu otelde oluyordum ya da uyumamız gerekiyordu. "Benimle evlenirsen sana bakarım, çalışmana gerek kalmaz." cömert teklifine koca bir kahkaha ile karşılık verdim. "Beni kuleye kapatıp herkesten gizleyecek misin?" o da benim gibi gülümsedi.
"Keşke seni herkesten gizleyebilsem." gözlerimi kapatmamış olsam kesinlikle devirirdim. "Kimsenin bana aşık olduğu falan yok Chanyeol." dedim bıkkınlıkla. "Tabi canım." bu konuyu uzatmamayı öğrenmişti. Çünkü konuşunca sinirleniyor, sinirlenince çirkinleşiyor ce çirkinleşince de beni kaybetmekle burun buruna geliyordu. "Uçuş nasıldı bugün?" diyerek konuyu değiştirdim. "Stresli." dediğinde gözlerimi açtım. "Bir şey mi oldu?" biraz donuk baktığını fark ettiğimde kucağında doğruldum. "Uçak biz havadayken arıza verdi bugün." gün boyu süren anlamsız sıkıntım şimdi anlam bulmuştu. "Tehlikeli durumda mıydınız?" başını salladığında ağlamak istedim.
"İner inmez bir toplantı yapıldı. Biz kalkarken hiçbir sıkıntı yoktu, hem Seul'deki teknisyenler hem de biz onay vermiştik ancak ne olduysa havadayken motor arıza verdi." sesindeki yorgunluk içimi sızlattı. Hiç uyumadan doğrudan yanıma gelmiş olmalıydı çünkü ben biraz şımarıp eve gel diye ısrar etmiştim. "Neye karar verildi?" elim yanağını okşuyordu usulca. "Ben sadece rapordan onaylama yaparım, hata benden kaynaklı değil. Teknisyenin gözünden kaçmış bir şey olabilir ya da motor sonradan sıkıntılanmış olabilir. Bize yeni bir uçak temin edecekler. Ancak gerçekten ciddi bir sıkıntıydı. Kontrol için kokpitten çıktığımda bana endişeyle bakan onlarca yüze güven vererek bakmak yorucuydu. Herkesin önünde hava maskeleri vardı ve ben insanlara ölmeyeceksiniz diye güven vermek zorundaydım." her işin gerçekten de apayrı zorluğu vardı. Anlattığı kadar büyük bir sıkıntıyı başarıyla atlatmasına gurur duydum.
"Sonra senin de sıkıntılı olduğunu görünce içimiz açılsın diye çıkalım dedim işte. Senin yengeç hislerin de ayrıca korkutuyor beni. Nasıl hissediyorsun, anlamıyorum hiç." kıkırdayıp yanaklarını sevme işime devam ettim. "Bazen..." duraksadığında başımı salladım devam etmesi için. "Bazen, acaba insanların hayatlarının daha az bana bağlı olduğu bir iş mi seçseydim diye düşünüyorum." sevgilimi ilk defa bu kadar yorgun ve düşünceli görüyordum, bu yorgunluk maalesef ki fiziksel bir yorgunluk değildi. "Benimle evlenirsen sana bakarım, çalışmana gerek kalmaz." az önce kurduğu cümlenin aynısı söylediğimde biraz da olsa onu güldürmeyi başardım.
"Seninle ilgili en çok sevdiğim iki şey ne biliyor musun?" ne der gibi baktı bana. "Birisi yaptığın her işte en iyisi olmak için çabalaman, öteki de merhametin. İçinde öyle büyük bir merhamet var ki Chanyeol, sana her geçen gün daha çok aşık olmama sebep oluyor." suratındaki gülümseme biraz daha anlamlı bir hal aldı. "En sevdiğin huyumun özür dilemem olduğunu sanıyordum." benimle alay ediyordu, bu da demekti ki modu biraz yerine gelmişti. "O ayrı, karıştırma şimdi onu." esen rüzgarla biraz ürperip göğsüne sokuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear passengers | chanbaek
Fanfiction"Sevgili yolcular, Boston - Seoul uçuşumuz on beş saat otuz beş dakika sürecek olup yarın sabah Kore saati ile on bir otuzda Seoul'de olmamız planlanmaktadır. Ancak B-18065 numaralı koltukta oturan sevgilim beni affetmezse uçağı kaldırmak gibi bir n...