hep mi böyledir sevişin?

225 48 14
                                    

1 milyon kisi olmusuz cok tsk ederm bolumu atiyorum size

Chanyeol beni aylardır aşk kırıntılarıyla doyuruyordu. Bana yeterince değer vermiyor, beni sevgisiz bırakıyordu. Ben Chanyeol'e güvenmiştim, beni sever ve değerli hissettirir sanmıştım ama aldatıldığım ilişkideki kadar değersiz kalmıştım elleri içinde. Beni herkesten saklamış, hiçbir koşulda arkamda olmamıştı. Chanyeol hep karşımdaydı. Bir kere... Bir kere bile beni tutmamıştı. Her şey için tek başıma savaşmış ve Jongin ile birebir aynı duruma düşürmüştüm kendimi. Yaralarımı sarıyor diye yeni yaralar açmasına izin vermiştim. Yarabandı sevdiğin için kendini kesmemelisin, böyle dedim aynada kendime. Eve geri döndükten sonra sırılsıklamken konuştum kendimle. Chanyeol'ün beni daha fazla kanatmasını istemiyordum. Ben artık kanamak istemiyordum.

Müdürümün izniyle evde kaldım iki gün. Jongdae işe gitti ve ben yokken resepsiyon ile ilgilendi. Chanyeol beni sorsa bile asla cevap vermemiş, zaten ondan başka güvenecek kimsem kalmamıştı. İki gün sonra işe döndüğümde ne Chanyeol kalmıştı ne Sehun. Müdürden özellikle Chanyeol'ün ekibini benden almasını istemiştim. Daha fazla ikisinin de suratını görmek istemiyordum. O da bana hak vermiş ve beni başka bir ekibe vermişti. Do Kyungsoo'nun ekibi.

Benim alındığım göreve Jongdae verilmişti. Özel istekte bulunmuştu ve bildiğim bir şey varsa o da onlara hayatı dar edeceğiydi. Jongdae kendisi için uğraşmaz ama benim için dünyayı yakardı. Yine de kendisini riske atmasını istemiyordum.

"Buyurun Bay Do?" dedim telefonu açarken. Park Chanyeol ve ekibi yan tarafta duran Jongdae'den odalarının anahtarlarını alıyorlardı. Chanyeol beni izliyordu. "Selam Baekhyun, akşam için bizim ekibe yemek ayarlayabilir misin?" kibar birisiydi. Ekibiyle artık ben ilgilendiğim için çok mutluydu. Junmyeon'da öyleydi, en yakın arkadaşım ile birliktelerken gayet iyi anlaşıyorduk biz ama Jongdae'yi üzünce benim sigortalar atmıştı. "Tabi ki efendim. Özellikle yemek istediğiniz bir şey var mı?"

"Herkes farklı şeyler yiyor. Ben sana listeyi atayım, bundan sonra hep ona göre hazırlatırsın. Yemeklerin de hepsini benim hesabıma yazarsın." cömert birisiydi, dün akşam da Jongdae ile bize içecek ısmarlamıştı. "Peki efendim." telefonu kapattıktan sonra listeyi hemen attı, ben de gereken yere gönderdim listeyi. "Konuşabilir miyiz?" duyduğum ses ile gerilmemeye çalıştım ve arkamda duran Victoria'ya döndüm. "Beyefendiyle ilgilenir misiniz Bayan Granger?" aslında hiçbir işim olmamasına rağmen uzaklaştım oradan. "Ben ilgilenirim." Jongdae'nin sesini duyduğumda gülümsedim. "Buyrun Bay Park? Nedir problem?" Chanyeol ne dedi duymadan personel odasına geçtim.

Biraz vakit geçtikten sonra geriye döndüm. Müdür kesin bir şekilde Chanyeol ve ekibinden kimse ile konuşmamamı söylemişti. Aşırı mecbur kalırsam muhatap olmadan cevap verecektim sadece. Chanyeol hafta boyunca beni arayıp durmuştu. Mahvolmuştu doğrusu, sabah onu gördüğümde şaşırmıştım. Şimdi bile mesaj atmaya devam ediyordu.

Sevgilim(72):

Baekhyun lütfen konuşalım.

Lütfen izin ver konuşalım.

Beni bırakma.

Sensiz yapamam Baekhyun.

Artık sensiz yaşayamam.

Lütfen beni bırakma.

Seni seviyorum.

Özür dilerim. Çok özür dilerim.

Baekhyun lütfen.

Seni çok seviyorum Baekhyun.

Sana çok aşığım.

dear passengers | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin