Chanyeol'ün ekibi bir hafta sonra otele geri döndü ancak yanlarında artı birleri vardı. Sehun'un işgüzarlıkları yüzünden peşlerine takılan müfettişleri. Bu kelimeyi duyduğumda aklıma sadece göbekli kısa boylu amcalar geliyordu ancak karşımdaki kişi kısa boylu, göbekli ve bıyıklı bir amca değildi. Sarışın, zarif ve güzel genç bir adamla otele girdiği ilk andan ters düşmeyi başarmıştım.
"Kimliğim neden gerekli, anlayamadım?" sabırla soludum. Birazdan elimden bir kaza çıkacaktı. Sehun yüzünden burada olmasına rağmen onun değil, benim sevgilimin yanındaydı. "Otelimize giriş yapabilmeniz için bilgilerinizi işlemem gerekiyor." kibar olmak için hayatım boyunca vermediğim bir çaba harcıyordum şu anda. "Park Chanyeol ve ekibinden kimlik talep etmediniz?" bu adam... Şimdi elimde kalacaktı. "Onlar her hafta burada kalıyorlar, ayrıca sıradan misafir değiller. Bir anlaşma üzerine burada kaldıkları için giriş çıkışları daha farklı işliyor."
"Ben de sıradan misafir değilim, müfettişim." sabır, sabır, sabır. "Anlıyorum efendim ancak bizi teftişte değilsiniz. Kimliğinize ihtiyacım var, böylece sizi bir an önce odalaranıza alabilirim." Chanyeol'ü öldürecektim, bu anı keyifle izlediği için onu gerçekten öldürecektim. Adam sonunda kimliğini sertçe bıraktı, şartlar daha farklı olsaydı ona bu kart parçasını yedirmeyi bilirdim. "Müdürünüzle görüşmek istiyorum, bu muamele konuşulmalı." bilgisayardan başımı kaldırıp adamın yüzüne gülümseyerek baktım. "Resepsiyondaki en yetkili kişi benim beyefendi." bu hafta içi bir üstümün işten ayrılmasıyla resepsiyon bana kalmıştı tamamen.
"Buyrun, odanızın anahtarı ve kimliğiniz. Arkadaşlarım yerleşmenize yardımcı olacaklar." hırsla anahatarı ve kimliğini aldı. Tüm ekip az önceki gerginliğin farkına varmış olmalılardı ki Sehun bile bana sakin gözlerle bakıyordu. "Odama bir kahve alabilir miyim Baekhyun?" diye soran Chanyeol'ü sadece başımla onayladım, onlar odasına çıktıktan sonra da odasına bir kahve gönderdim. Kendim çıkmadım. Çünkü gözünün önünde tanıdığı bir kişi tarafından aşağılanmama rağmen ağzını bile açmamıştı.
"Neler oluyor?" on beş dakika sonra üstünü değiştirmiş bir şekilde indi aşağıya. "Bir şey mi isteyecektiniz Bay Park?" soğuk bir şekilde sordum. "Neden sen gelmedin?" resepsiyonda tektim şu an, yanımda kimse yoktu o yüzden rahat konuşuyordu ama ben soğukluğumdan ödün vermiyordum. "Ben resepsiyonistim efendim, oda servisine çıkmıyorum." sabır için o da derin bir nefes aldı. "Baekhyun, neyin var?"
"Neyim mi var?" sesimin biraz yüksek çıktığını fark edip hemen kendime bir çeki düzen verdim. "Gözünün önünde herifin bana yaptığı muameleye rağmen ağzını açıp tek kelime etmedin. Ayrıca adamı sen mi dövdün Sehun mu, o oğlan niye senin yanında duruyordu?" sorunun ne olduğunu yeni anlamış gibiydi. "Çünkü kendini savunabilirsin Baekhyun, senin işine müdahale etmediğim için mi kızıyorsun bana?"
"En azından sırıtarak izlememeni isterdim!"
"Ben de bir hafta sonra geldiğimde yanıma gelmeni isterdim!" şimdi sesi yükselen oydu, duraksayıp kendini sakinleştirmeye uğraştı. "Ayrıca terfi edildiğini ne zaman söyleyecektin?" kavga etmek için seçebileceğimiz en uygunsuz ortamdı şu anda burası ancak ikimizin de durmaya niyeti yok gibiydi. "Bugün sürpriz yapacaktım, zaten dün aldım terfiyi. O adam saçma sapan davranmasa sürprizim başarılı olacaktı."
"Tebrik ederim." aniden sakinlemiş gibiydi. "Akşam kutlayalım mı?" bunu her şeyden daha çok isterdim. "Gececiyim bu hafta." Chanyeoller geliyor diye bugün erken gelmiştim işe ancak yarın sabah çıkabilirdim. "O zaman haftaya geldiğimde?" kocaman gülümseyip onayladım. "Bay Byun?" Victoria'nın sesini duyduğumda ona döndüm, resepsiyonda birkaç aydır çalışıyordu. "Bay Do'nun ekibinin çıkışını onaylamak için imza atmanız gerekiyor efendim." Önüme uzattığı belgeyi alıp imzlamam gereken yerleri imzaladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear passengers | chanbaek
Fanfic"Sevgili yolcular, Boston - Seoul uçuşumuz on beş saat otuz beş dakika sürecek olup yarın sabah Kore saati ile on bir otuzda Seoul'de olmamız planlanmaktadır. Ancak B-18065 numaralı koltukta oturan sevgilim beni affetmezse uçağı kaldırmak gibi bir n...