anlar o beni

270 48 17
                                    

hello finallerden kurtulduk simdi de butler var siz bunla idare ede durun butlerim bitince haftada 1 duzenimize doneriz oy yorum bekliorm 🤧 optum sizi 💗✋️😻

Hafta boyunca Chanyeol'den gelen hediyeler eksik olmamıştı. Her gün odama girdiğimde masanın üstünde yeni bir çiçek görüyordum ve bu sinir bozuculuktan tatlılığa evrilmişti. Chanyeol beni tanıyordu. Neleri sevdiğimi biliyordu. Beni nasıl mutlu edeceğini biliyordu o. Yumuşamam için elinden gelen her şeyi yapıyordu. İlk gün beni aşırı sinirlendiren bir buket göndermişti. İkinci gün saksılı bir orkide. Üçüncü gün şakayık buketi ve dördüncü gün renklerine hayran kaldığım bir buket ile bir kutu da çikolata göndermişti. Beşinci gün elinde çiçekleriyle kendisi çalmıştı kapıyı. Beyaz laleri görünce beni hatırlamış, öyle söylemişti bana.

Elde etmek için yıllarca uğraştığı işinden etmiştim onu ama bana hiç kızgın gibi değildi. Yumuşak yanımı ortaya çıkarıyor, bana sürekli güzel şeyler söylüyordu. İlişkimizin sıkıntısız günlerini hatırlatır bir hali vardı bana karşı. Özleminden burnumun direği sızladığı için zor dayanıyordum ilgisine. Jongdae salak olduğumu söylüyordu. İki çiçek aldı diye yumuşama öfkeni diri tut biraz diyordu ama benim için kin tutmak onun kadar kolau değildi. Jongdae birine sinirlendi mi karşısındaki sevdiği birisi olsa bile affetmekte zorlanıyordu. Ama benim sevgim öfkemin önüne geçip duruyordu.

Bana üstünde çok güzel notlar olan yedi ayrı çiçek getirmişti. O notları ölene kadar saklayacaktım. Beni paramparça eden oydu ama yine onun davranışları ile kıymetli hissediyordum. Mavili bir buket getirmişti ilk gün.

İnanma istersen yıldızların yandığına,
Güneşin döndüğüne inanma,
Doğrunun ta kendisini yalan bil,
Ama seni sevdiğime inan Ophelia.

En sevdiğim oyundan bir notla göndermişti ilk çiçeği. Çiçeği atmış ama notunu almıştım. Sonra yavaş yavaş çiçekleri Yerim'e vermiştim, o da vazolatıp şirketin farklı yerlerine koydurmuştu. Şirkette çoktan dedikodular başlamıştı, herkes bir şeyler söylüyordu ama Jongdae ve Minseok benim hakkımda kötü şeyler söylenmesine kesinlikle izin vermiyorlardı. Ama illa bir şeyler konuşuluyor ve benim de kulağıma geliyordu. İki gün önce asansörde olduğumu fark etmeyen iki kişinin bu meseleyi konuştuğunu duymuş ve beni fark etmeleri için hafifçe öksürmüştüm.

İşlere artık alışabilmiştim. Ben zaten bu iş için eğitilmiştim. Ailemin tek çocuğuydum, buradan başka bir kaderim yoktu bunu iyice anlamıştım Chanyeol'den sonra. Babam da tıpkı biricik sevgilim gibi otelde çalışıyor olmamdan utanmış ve oğlum Amerika'da eğitim alıyor diye yalan söylemişti herkese. Her an patlak verebilirdi ve benim birazcık bile umrunda değildi.

Chanyeol ve ekibinin teftişi devam ediyordu. Artık sadece ülke içinde uçuyorlardı, ekibin öbür üyelerini görmüştüm ama yüzüme bakamıyorlardı. Sehun'un öfkeli bakışları da hiç umrumda olmamıştı. Bugün Chanyeol bir çiçek daha göndermişti ama işim başımdan öyle bir aşkındı ki bakmamıştım bile. Yerim notu masama bırakıp çiçekle çıkmıştı odamdan. Öğle molası bile veremeden çalışmıştım tüm gün. İşleri devralmış olmanın yükleriyle uğraşıyordum. Sonunda her şey bittiğinde akşam onu gösteriyordu saat. Jongdae eve benden önce dönmüştü. İstediğimiz gibi burada kendimize bir ev tutmuştuk. Annem bu durumdan pek memnun değildi ama bir şey de dememişti. Zaten üç senedir birbirimizi görmediğimiz için alışmışlardı.

Dönüş yolunda kafam dağılsın diye baktığım telefonda gördüğüm tek bir şey beni barlar bölgesine itmişti. Karşıma bir şiir düşmüştü.

Sanmıştık ki ikimiz
Yeryüzünde ancak
Birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki
Tek kişilik bir yalnızlığa bile
Rahatça sıkarız

dear passengers | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin